Danıştay 13. Daire, Esas No: 2020/3701, Karar No: 2020/3882
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/3701 E. , 2020/3882 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/3701
Karar No:2020/3882
TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Ltd. Şti.
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI): … (… ) Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: ASAT Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen … ihale kayıt numaralı “Duraliler-2 çmesuyu Tesisi Trafo, Motor ve Elektrik Tesisatı Yenileme Yapım İşi” ihalesinde davacı şirketin ihale dışı bırakılması neticesinde 110.000,00-TL geçici teminatının gelir kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali ile geçici teminat bedelinin irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacı şirketin ihaleye sunduğu teklif zarfı içerisinde vekile ait noter tasdikli imza beyannamesinin bulunmadığı, iş deneyim belgesi ile sunmuş olduğu teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren belgelerin mevzuat hükümlerine uygun olmadığı, ayrıca yarıdan fazla hisseye sahip ortağı konumunda olan …’ın 07/12/2018-07/06/2019 tarihleri arasında 6 ay süreyle ihalelere katılmaktan yasaklı olduğu gerekçesi ile isteklinin ihale dışı bırakılması, geçici teminatının gelir kaydedilerek ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hakkında yasaklama kararı tesis edilmesi yönünde ihale komisyonunca karar alındığı, idare tarafından Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne davacı şirket hakkında ihalelere katılmaktan yasaklanmasına karar verilmesinin talep edilmesi üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca davacı şirketin 1 yıl süreyle ihalelere katılmaktan yasaklanmasına karar verildiği, davacı şirket tarafından 19/12/2018 tarihli ihale komisyonu kararına karşı şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularında bulunulduğu, anılan başvuruların reddedildiği;
Davacı şirket ortağı tarafından ilk yasaklama kararına karşı açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, davacı şirket tarafından ikinci yasaklama kararına karşı da dava açıldığı ve … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından anılan iptal kararı gerekçe gösterilerek Ankara 43. Noterliği’nin 13/07/2020 tarihli ihtarnamesi ile teminat bedelinin iadesinin talep edildiği, idarece 24/08/2020 tarihinde geçici teminatın irat kaydedilmesine ilişkin işleme dair mahkemece verilmiş bir iptal kararı bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddi üzerine geçici teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin … tarih ve … karar sayılı işlemin iptali ile geçici teminatın gelir kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı;
Dava konusu işlemin ihale süreci ile ilgili bir işlem olması nedeniyle 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, anılan davalarda 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı, davacı tarafından geçici teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin … tarih ve … karar sayılı komisyon kararının bildirildiği tarih olan 21/12/2018 tarihinden itibaren otuz gün içinde dava açılması gerektiği, buna göre, dava açma süresinin son gününün 21/01/2019 (20/11/2019 tarihi pazar günü olduğundan) tarihi olduğu, bu tarihe kadar dava açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra, 16/09/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemenin yasaklama kararının iptali sonrasında yeni bir hukukî durumun ortaya çıktığı, temyize konu karar ile mahkemeye erişim hakkının ihlâl edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirket, ASAT Genel Müdürlüğü tarafından 13/12/2018 tarihinde gerçekleştirilen 2018/588811 ihale kayıt numaralı “Duraliler-2 İçmesuyu Tesisi Trafo, Motor ve Elektrik Tesisatı Yenileme Yapım İşi” ihalesine katılmış, davacının yarıdan fazla hisseye sahip ortağı konumunda olan …’ın 07/12/2018-07/06/2019 tarihleri arasında 6 ay süreyle ihalelere katılmaktan yasaklı olduğu gerekçesi ile ihale dışı bırakılması, geçici teminatının gelir kaydedilerek ilgili mevzuat hükümleri uyarınca hakkında yasaklama kararı tesis edilmesi yönünde ihale komisyonunca karar alınmıştır.
Yasaklama kararına karşı açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verilmesi üzerine, davacı şirket tarafından anılan iptal kararı gerekçe gösterilerek Ankara 43. Noterliği’nin 13/07/2020 tarihli ihtarnamesi ile teminat bedelinin iadesi talep edilmiş, davalı idarece 24/08/2020 tarihinde talebin reddi üzerine geçici teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali ile geçici teminatın gelir kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde, “1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.”; “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinde, “1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır:
a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.
…
2. İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanun’un 11’inci maddesi hükümleri uygulanmaz. (…)” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Dava konusu işleme ilişkin inceleme:
Dava dilekçesinin konu kısmı ile talep sonucu kısmında herhangi bir tarih ve sayı belirtilmeden geçici teminatın irat kaydedilmesi işleminin iptali ile söz konusu bedelin irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesinin talep edildiği görüldüğünden öncelikle davanın konusunun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Usul hukukunun temel ilkelerinden olan taleple bağlılık ilkesine ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” kuralı yer almaktadır. Taleple bağlılık ilkesi uyarınca iptali istenen idarî işlemle sınırlı olarak mahkemelerce inceleme yapılması gerekmekte olup, talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olmaması durumunda dava dilekçesinin reddi gerekeceği açıktır.
Öte yandan, talep sonucunun belirlenmesinde, dava dilekçesinin bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. “Talep sonucunun çok açık olmaması hâlinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığı altında bir yoruma tâbi tutarak, davacının bu dava ile neyin hüküm altına alınmasını istediği tespit edilmelidir.” ( KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı, Şubat 2001, İstanbul, Cilt II, s. 1608) görüşündedir.
Dava dilekçesinin “Talep Konusu” bölümünde “… tarihli … İKN’lı ‘Duraliler-2 İçmesuyu Tesisi Trafo, Motor ve Elektrik Tesisatı Yenileme Yapım İşi’ ihalesi kapsamında müvekkil lehine Türkiye Finans Bankasınca … numara … tarih ile 110.000,00-TL olarak düzenlenen ve banka güvenirliğinin düşmemesi adına daha sonra aynı miktarda nakde çevrilerek davalı hesabına yatırılan geçici teminatın gelir kaydedilmesi işleminin iptali ile söz konusu bedelin irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenmesine” ifadesine; “Sonuç ve İstem” bölümünde ise, “… İKN’lı ihale kapsamında davalı tarafından tesis edilen ‘geçici teminatın irat kaydedilmesi’ işlemi/kararının iptaline ve geçici teminat bedelinin irat kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte iadesine” şeklinde ifadeye yer verildiği, dilekçenin her iki kısmında da açıkça işlemin tarihine ya da sayısına yer verilmediği, dava dilekçesi bir bütün olarak incelendiğinde ise, davacının iddialarını … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile yasaklama işleminin iptaline karar verilmesi üzerine oluşan yeni hukukî duruma dayandırdığı, oluşan yeni hukukî durum neticesinde idareye yapılan başvuru sonucu 26/08/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilen bila tarih ve … sayılı yazı ile teminatın iade edilmeyeceğinin açıkça belirtilmesi üzerine geçici teminatın gelir kaydedilmesine ilişkin işlemin iptali ile geçici teminatın gelir kaydedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ödenmesinin talep edildiği, uyuşmazlığa konu olayın mahiyetine bakılarak ve dava dilekçesinin bütünüyle incelenmesi neticesinde, davanın konusu olarak yer verilen “geçici teminatın irat kaydedilmesi işlemi” ifadesinden, 26/08/2020 tarihinde davacıya tebliğ edilen bila tarih ve … sayılı yazı ile teminatın iade edilmeyeceğine ilişkin işlemin iptalinin istenildiği sonucuna varılmıştır.
2- Uyuşmazlığın ivedi yargılamaya tabi olup olmadığına ilişkin inceleme:
Mahkemece, uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında olduğu değerlendirilmiş ve otuz günlük dava açma süresi içinde açılmadığından süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin (g) bendinde yer alan, “Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” kuralı uyarınca Mahkemenin uyuşmazlığı ivedi yargılama usulü kapsamında görmüş olması nedeniyle öncelikle uygulanan yargılama usulü açısından kararın temyiz incelemesi yapılarak uyuşmazlığın ivedi yargılama usulüne tâbi görülmesinin usul hükümlerine uygun olup olmadığı hususunda bir karar verilmesi gerekmektedir.
2577 sayılı Kanun’a 6545 sayılı Kanun’un 18. maddesiyle eklenen “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklarda ivedi yargılama usulünün uygulanacağı kurala bağlandığından, ihale işlemlerinden doğan uyuşmazlıklardan ne anlaşılması gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
6545 sayılı Kanun’un 18. maddesinin gerekçesinde, “İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmaktadır. Ancak idari davaların bazıları, niteliği itibarıyla diğerlerinden farklıdır. Bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması gerekmektedir. Bu bakımdan, gecikerek karar verilmesinde hem idare hem de davacılar bakımından katlanılması zor ya da imkânsız sonuçlar doğuracak sınırlı sayıdaki dava türünün, diğerlerine göre daha ivedi bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Yargısal sürecin, süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale, özelleştirme, acele kamulaştırma uyuşmazlıklarından kaynaklanan bazı davaların ivedilikle sonuçlandırılmaması hâlinde, hukukî belirsizlik doğmasına neden olunmaktadır. Madde ile Avrupa örneklerinde olduğu gibi idari yargılamaya ivedi yargılama usulü kurumu kazandırılmaktadır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Kanun’un gerekçesinde de ifade edildiği üzere, sınırlı sayıdaki dava türü ivedi yargılama usulüne tâbidir. Nitekim gerekçede ihaleyle bağlantılı tüm işlemlerin değil, yargısal sürecin süratle sonuçlandırılması özel önem taşıyan ihale uyuşmazlıklarının bu yargılama usulüne tâbi kılındığı vurgulanmıştır.
Öte yandan, ihale işlemlerine ilişkin idarî usulü düzenleyen temel kanunlardan olan 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 4. maddesinde, ihalenin, “Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla, işin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve yetkili mercilerin onayı ile tamamlanan sözleşmeden önceki işlemleri”; 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Bu Kanun’da yazılı usul ve şartlarla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin istekliler arasından seçilecek birisi üzerine bırakıldığını gösteren ve ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan işlemleri” ifade ettiği belirtilmiş olup, bu kanunî tanımlamalar ve istikrar kazanan içtihatlar dikkate alınarak ihale ilanı ile başlayıp sözleşmenin imzalanması ile tamamlanan süreçte idarece tesis edilen işlemlerin ivedi yargılama usulüne tâbi ihale işlemleri olduğunun kabulü gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, ihalenin 13/12/2018 tarihinde gerçekleştirilerek 08/02/2019 tarihinde sözleşmeye bağlandığı, daha sonra … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı iptal kararı üzerine davacı şirket tarafından, 13/07/2020 tarihinde yapılan başvuru ile davalı idareden teminat bedelinin iadesinin talep edildiği, davalı idarece, bu talebin reddi üzerine 16/09/2020 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, ihale sürecinin tamamlanmasından sonraki aşamada verilen Mahkeme kararı nedeniyle oluşan yeni hukukî durum nedeniyle, uğranılan zararın tazmini niteliğinde olan ve öncelikle sonuçlandırılması özel önem taşıyan uyuşmazlık olarak nitelendirilmesine imkân bulunmayan irat kaydedilen geçici teminat bedelinin iade edilmesi isteminin reddinden ve buna ilişkin teminat bedelinin avans faizi ile iadesi talebinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın ivedi yargılama usulü kapsamında yer almadığı, 26/08/2020 tarihinde tebliğ edilen işlemin iptali istemiyle 60 günlük dava açma süresi içinde 16/09/2020 tarihinde dava açıldığı, dolayısıyla bakılan davada süre aşımı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, davanın ivedi yargılama usulü ile görülerek süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki temyize konu İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.