Danıştay 13. Daire, Esas No: 2020/158, Karar No: 2020/3959
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/158 E. , 2020/3959 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/158
Karar No:2020/3959
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İnşaat İnşaat Malzemeleri Mobilya Gıda Turizm
Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
KARŞI TARAF (DAVALI) :… Valiliği
(… Başkanlığı)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nce davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 19. maddesiyle değiştirilen “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin birinci fıkrasında, idare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği; altıncı fıkrasında, bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararlarının kesin olduğu belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 6545 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle değiştirilen “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde, “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idarî işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarih ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mevzuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 08/06/1994 tarih ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun’un uygulanmasından ve 16/07/1997 tarih ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un uygulanmasından doğan davalar.
k) 06/06/1985 tarih ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
l) 03/07/2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun uygulanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.” kuralına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un “Temyiz dilekçesi” başlıklı 48. maddesinin altıncı fıkrasında, temyizin kesin bir karar hakkında olması hâlinde, kararı veren merciin, temyiz isteminin reddine karar vereceği; ilgili merciin bu kararına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği; yedinci fıkrasında ise, temyizin kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşılması durumunda, altıncı fıkrada sözü edilen kararın, dosyanın gönderildiği Danıştay’ın ilgili dairesince kesin olarak verileceği kurala bağlanmıştır.
Aktarılan düzenlemelere göre, ilk derece mahkemelerince verilen kararlara karşı kural olarak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, ancak 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidî olarak sayılan uyuşmazlıklarla ilgili kararlara karşı istinaf kanun yolundan sonra temyiz kanun yoluna da başvurulabileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, Eskişehir ili, … ilçesi, … Mahallesi, METİP Sosyal Destek Hizmet Binası ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşi İhalesi sonrası 01/06/2018 tarihinde imzalanan sözleşmenin 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun geçici 4. maddesi kapsamında feshedilerek tasfiyenin anılan madde kapsamında gerçekleştirilmesi talebiyle yapmış olduğu 22/01/2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Eskişehir Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılan davada; söz konusu yapım işine ilişkin sözleşmenin 01/06/2018 tarihinde imzalanarak 08/06/2018 tarihinde işe başlanıldığı, 26/08/2018 olan işin bitim süresinin 27/09/2018 tarihi olarak revize edildiği, 19/09/2018, 19/10/2018, 04/12/2018 ve 11/12/2018 tarihli yazılar ile çalışmaların ivedi şekilde tamamlanarak işin bitirilmesi gerektiğinin davacı şirkete bildirildiği, anılan yazılara karşın herhangi bir ilerleme olmadığından bahisle ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 günlük süre sonunda iş programına uygun hâle getirilmesi, aksi hâlde sözleşmenin feshedileceğinin … Noterliği’nin … tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete bildirildiği, anılan ihtarnamenin 24/12/2018 tarihinde 7201 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, METİP Sosyal Destek Hizmet Binası ve Çevre Düzenlemesi işi kapsamında herhangi bir ilerleme olmadığının tespit edildiğine ilişkin 07/01/2019 tarihli tutanağın düzenlenmesi üzerine sözleşmenin 08/01/2019 tarihli olur işlemi ile feshedilerek davacı şirketin de imzasının bulunduğu 28/01/2019 tarihli fesih kabul tutanağının düzenlendiği, mevzuatta belirlenen şartlar yerine getirilmek suretiyle geçerli bir şekilde sözleşmenin feshedildiği anlaşıldığından, geçici maddenin yürürlük tarihi itibarıyla ortada bir sözleşme bulunmadığından, davacının 22/01/2019 tarihli başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafından temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.
4735 sayılı Kanun’un “Sözleşmelerin tasfiyesi veya devri” başlıklı Geçici Madde 4. maddesinde “31/8/2018 tarihinden önce 4734 sayılı Kanuna göre ihalesi yapılan (3 üncü maddesindeki istisnalar dâhil) ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam eden sözleşmeler, imalat girdilerinin fiyatlarında beklenmeyen artışlar meydana gelmesi nedeniyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki 60 gün içinde yüklenicinin idareye yazılı olarak başvurması kaydıyla, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşü alınarak idarenin onayına bağlı olarak feshedilip tasfiye edilebilir veya devredilebilir. Bu durumda devir alacaklarda ilk ihaledeki şartlar, devir tarihi itibaryla aranacak olup devirden veya fesihten kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanmaz….” kuralına yer verilmiştir.
Bölge idare mahkemelerinin hangi davalar hakkında verdikleri kararların temyiz edilebileceği 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, davacı şirket tarafından “METİP Sosyal Destek Hizmet Binası ve Çevre Düzenlemesi Yapım İşi” ihalesi sonrası 01/06/2018 tarihinde imzalanan sözleşmenin 4735 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi kapsamında feshedilerek tasfiyenin anılan madde kapsamında gerçekleştirilmesi talebiyle yapmış olduğu başvuruda davacının elde etmek istediği amacın verilmiş olan kesin teminat mektubunun irat kaydedilmesini önlemek ve kendisine iadesini sağlamak olduğu, bu anlamda, yukarıda anılan Kanun maddesi gereği Mahkeme kararının doğrudan bir sonucu olarak belirli bir miktarın davacıya iadesinin söz konusu olacağı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, her ne kadar davacı tarafından dava ve temyiz dilekçesinde davanın konusu olarak belirli bir tutar belirtilmemekle birlikte davacının söz konusu başvuru ile doğrudan elde edeceği sonucun vermiş olduğu kesin teminat mektubunun nakde çevrilmeyerek iadesi olduğu, sözleşme imzalanırken verilmiş olan kesin teminat mektubunun tutarının 91.200,00-TL olduğu, bu anlamda uyuşmazlık konusu miktar objektif olarak tespit edilebilir olduğundan uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin (b) bendi kapsamında belirli bir miktarı ihtiva eden bir uyuşmazlık olarak değerlendirilebileceği anlaşılmakla birlikte, hükmün sonucu olarak iadesi söz konusu olabilecek bu tutarın istinaf kararının tarihi olan 2019 yılı için temyiz sınırı olan 144.000,00-TL’nın altında olduğu, bu durumda istemin konusunun temyiz sınırını aşan idarî işlemlere ilişkin olmaması ve düzenleyici ve denetleyici kurul tarafından alınan kararlara karşı açılan bir dava niteliğinde bulunmaması bakımından Bölge İdare Mahkemesince istinaf başvurusu üzerine verilen kararın kesin olduğu açıktır.
Bu itibarla, istinaf incelemesi üzerine kesin olarak verilen kararlar aleyhine temyiz isteminde bulunulması hukuken mümkün olmadığından, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
3. Dairemiz kararının bir örneği Mahkeme’ce … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmek üzere dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 48. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca kesin olarak 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.