Danıştay 13. Daire, Esas No: 2020/1317, Karar No: 2021/588

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2020/1317 E. , 2021/588 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2020/1317
    Karar No:2021/588

    TEMYİZ EDEN(DAVACI) : … Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş.
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI ) : … Kurulu
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logosuyla yayın yapan televizyon kanalında … tarihinde saat …’de yayınlanan “…” isimli programda 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle %5 oranında idarî para cezası uygulanmasına ve idarî tedbir olarak ihlâle konu program yayınının 5 (beş) kez durdurulmasına ilişkin … tarih ve … sayılı toplantıda alınan … no.lu Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ifade özgürlüğünün demokratik bir toplumun asli temellerinden olduğu, buna karşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Times Newspapers Limited No:1-2 / Birleşik Krallık kararında belirtildiği üzere, Sözleşmenin 10. maddesinin basının halkın yararına olan ciddi meseleleri işlemesinin söz konusu olduğu durumlarda dahi hiçbir sınırlama içermeyen bir ifade özgürlüğünü güvenceye almadığı, basının ifade özgürlüğünü kullanırken görev ve sorumluluklarına uygun davranmak durumunda olduğu, AİHM kararlarında ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması meşru sebebine dayalı olarak ifade hürriyetine yapılan müdahaleler incelenirken özellikle şiddeti ve terörü teşvik eden ayrımcılığı, ırkçı ve ülkeyi bölmeyi hedefleyen, demokratik rejimi yıkmayı amaçlayan ifade açıklamalarının ifade özgürlüğünden yararlanamayacağının kabul edildiği, ayrıca Türkiye gibi ülke bütünlüğü daha çok tehlike altında olan devletlerin, ülke bütünlüğüne yönelik olan bir olaya müdahale konusundaki takdir yetkisinin bireysel nitelikteki eylemler karşısındaki takdir yetkisinden daha geniş olduğunun kabul edildiği (AİHM kararı, Arslan/Türkiye, Başvuru No: 23462/94, Karar tarihi: 08/06/1999);
    Dosyanın incelenmesinden, program konuğu tarafından sarf edilen, “Bu bizim polarizasyondan bu kargaşadan kurtulmamızın tek çaresi de demokrasi diye düşünüyorum. Oraya ulaşabilirsek ne âlâ, kavga dövüş olmaz, biz bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak her faşizmin olduğu gibi, karşılaştığı gibi belki liderini ayağından asarlar belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki adı geçen başka liderlerin yaşadığı gibi kötü sonlar yaşayabilir ama bize yazık olur, biz harap oluruz. Bu güzel bir ülke, necip Türk Milletidir, necip bir Türk Milletidir, bize kıymasınlar. Bizim demokrasi adına direnmemiz gerekli, bu direnci gösteriyor muyuz derseniz ben çok gösterdiğimiz kanaatinde değilim.”, “Onun dışında kim Rusya’ya döndüyse iktidardan gitti onu da söyleyeyim. … bir ay sonraya randevu almıştı ihtilal oldu, … aynı şekilde kuzeye döndüğü zaman ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına.” şeklindeki ifadelerin, toplumu kin ve düşmanlığa tahrik ve nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olduğu, anılan ifadelerin toplumda belirli bir siyasi, dini görüşe sahip insanları kin ve düşmanlığa sevk edecek nitelikte olduğu ve Anayasal ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında, 6112 sayılı Kanun’un 8/1-(b) maddesinde yer alan yayın ilkesinin ihlâli nedeniyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, uyuşmazlık konusu programda katılımcıların kendi düşünce ve kanaatlerini açıkladıkları, söz konusu ifadelerin toplumda kin ve nefret duygusu oluşturacak nitelikte olmadığı, toplumun içinde bulunduğu durumun tespit edildiği, söz konusu ifadelerin görüş alma ve verme özgürlüğü kapsamında değerlendirilmeyerek yaptırım uygulanmasının Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğu, televizyon kanalının program katılımcısının eylemlerinden sorumlu tutulamayacağı, kamu güvenliği açısından yakın bir tehlikenin oluştuğunun kanıtlanamadığı, kullanılan ifadelerle kimsenin hedef alınmadığı, demokratik sistemin yararına vurgu yapıldığı, geçmişteki olaylardan ders alınarak ülke menfaatine uygun politika belirlenmesi konusunda uyarıda bulunulduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarece, program konuğu tarafından kullanılan ifadelerin toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edebilecek ve nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olduğu, basın özgürlüğünün sınırsız olmadığı, uyuşmazlık konusu yayının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceği, yayıncılık ilkelerinin ve yayın etiğinin hiçe sayıldığı, ulusal olarak yayınlanan programın geniş bir kitleye ulaştığı ve kamu güvenliği açısından yüksek bir tehlikeye sahip olduğu, ülkenin kısa süre önce olağanüstü bir dönem geçirdiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacının temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 22/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir