Danıştay 13. Daire, Esas No: 2019/4500, Karar No: 2021/2119
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/4500 E. , 2021/2119 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4500
Karar No:2021/2119
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Akaryakıt Nakliyat Turizm İnşaat Taşımacılık Sanayi
ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Daıtıcı lisansına sahip olan davacı şirketin bayisi olan … Petrol Gıda ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait akaryakıt istasyonunda 22/03/2016 ve 08/06/2016 tarihlerinde yapılan denetimlerde, davacı şirketin otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmasını sağlayacak tedbirleri almadığı ve bu kapsamda oluşan aykırılıkları Kuruma bildirmediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca her bir denetim için ayrı ayrı 1.026.994,00-TL olmak üzere toplam 2.053.988-TL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının, 08/06/2016 tarihli denetime ilişkin verilen 1.026.994-TL idari para cezasına ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; dağıtıcı lisansı sahiplerinin bayilerinde kaçak akaryakıt satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren etkin bir denetim sistemi kurmak ve uygulamakla yükümlü olduğu, söz konusu sistemi kurmadığı ya da davalı idarece belirlenen usul ve esaslara uygun denetimi sağlayamadığı tespit edilen dağıtıcılara idari para cezası uygulanacağı, davacı şirketin bayisine ait akaryakıt istasyonunda, 22/03/2016 tarihli tutanakta yer alan tespitler ile otomasyon dökümünde yer alan veriler birlikte değerlendirildiğinde, dolumu yapılan akaryakıt ürünleri ile satımı yapılan akaryakıt ürünleri arasında önemli farklar olduğu ve herhangi bir arıza bildiriminde bulunulmadığı anlaşıldığından, istasyon otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmasını engelleyecek müdahalelere karşı gerekli tedbirlerin alınmadığı ve bayide tespit edilen aykırılıkların Kuruma bildirilmediği sabit olan davacı dağıtıcı şirketin 5015 sayılı Kanun uyarınca idari para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, bayisine ait istasyonda 08/06/2016 tarihli denetime ilişkin olarak verilen idari para cezasının iptali istenildiği hâlde İdare Mahkemesi ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından 22/03/2016 tarihli denetime ilişkin verilen idari para cezasına ilişkin işlemin incelenerek karar verildiği, kararın gerekçesinin yetersiz olduğu, otomasyon sistemine yansımadığı belirtilen satışların tespit edilmesinin mümkün olmadığı, otomasyon sisteminin düzgün şekilde çalıştığı, akaryakıt istasyonunda sisteme bağlı olmayan tank yapılmış olabileceği veya sisteme yazılımsal olarak müdahale edilmiş olabileceği, bu durumda davacı şirketin sorumluluğunun düşünülemeyeceği, bayinin her zaman otomasyon sistemini kapatabileceği, kısa süreli kesintilerde bayinin hangi işlemi yaptığını dağıtıcının anlamasının imkânsız olduğu, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince başkasının eyleminden dolayı davacı şirketin cezalandırılamayacağı, davacıya isnat edilen eylemle uygulanan ceza arasında orantı bulunmadığı, verilen cezanın fahiş olduğu, bayide 22/03/2016 ve 08/06/2016 tarihlerinde gerçekleştirilen denetimler nedeniyle tek ceza verilmesi gerektiği hâlde her bir denetim tarihine ilişkin olarak ayrı ayrı ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dağıtıcı lisansına sahip olan davacı şirketin, bayisi olan ve BAY/… numaralı bayilik lisansı ile faaliyet gösteren … Petrol Gıda ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ait istasyonda 22/03/2016 ve 08/06/2016 tarihlerinde yapılan denetimlerde, akaryakıt istasyonunda kurulu bulunan otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmasını sağlayacak tedbirleri almadığı ve bu kapsamda oluşan aykırılıkları Kuruma bildirmediğinden bahisle … tarih ve … sayılı Başkanlık Oluru ile doğrudan soruşturmaya başlandığı ve yapılan soruşturma neticesinde … tarih ve … sayılı Soruşturma Raporu düzenlenerek davacı şirketin yazılı savunmasının alındığı, 5015 sayılı Kanun’un 7. maddesinin altıncı fıkrası ile 1240 sayılı Kurul Kararının 4. maddesinin birinci fıkrasına, 5. maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile 6. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine aykırı davrandığından bahisle davacı şirkete 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uyarınca her bir denetim için ayrı ayrı 1.026.994,00-TL olmak üzere toplam 2.053.988-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararının alındığı, davacı tarafından, 08/06/2016 tarihli denetime yönelik olarak verilen 1.026.994-TL idari para cezasına ilişkin kısmın iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idarî davaların Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı, dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idarî işlemin yazılı bildirim tarihinin, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği, dava dilekçelerinin ve bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı; 14. maddesinin 3. bendinde, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idarî merci tecavüzü, ehliyet, idarî davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari yargı mercilerinin taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde yargılama yapma yetkisine sahip oldukları dikkate alındığında, dava dilekçesinde davanın konusunun hiçbir tereddüde yer bırakmayacak biçimde açık bir şekilde ortaya konulması ve Mahkemece davanın konusu doğru bir biçimde tespit edildikten sonra dosyanın incelenip davanın karara bağlanması zorunludur.
Davacı tarafından davaya konu işlemin 08/06/2016 tarihli denetime yönelik olarak verilen 1.026.994-TL idari para cezasına ilişkin kısmının iptali istenilmiş ise de, İdare Mahkemesi kararında, 22/03/2016 tarihli denetimde tespit edilen hususların ve denetim tarihi esas alınarak geriye doğru 2 aylık otomasyon dökümlerinin Kurum kayıtları üzerinden incelenmesinde tespit edilen hususların değerlendirildiği, bir başka anlatımla, 08/06/2016 tarihinde yapılan denetimde tespit edilen hususların ve bu tarihi kapsayan otomasyon dökümlerinin Kurum kayıtları üzerinde tespit edilen hususların dikkate alınmadığı, dava konusu işlemde iki ayrı denetim tarihine ilişkin olarak ayrı ayrı idari para cezası verilmesine ve davacı tarafından iptali istenilen işlem açıkça belirtilmesine rağmen İdare Mahkemesi tarafından bu durumun dikkate alınmadığı ve sadece 22/03/2016 tarihli denetime ilişkin olarak idari para cezası uygulanmış gibi değerlendirme yapıldığı, davacının dava konusu ettiği işlemin incelenmediği ve fakat farklı bir işlemin incelenerek karar verildiği, istinaf dilekçesinde de bu durum davacı şirket tarafından ileri sürülmüş ise de Bölge İdare Mahkemesi kararında da bu yönde değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, davaya konu Kurul kararının 22/03/2016 tarihli denetime ilişkin olarak verilen 1.026.994-TL idari para cezasına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı davanın reddine ilişkin kararına karşı davacı şirket tarafından yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararı ile reddedildiği ve bu kararın Dairemizin 08/06/2021 tarih ve E:2019/3447, K:2021/2118 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, … tarih ve … sayılı Kurul kararının, davaya konu edilen 08/06/2016 tarihli denetime yönelik olarak verilen 1.026.994-TL idari para cezasına ilişkin kısmına yönelik inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, davaya konu edilmeyen 22/03/2016 tarihli denetime ilişkin olarak inceleme yapılmak suretiyle verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 08/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.