Danıştay 13. Daire, Esas No: 2019/4421, Karar No: 2021/4028
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/4421 E. , 2021/4028 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/4421
Karar No:2021/4028
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Petrol Taşımacılık İnşaat Taahhüt Gübre
Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının LPG otogaz bayilik lisansı sahibi davacıya ait otogaz istasyonunda 24/03/2015 tarihinde yapılan denetimde, LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurulduğunun tespit edildiğinden bahisle, 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca 419.205,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya ait LPG otogaz istasyonunda, 5307 sayılı Kanun’un 12. maddesi uyarınca yapılan denetimler sonucu, LPG tüpü dolumunda kullanılan aparat bulunduğunun şirket çalışanının imzaladığı tutanak ile sabit olduğu dikkate alındığında, eylemine uygun olarak hakkında idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, davacı şirket tarafından LPG tüpü dolumuna yarayan aparatın Suriyeli bir vatandaş tarafından istasyonlarına konulduğu, kendilerinin bu aparattan haberlerinin olmadığı; söz konusu Suriyeli vatandaşın bu hususta noter huzurunda yeminli tercüman tarafından alınan ifadesinin de bulunduğu, bu nedenle kendilerinin cezalandırılmasının doğru olmadığı iddia edilmekte ise de; Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü EPDK görevlileri tarafından yapılan denetim sonucunda düzenlenen tutanakta, “Vatandaşlar tarafından mutfak ve piknik tüpü doldurmak amacıyla geldiklerinin görülmesi üzerine istasyonda yapılan kontrol sırasında yazıhane girişinde bulunan yangın söndürme tüpünün içinde iki adet Atiker ve Pronta marka ibareli tüp dolum aparatlarının bulunduğu” ifadelerine yer verildiği, istasyonda sigortalı olarak çalışan tarafından imzalanan işbu tutanakta beyan edilen husus ile Suriyeli vatandaşın yeminli tercüman eşliğinde noter huzurunda, söz konusu LPG tüpü dolumuna yarayan aparatın kendisine ait olduğu yönündeki beyanının birbirini doğrulamadığı, ayrıca cezaya dayanak olan Kanun maddesinde, otogaz istasyonlarının LPG tüpü dolumu ve satışı yapmama yükümlülüklerinin yanı sıra LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dahilinde bulundurmamaları gerektiğinin de hükme bağlandığı dikkate alındığında, LPG tüpü dolumuna yarayan aletin istasyonda bulunmasının dahi cezanın verilmesi için yeterli olduğu, bu alanda faaliyet gösteren istasyonların bu hususta gerekli özeni göstermeleri gerektiği, bu itibarla, anılan iddianın dava konusu işlemi sakatlayıcı nitelikte bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, otogaz istasyonunda tüp dolum aparatı bulunmasının şirketin bilgisi dışında olduğu, aparatların şirkete ait olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
LPG otogaz bayilik lisansı sahibi davacıya ait otogaz istasyonunda 24/03/2015 tarihinde yapılan denetimde, LPG tüpü dolumuna yarayan aparat bulundurulduğu hususu tutanağa bağlanmıştır. Bu durumun, 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendine aykırılık oluşturduğundan bahisle, aynı Kanun’un 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca davacı hakkında 419.205,00-TL idarî para cezası uygulanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Kurul kararı alınmış, anılan kararın ilgili kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde, otogaz bayilerinin, “Otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dâhilinde bulundurmamak” ile yükümlü oldukları, dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde, bu Kanun’un 5, 6 ve 7. madde hükümlerinin ihlâli halinde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği kuralı yer almıştır.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 7. maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinin ihlâli hâlinde otogaz bayilik lisansı sahiplerine yüzbin Türk Lirasından az olmamak ve beşyüzbin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onu oranında idarî para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
7164 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddenin ikinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 16. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu tarafından, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesi vergi dairesine bir görev olarak verilmiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. İdarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, idarî para cezasına konu olan fiilin sübûta ermiş olması ve idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle davanın reddi yönündeki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anıan kararın yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 25/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.