Danıştay 13. Daire, Esas No: 2019/1058, Karar No: 2021/5284
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/1058 E. , 2021/5284 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1058
Karar No:2021/5284
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) … Akaryakıt Petrol Ürünleri Dağıtım
Sanayi Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin Dursun Kaymakçı tarafından işletilen bayisine ait akaryakıt istasyonunda 08/10/2012 tarihinde gerçekleştirilen denetimde, bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankının otomasyon sistemine bağlanmadığı ve istasyon otomasyon sisteminin fiilen faaliyete geçirilmediğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun’un fiil tarihinde yürürlükte olan 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca, 815.555,00-TL, söz konusu akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarının 2 (iki) ay içerisinde tamamlanmadığının tespit edildiğinden bahisle de tekerrüre ilişkin kurallar uygulanarak 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, 140.000,00-TL olmak üzere toplamda 955.555,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu işlemin akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankını otomasyon sistemine bağlamaması ve istasyon otomasyon sistemini fiilen faaliyete geçirmemesi nedeniyle tesis edilen idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden; akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yeraltı tankının otomasyon sistemine bağlı olmadığı ve bağlı olmayan tanktan akaryakıt satışının gerçekleştiği hususlarının sabit olduğu anlaşıldığıdan, 1240 sayılı Kurul kararı uyarınca akaryakıt istasyonlarında bulunan tankların otomasyon sistemine bağlı olmasının zorunlu olduğu, bu tankların fiilen kullanılıyor olup olmamasının bu yükümlülüğü ortadan kaldırmayacağı, ayrıca dağıtıcı lisansı sahiplerinin, Kurum tarafından belirlenen esaslara uygun olarak bayilerinde kaçak akaryakıt satışının yapılmasını önleyen teknolojik yöntemleri de içeren bir denetim sistemi kurmak ve uygulamakla yükümlü oldukları, bu yükümlülüğün de bayiide sürekli denetimi gerektirdiği, tesis edilen dava konusu işlemin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı;
Dava konusu işlemin akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını 2 (iki) ay içerisinde tamamlamadığından bahisle tesis edilen idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden ise, akaryakıt istasyonundaki giydirmelerin …’ne ait olduğu, bayisi ile sözleşme tarihi olan 20/09/2011 tarihinden itibaren kurumsal kimlik çalışmalarının 2 ay içerisinde tamamlanmadığı hususunun sabit olduğu, eylemin denetim tarihi itibarıyla ikiyüzellibin Türk Lirası para cezasını gerektirdiği, ancak Kanun’da yapılan değişiklik sonrası yaptırımın bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilmesi olarak düzenlendiği, davacı hakkında lehe olan kanunun uygulanarak 70.000,00-TL idari para cezası verilmesinin öngörüldüğü, ancak davacı şirket hakkında daha önceden aynı ihlal nedeniyle … tarih ve … sayılı Kurul kararıyla para cezası verildiğinden Kanunun tekerrüre ilişkin hükmü uygulanarak 140.000,00-TL idari para cezası verilmesine karar verildiği, her ne kadar, idari para cezası üst sınırdan verilmiş ise de, fiilin işlendiği tarihteki mevzuat uyarınca ihlalin karşılığının ikiyüzellibin Türk Lirası idari para cezası olduğu hususu gözönünde bulundurulduğunda, cezanın üst sınırdan verilmesinde de hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; dava konusu işlemin akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankını otomasyon sistemine bağlamaması ve istasyon otomasyon sistemini fiilen faaliyete geçirmemesi nedeniyle tesis edilen idari para cezasına ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğu, dava konusu işlemin akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını 2 (iki) ay içerisinde tamamlamadığından bahisle tesis edilen idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddenin 7. fıkrası uyarınca ceza tayinine gidilebilmesinin söz konusu maddede belirtilenler dışında kalan ancak 5015 sayılı Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uyulmaması şartına bağlı olduğu, denetim tarihinde yürürlükte bulunan haliyle 19. maddede, “4’üncü madde hükümlerinin ihlâli”nin de açıkça cezaya bağlandığı görülmekte ise de “sözleşme yapılan yeni dağıtıcının ürünlerinin pazarlandığı anlaşılacak şekilde faaliyete devam etme yükümlülüğü”ne 7. maddenin 4. fıkrasında özel olarak yer verildiği, Kanun’un 4. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında yer alan yükümlülüğün genel olduğu ve özel bir ihlale yer verilmediği, 19. maddenin 7. fıkrasının sistematiği ile birlikte ele alındığında, kurumsal kimlik çalışmalarının tamamlanması yükümlülüğünün özel olarak düzenlendiği 7. maddenin 4. fıkrasına aykırılıktan dolayı ceza verilmesi gerekirken genel hüküm mahiyetindeki 4. maddenin 1. ve 2. fıkralarına aykırı hareket edildiğinden bahisle 19. maddenin 7. fıkrası uyarınca ceza tayininine gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlemin akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını 2 (iki) ay içerisinde tamamlamadığından bahisle tesis edilen idari para cezasına ilişkin kısmı yönünden idare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin anılan kısmının iptaline, dava konusu işlemin akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankını otomasyon sistemine bağlamaması ve istasyon otomasyon sistemini fiilen faaliyete geçirmemesi nedeniyle tesis edilen idari para cezası yönünden istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, iki ayrı işleme birlikte dava açılmasının usule aykırı olduğu, aleyhlerine harca hükmedilemeyeceği, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu; davacı tarafından, yaptırımın dayanağının bulunmadığı, otomasyon sisteminin kurulmuş olduğu, 06/09/2012 tarihinde prob başlığında arıza meydana geldiği ve arızanın giderilmesi için 96 saat sürelerinin bulunduğu, yaptırımın ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, düzeltilebilir fiil kapsamında lehe düzenlemenin uygulanması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, kurumsal giydirme çalışmasının süresinde yapıldığı aşınma nedeniyle önceki dağıtıcının isim ve logosunun görünür hâle geldiği, üst sınırdan yaptırım uygulanmasının hukuka aykırı olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirketin bayisi tarafından işletilmekte olan akaryakıt istasyonunda 08/10/2012 tarihinde yapılan denetimde, otomasyon sistemine bağlı olmayan yeraltı tankına bağlı satış pompasından satış yapıldığı, istasyon giydirmelerinin … firmasına ilişkin olduğu, kurumsal kimlik çalışmalarını bayisi ile sözleşme tarihi olan 20/09/2011 tarihinden itibaren 2 (iki) ay içerisinde tamamlamadığı tespit edilmiştir.
Akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankını otomasyon sistemine bağlamaması ve istasyon otomasyon sistemini fiilen faaliyete geçirmediğinden bahisle 815.555,00-TL ve akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını 2 (iki) ay içerisinde tamamlanmadığından bahisle tekerrür kuralları dikkate alınarak 140.000,00-TL idari para cezası verilmesi üzerine dava konusu Kurul kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında, “Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir. Lisans ile tanınan haklar; bu Kanunun, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır.” kuralına yer verilmiş; 4. maddesinin dördüncü fıkrasının (f) bendinde, bu kanuna göre faaliyette bulunanların “14 üncü maddenin birinci fıkrasına göre Kurumca belirlenen usul ve esaslara uygun bildirimleri yapmak” ile yükümlü oldukları kurala bağlanmış; 14. maddesinde, “Piyasa işleyişine ilişkin bilgileri derlemek amacıyla bildirim yükümlülükleri Kurumca belirlenir. Kurum, lisans sahiplerinin Vergi Usul Kanunu hükümleri saklı kalmak şartı ile düzenleyecekleri belge ve tutacakları kayıt düzenlerine ilişkin özel usul ve esaslar belirleyebilir.” kuralı yer almıştır.
(…)
5015 sayılı Kanun’un fiil tarihinde yürürlükte olan 19. maddesinin yedinci fıkrasında ise, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralına yer verilmiştir.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 33. maddesi ile, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesi, “İdarî yaptırımlar; tedbirler, lisans iptalleri ve idarî para cezalarından oluşur. (…)
Bu Kanuna göre idarî yaptırımlar aşağıdaki usulde yürütülür:
a) Lisans sahibi kişiler hakkında bu Kanuna, ikincil mevzuata veya lisans hükümlerine, Kurul kararlarına aykırı davranılması hâlinde; Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller için ilgilisine Kurum veya Kurumca yetkilendirilen kuruluşlar tarafından, otuz gün içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceği ihtar edilir. Verilen ihtar süresi sonunda mevzuata aykırı durumu devam ettirenlerin ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiilin tespit tarihinden itibaren iki yıl içerisinde tekrar edilmesi hâlinde ise ihtar işlemi uygulanmaksızın ilgili piyasa faaliyeti altmış gün süre ile geçici olarak durdurulur. Geçici durdurma süresince, tehlikeli eylemin veya kötüniyetin veya ürünlerde zarar oluşmasının önlenmesi ile faaliyetin durdurulmasına neden olan durumun ortadan kaldırılmasına ilişkin faaliyetler dışında hiçbir piyasa faaliyeti yapılamaz. Geçici durdurma süresi sonunda da tespit edilen aykırılıklar giderilmezse, faaliyetin durdurulmasına devam edilerek soruşturma başlatılır ve gerekli idari yaptırımlar uygulanır. (…)” şeklinde değiştirilmiştir.
7164 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idari para cezası verilmemiş olan ve Kurul tarafından belirlenen niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller için, 20 nci maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen ihtar yapıldıktan sonra sonucuna göre gerekirse idari soruşturma başlatılarak yaptırımlar uygulanır. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce lisansı sonlandırılan veya iptal edilenler hakkında düzeltme imkânı bulunan fiiller için herhangi bir idari işlem tesis edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kanun’un 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde, kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebileceği; “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yer verilen kural kapsamında … tarih ve … sayılı Kurul kararı ile, “Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiiller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin akaryakıt istasyonunda bir adet benzin ve bir adet motorin yer altı tankının otomasyon sistemine bağlanmadığı ve istasyon otomasyon sistemini fiilen faaliyete geçirmediğinden bahisle 815.555,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin kısmında hukuki isabetsizlik görülmemiştir.
2- Dava konusu işlemin akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarını 2 (iki) ay içerisinde tamamlamadığından bahisle uygulanan idari para cezasına ilişkin kısmına gelince;
7164 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önce, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde idarî para cezaları, 20. maddesinde ise diğer yaptırımlar düzenlenmiş olup, idarî para cezalarının da idarî yaptırım oldukları hususunda tereddüt bulunmamakla birlikte, 5015 sayılı Kanun’da idarî para cezaları ile diğer yaptırımlar farklı usûl ve esaslara bağlanmıştır. Bu bağlamda 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinde, 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi yönünde yapılması gereken ihbar, idarî para cezası verilebilmesinin ön şartı olarak belirtilmediği hâlde, idarî para cezası dışındaki idarî yaptırımları düzenleyen 20. maddesinin önceki metninde, lisans iptali için aykırılığın giderilmesi yönünde 15 günlük süre tanıyan ihbar yapılması zorunlu görülmüştür. Daha da önemlisi, ilgiliye verilen 15 günlük süre içerisinde aykırılıklar giderildiği takdirde piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla birlikte, söz konusu aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmiş olması idarî para cezası verilmesine engel değildir. Başka bir anlatımla, ilgilinin mevzuata aykırı fiili hem idarî yaptırım uygulanmasını hem de idarî para cezası verilmesini gerektiriyorsa, aykırılığın verilen süre içerisinde giderilmesi durumunda ilgilinin piyasa faaliyetinin geçici olarak durdurulması ve lisans iptali gibi yaptırımlar uygulanmayacak, ancak söz konusu mevzuata aykırılık nedeniyle idarî para cezası uygulanabilecektir.
Değişiklikten sonra ise, 5015 sayılı Kanun’un 20. maddesinde yapılan yeni düzenleme ile, idarî yaptırımlar sayılmış ve idarî para cezalarının da 20. maddedeki hükme tâbi olacağı belirtilmiştir.
Bu itibarla, 19. maddede yer verilen idarî para cezalarına ilişkin fiillerden Kurul tarafından belirlenen “niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olanlar” için otuz günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmesi, aksi hâlde hakkında geçici durdurma yapılabileceğinin ihtar edileceğine ilişkin düzenlemenin, idarî para cezaları yönünden cezalandırılmadan önce mevzuata aykırı davranışta bulunan kişi veya kişilere söz konusu aykırılığın ortadan kaldırılması için tanınmış bir imkân olduğu, bu yönüyle ihtarın kişinin cezalandırılabilmesine ilişkin bir ön şart teşkil ettiği ve anılan Kanun değişikliğinin failin lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenlerin önceki kanun döneminde doğrudan idarî para cezasına muhatap oldukları hâlde, söz konusu kanun değişikliğinden sonra aynı fiilleri işleyenlerin ihlâlin ortadan kaldırılması hususunda ihtar edilmelerinin öngörülmesi, böylelikle ihtar edilen kişilerin söz konusu ihlâli ortadan kaldırarak ceza almaktan kurtulabilmelerine imkân tanınması karşısında, ihtar müessesesinin maddî hukuka etkisinin bulunduğu ve lehe kanun kapsamında belirtilen fiilleri önceki kanun döneminde işleyenler yönünden de geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, 7164 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile 5015 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 6. maddenin birinci fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurulca idarî para cezası verilmemiş olan ve niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri işleyenler için nasıl bir usûl izleneceği öngörülmüş; ikinci fıkrasında ise maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Kurul tarafından karara bağlanmış idarî para cezalarının tahsiline ilişkin kurallara yer verilmiştir.
Söz konusu Geçici maddede, niteliği itibarıyla düzeltme imkânı bulunan fiilleri kanun değişikliğinden önce işleyen ve haklarında idarî para cezası uygulanan kişiler yönünden ne gibi bir işlem yapılacağı açıklanmamış olmakla birlikte, yeni düzenlemede yer alan ihtar müessesesi lehe kanun niteliğinde olduğundan, yargı aşamasındaki idarî para cezaları ile ilgili olarak yargı yerleri tarafından lehe kanun hükümlerinin belirtilen kişiler hakkında da uygulanması gerektiği açıktır.
Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik uyarınca alınan düzenleyici Kurul kararıyla niteliği itibarıyla düzeltme imkânı olan fiiller arasında sayılan “Dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlamaması” fiili nedeniyle ihtarda bulunma şartının yerine getirilmesi ve lehe kanun niteliği taşıyan söz konusu kuralın davacıya da uygulanması zorunluluğu karşısında, lehe kanun hükmü dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, dağıtıcının sözleşmeli bayisinde süresi içerisinde kurumsal kimlik çalışmalarını tamamlanmadığından bahisle verilen idari para cezası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile dava konusu işlemin anılan kısmının iptaline ilişkin kısmında sonucu itibarıyla hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalının temyiz istemlerinin reddine;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yer altı tanklarının otomasyon sistemine bağlanmadığı ve otomasyon sisteminin fiilen faaliyete geçmediğinden bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının ONANMASINA;
3. Temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, akaryakıt istasyonundaki kurumsal kimlik çalışmalarının 2 (iki) ay içerisinde tamamlanmadığından bahisle idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA;
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. Davalı idare harçtan muaf olduğundan, …-TL temyiz harcının istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
6. Posta giderleri avansından artan tutarın taraflara iadesine,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 22/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.