Danıştay 13. Daire, Esas No: 2018/1674, Karar No: 2021/381

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2018/1674 E. , 2021/381 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2018/1674
    Karar No:2021/381

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … Yayıncılık Hizmetleri Ticaret A.Ş.
    2- …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu

    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirkete ait “…” logolu televizyon kanalında 28/11/2015 tarihinde yayınlanan haber bülteninde, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin ihlâl edildiğinden bahisle, aynı Kanun’un 32. maddesinin birinci fıkrası gereğince davacı şirkete 13.601,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete ait … logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 28/11/2015 günü, Diyarbakır Barosu Başkanı …’nin öldürülmesi ile ilgili olarak haber moderatörleri ve beraberindeki konuklar eşliğinde yayınlar yapıldığı, …’nin ölüm anından bir süre önce 2 polisin bir taksinin önünde şehit edilmesi ve bu taksiden çıkan şahısların …’nin bulunduğu bölgeye doğru hareket etmesi ile ilgili yorumlar yapılırken ilgili görüntülerin yayınlandığı ve haber moderatörünün ”Polislerin vurulduğu anı rica edeceğim arkadaşlardan onu yansıtabilirlerse… İşte polislerin yere devrildiğini gördük ve şimdi devam edelim o kişilerin burdan çıktıklarını görelim, ama polisler polisler o taksinin üzerine doğru gidiyorlar bu da üzerinde durulması gereken bir şey, o taksiyi durdurumak üzere gidiyorlar ve işte ateş…” ifadelerine yer verildiği, söz konusu yayında geçen görüntülerin polislerin teröristler tarafından şehit edilme anına ilişkin olduğu ve anılan görüntülerin hiçbir flulaştırma ya da mozaikleme tekniği kullanılmadan verildiği anlaşıldığından, davacı şirkete idari para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu karara karşı davacı şirketin yanında … tarafından aynı dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 2. maddesinin 4. fıkrası uyarınca oluşturulan komisyonun 27/09/2016 tarih ve 2016/5 sayılı toplantısında alınan karar ile davacı şirkete ( … YAYINCILIK HİZ. A.Ş.) ait “IMC” logosu ile yayın yapan televizyon kanalının kapatılmasına karar verildiği, 21/10/2016 tarih ve 9181 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi’nin 184. sayfasında, … YAYINCILIK HİZ. A.Ş.’nin 670 sayılı KHK ile ticaret sicil kaydının 14/10/2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilan olunduğu, 06/09/2017 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren istinaf başvurusuna ilişkin dilekçeyle …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararın istinaf yoluyla incelenerek bozulmasının istenildiği, istinaf başvuru dilekçesinde istinaf başvurusunda bulunanlar olarak, 1-… YAYINCILIK HİZ. A.Ş. 2-…’ nın yer aldığı;
    Davacı şirketin tüzel kişiliğinin ticaret sicil kaydının terkiniyle birlikte sona erdiği, 670 sayılı KHK uyarınca Hazineye devredilen kuruluşların hak ve borçları hakkında Maliye Bakanlığı’nın yetkili olması bir yana, terkin tarihinden sonra, 25/11/2016 tarihli vekâletnameyle … tarafından leh ve aleyhinde açılmış veya açılacak bilumum dava ve takiplerde yetkili vekil kılınan Av. … tarafından davacı … YAYINCILIK HİZ. A.Ş. adına açılan bir davada davacıyı temsilen istinaf yoluna başvurma ehliyetinin bulunmadığı, istinaf yoluna başvuru dilekçesinde başvuruda bulunanlar arasında gösterilen …’nın, …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda davanın tarafı olmadığı, taraf sıfatı taşımayan kişinin davada kendi adına doğrudan veya vekili aracılığıyla istinaf yoluna başvurma ehliyetinin de bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, temyize konu kararla mahkemeye erişim ve etkili başvuru haklarının ihlâl edildiği, kararın idari yaptırımın hukuki denetiminin yapılmaması sonucunu doğurduğu, kapatılan kurumların temsilcilerinin yarı yargısal bir organ olan OHAL Komisyonuna dahi başvurabildiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin … yönünden reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmının onanması ve dosyanın 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesi uyarınca …. İdare Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    ESAS YÖNÜNDEN:
    İstinaf yoluna başvuranlar arasında bulunan …’nın …. İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda davanın tarafı olmadığı anlaşıldığından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının …’ya ilişkin kısmında hukukî isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Davacı … Yayıncılık Hizmetleri Ticaret A.Ş. yönünden istinaf başvurusunun ehliyet yönünden reddine ilişkin kısma gelince;

    USUL YÖNÜNDEN:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 1. fıkrasında, dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği kurala bağlanmıştır.
    Bu kural ile, dava sırasında tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olması hâlinde izlenecek usule ilişkin düzenleme yapılmıştır. Ancak, tarafların kişilik veya niteliğinde olabilecek değişikliğin kanun yolu safhasında da gerçekleşebileceği dikkate alındığında, anılan kuralın bu safhayı da kapsar biçimde anlaşılması gerekmektedir. Buna göre, dava sırasında davacının, kanun yolu başvurusu sırasında ise kanun yolu başvurusunda bulunan tarafın, ölüm, tüzel kişiliğin ortadan kalkması gibi nedenlerle kişilik; vesayet altına alınma, tasfiye sürecine girme gibi medeni hakları kullanma ehliyetini sonlandıran ya da kısıtlayan nedenlerle nitelik değişikliğine uğraması hâlinde, davayı veya kanun yolu başvurusunu takip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar ilgili mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilecektir.
    Aynı fıkrada, dava esnasında gerçek kişilerden olan tarafın ölümü hâlinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verileceği de belirtilerek, gerçek kişilerin idarî yargıda davalı konumunda bulunabilecekleri istisnaî hâllerde (idarî sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklarda) gerçekleşebilecek ölüm olayının dava takibi bakımından doğuracağı sonuca ilişkin düzenleme yapılmıştır. Ancak, gerçek kişilerden olan tarafın ölümünün kanun yolu safhasında da gerçekleşebileceği dikkate alındığında, anılan kuralın bu safhayı da kapsar biçimde anlaşılması gerekmektedir.
    Anılan fıkrada davalı konumunda bulunan (veya aleyhine kanun yolu başvurusu yapılan) ve kişilik veya niteliğinde değişiklik olan tarafın tüzel kişilerden olması hâlinde nasıl bir yol izleneceği düzenlenmemiştir. Bununla birlikte, bu hâlde, (gerçek kişilerden olan tarafın ölümü hâlinde uygulanacak kurala benzer şekilde) idarenin davayı ya da kanun yolu başvurusunu yenilemesine kadar ilgili mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmelidir.
    27/07/2016 tarihli ve 29783 (2.Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum Ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KHK) 2. maddesinde, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütüne (FETÖ/PDY) aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ekli (2) sayılı listede yer alan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile ekli (3) sayılı listede yer alan gazete ve dergiler ve yayınevi ve dağıtım kanallarının kapatıldığı, kapatılan gazete ve dergiler, yayınevi ve dağıtım kanalları ile özel radyo ve televizyon kuruluşlarına ait olan taşınırlar ve her türlü mal varlığı, alacak ve hakların, belge ve evrakın Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı belirtilmiş; 17/08/2016 tarihli ve 29804 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 5. maddesi ile 668 sayılı KHK uyarınca kapatılan ve taşınırlar ve her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı Hazine’ye bedelsiz olarak devredilmiş sayılan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile gazete ve dergiler ve yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı olduğu şirketlerin faaliyetlerinin sonlandırılarak ticarî sicil kayıtlarının re’sen terkin edileceği öngörülmüş, bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazine’ye bedelsiz devredilmiş sayılmış, bu şirketlere daha önce atanmış kayyımların tasfiye memuru olarak görevlendirilebileceği veya tasfiye memuru atanabileceği kurala bağlanmış, böylece anılan şirketler için özel bir tasfiye usûlü ihdas edilmiş, devralınan varlıkların her türlü tespit işlemini yapmaya, idare etmeye, avans dâhil her türlü alacak ve kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve belirli koşulların varlığı hâlinde bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dâhilinde ödemeye de Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, 21/10/2016 tarih ve 9181 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 184. sayfasında, … Yayıncılık Hizmetleri Ticaret A.Ş.’nin, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ticaret sicil kaydının 14/10/2016 tarihinde re’sen terkin edildiğinin tescil ve ilân olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu itibarla, davacı şirketin 2577 sayılı Kanun’un 26. maddesinin 1. fıkrası anlamında kişilik değişikliğine uğradığının (ticari sicil kaydının terkini ile tüzel kişiliğinin ortadan kalktığının) kabulü gerekmektedir.

    Öte yandan, davacı şirkete farklı bir tarihteki ihlâl nedeniyle idarî para cezası verilmesine ilişkin işleme karşı açılan davada verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2018/567 esasına kayıtlı dosyada 08/03/2018 tarihinde verilen ara kararı ile, 670 sayılı KHK uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen Maliye Bakanlığı’nın davayı takip edip etmediğinin sorulmasına karar verilmiş; Dairemize sunulmak üzere Maliye Bakanlığı İstanbul Defterdarlığı KHK İşlemleri İl Bürosu tarafından verilen ve 30/04/2018 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile davanın Maliye Bakanlığı’nca takip edileceği bildirilerek dosyanın yenilenmesi talebinde bulunulduğu görülmüş olmakla birlikte, işbu dosyada, 670 sayılı KHK uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen Maliye Bakanlığı’nın davayı takip edip etmediğinin sorulmasına dair Dairemizin 18/03/2020, 08/09/2020 ve 03/12/2020 tarihli ara kararlarına cevap verilmediği anlaşılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 26. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, temyiz başvurusunu takip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmek üzere dosyanın …. İDARE MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE, 09/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir