Danıştay 13. Daire, Esas No: 2015/5608, Karar No: 2021/5348
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2015/5608 E. , 2021/5348 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/5608
Karar No:2021/5348
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, mülga 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve diğer kanunlarla tanınan tüm yetki ve imkânlara rağmen gerekli önlemlerin alınmaması ve zamanında denetim yapılmaması nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasıyla, … numaralı müşterisi olduğu aracı kurum … Menkul Değerler A.Ş. müşteri hesabındaki 32.000 lot … Holding A.Ş. hisse senedinin, 19/03/1996 tarihinden itibaren gerçekleşen temett ve sermaye arttırımları ile birlikte dava tarihi itibarıyla ulaştığı toplam hisse adedinin 19/03/1996 tarihinden itibaren ticari işlere yürütülecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden Mahkemece dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dosyada mevcut yazı ve belgeler üzerinden davacının sahip olduğunu iddia ettiği hisse senetlerinin aracı kurumun faaliyetlerinin durdurulduğu tarih itibarıyla varlığının tespitine yönelik inceleme sonucunda, davacının iddiasını ispatlayacak bilgi ve belgenin olmadığının görüldüğü, diğer taraftan Kurul tarafından gönderilen 28/11/2013 tarihli yazı ekindeki müşteri listesinde davacının aracı kurum nezdinde sahip olduğunu iddia ettiği yatırım hesabının bulunmamasının davacının 07/02/2005 tarihi itibarıyla aracı kurumun resmi kayıtlarında bir pay senedinin olmadığı yönünde değerlendirildiği şeklinde görüş bildirildiği, bilirkişi raporu karara esas alınabilecek nitelikte bulunarak rapora yapılan itirazın yerinde bulunmadığı;
Davacının adının Kurulca sunulan 28/11/2013 tarihli yazı ekinde yer alan müşteri listesinde yer almadığı ve yatırım hesabının bulunmadığı dikkate alındığında, davacının … Menkul Kıymetler A.Ş. nezdindeki müşteri hesabında varlığını iddia ettiği hisse senetlerinin hukuken geçerli bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı ve aracı kurumun faaliyetine son verilmesi neticesinde oluştuğu iddia edilen zararda davalı idareye atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşıldığından, tazminat isteminin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, aracı kurumlarda yatırım hesaplarının ve pay senetlerinin mevcudiyetiyle ilgili bilgi ve belge sunulmuş olmasına rağmen dikkate alınmayarak haksız şekilde, hakkaniyete aykırı olarak davanın reddine karar verildiği, Kurul’un saklamakla yükümlü olduğu bilgi ve belgeleri gereği gibi muhafaza etmemiş olmasının kusurlu olduğunu gösterdiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının aracı kurumdan nakit veya hisse senedi alacağının mevcut olduğuna dair hiçbir belge bulunmadığı, aracı kuruma ilişkin olarak kanunla kendisine verilen tüm yetki ve görevlerin yerine getirildiği, davacının zarara uğramasında atfedilecek bir kusurlarının söz konusu olmadığı, 2499 sayılı Kanun’un 46. maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile sermaye piyasası kurumlarının sermaye piyasası mevzuatına aykırı fiillerinin tespiti hâlinde bu aykırılıkların giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasının, sermaye piyasalarının dürüst, şeffaf ve güvenli bir şekilde işlemesi ve piyasada işlem gerçekleştiren tasarruf sahiplerinin haklarının korunmasına hizmet ettiği, dolayısıyla işlemlerinin temel amacının kamu düzeni ve kamu yararının sağlanması olduğu, Kurul tarafından verilen yetki belgesi ve faaliyet izninin aracı kurumların yetki belgesine konu faaliyetleri yürütebileceğine dair izni ifade ettiği, söz konusu iznin devlet güvencesi ve yatırımların garanti altına alındığına dair bir gösterge olarak alınmasının mümkün olmadığı, kanun ile kendisine verilen görevleri zamanında, tam ve gereği gibi yerine getirdiği, davacı tarafından zarar iddiasının hisse senetlerinin varlığı ispat edildikten sonra ileri sürülmesi gerektiği, kaybolduğu iddia edilen hisse senetlerinin öncelikle varlığının sonrasında ise yok olduğunun (kaybolduğunun) ispat edilmesi gerektiği, iddia edilen zarar ile Kurul iş ve eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığı, yetkilerin aracı kurumun talebi üzerine kullanıldığı, davacının zararının tazmini talebinin Kurul’a yöneltilmesinin mümkün olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.