Danıştay 12. Daire, Esas No: 2020/4773, Karar No: 2021/513

Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2020/4773 E. , 2021/513 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONİKİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/4773
    Karar No : 2021/513

    TEMYİZ EDEN (TARAFLAR) :
    1- DAVACI : …
    VEKİLİ : Av. …

    2- DAVALI : … Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: … Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Ana Bilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine 15/07/2003 tarihinden itibaren emekliye ayrılan ve hakkında verilen disiplin cezasının yargı kararıyla iptal edilmesi sonrasında göreve başlatılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin yargı kararı ile iptali üzerine 28/09/2007 tarihinde göreve başlatılarak 15/02/2008 tarihinde ikinci kez emekliye ayrılan davacı tarafından, 01/08/2003 – 31/03/2008 tarihleri arasındaki emekli aylıkları ile işlemiş yasal faizinin toplamı olan 178.770,65-TL tutarın, emekli aylıklarından kesilmek suretiyle tahsili yolunda tesis edilen işlemin iptali ile kesilen tutarın yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Mahkemelerinin dava konusu işlemin iptaline yönelik … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Danıştay Onbirinci Dairesinin 15/06/2017 tarih ve E:2014/3442, K:2017/5053 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyulmak suretiyle verilen davanın reddine ilişkin kararın, Danıştay Onikinci Dairesinin 12/02/2019 tarih ve E:2018/6026, K:2019/938 sayılı kararıyla; İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin 01/08/2003-31/03/2008 tarihleri arasında davacıya ödenen emekli aylıklarının toplamı olan 130.870,55-TL tutarın borç çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının onanması, dava konusu işlemin davacıdan 47.900,10-TL tutarında yasal faiz istenilmesine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması üzerine, bozma kararına uyulmak suretiyle, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 121. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 02/10/1998 tarih ve 23481 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce İlgililere İstihkaklarından Fazla veya Yersiz Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsili Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde ilgililerin kusurlu davranışı bulunmadan Sandığın hatalı işlemi nedeniyle yapılan yersiz ödemelerden dolayı ilgililer adına çıkartılan borcun varsa her çeşit birikmiş istihkaklarından kesileceği, bu madde uyarınca hesaplanan ve tahsil edilen borçlar için faiz tahakkuk ettirilmeyeceği düzenlemesine yer verildiği, davacının, yargı kararına istinaden ikinci kez göreve başlatıldığı ve kendisine yapılan ödemelerde herhangi bir kusurlu davranışı bulunmadığı dikkate alındığında, dava konusu işlemin, davacı adına çıkartılan borca 47.900,10-TL tutarında yasal faiz tahakkuk ettirilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının emekli aylıklarından faiz borcunun tahsili amacıyla yapılan kesintilerin dava tarihinden (24/02/2009) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN TARAFLARIN İDDİALARI :
    1-Davacının iddiası: İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda davalı idare lehine 1.660,00-TL vekalet ücretine hükmedilmesine karşın, temyiz istemine konu kararda davalı idare lehine 1.700,00-TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
    2-Davalı idarenin iddiası : Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI :
    1-Davalı idarenin savunması : Dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin reddinin gerektiği, ek beyanda bulunma haklarını saklı tuttukları savunulmaktadır.
    2-Davacının savunması : İdare Mahkemesince verilen iptale ilişkin kararın hukuka uygun olduğu, davalı idarenin temyiz isteminin reddinin gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ :Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının davalı idare lehine 1.700,00-TL vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İLGİLİ MEVZUAT : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değişik “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde; temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştayın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
    Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; temyiz incelemesinde sadece maddi hatalarda değil, aynı zamanda yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen eksiklik ya da yanlışlıkların da düzelterek onama kararı verilmesinin sağlandığı, uygulamada, vekâlet ücretine, yargılama giderlerine ya da faize hükmedilmesinin unutulması ya da bunların yanlış hesaplanması gibi, kararın asli olmayan unsurlarında görülen bir kısım eksiklik ya da yanlışlıklar nedeniyle bozma kararları verildiği, bunun mahkeme tarafından tekrar karara bağlandığı ve yine bu kararlara karşı yeniden kanun yollarına başvurulabilmesi nedeniyle hem zaman hem de emek kaybına neden olunduğunun görüldüğü, bu suretle esasa etkili olmayan konularda Danıştayın kesin karar vermesi sağlanarak uyuşmazlığın hızla sonuçlandırılmasının amaçlandığı hususlarına yer verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yollamada bulunduğu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama Giderleri” başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır.
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davalı idarenin temyiz istemi incelendiğinde;
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Dava dosyasının incelenmesinden, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı, dava konusu işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine yönelik kararın, Danıştay Onbirinci Dairesinin 15/06/2017 tarih ve E:2014/3442, K:2017/5053 sayılı kararıyla bozulduğu; İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmak suretiyle verilen davanın reddine ilişkin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın ise, Danıştay Onikinci Dairesinin 12/02/2019 tarih ve E:2018/6026, K:2019/938 sayılı kararıyla; dava konusu işlemin, 130.870,55-TL tutarındaki fazladan ödenen emekli aylıkları ile ilgili olarak davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası yönünden onandığı; 47.900,10-TL tutarındaki yasal faiz ile ilgili olarak davanın reddine ilişkin hüküm fıkrası yönünden ise bozulduğu; İdare Mahkemesince bozma kararına uyulmak suretiyle verilen temyize konu kararda ise, kararın gerekçe kısmında; “dava konusu işlemin, 01/08/2003-31/03/2008 tarihleri arasında emekli aylıkları tutarı 130.870,55-TL’ye, 47.900,10-TL tutarında yasal faiz tahakkuk ettirilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı” hususunun belirtildiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda, dava konusu işlemin, davacıya fazladan ödenen 130.870,55-TL tutarındaki emekli aylıkları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının kesinleşmiş olması ve temyize konu iptal-kabul kararının; dava konusu işlemin, ilgili dönemde, davacı hakkında 47.900,10-TL tutarında yasal faiz tahakkuk ettirilmesine ilişkin kısmı yönünden verilmiş olması nedeniyle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    Kararın, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine ilişkin hüküm fıkrasına gelince;
    İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda, 1.660,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verildiği, belirtilen kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Onikinci Dairesince verilen 12/02/2019 tarih ve E:2018/6026, K:2019/938 sayılı kararla; dava konusu işlemin davacıya ödenen emekli aylıklarının toplamı olan 130.870,55-TL tutarın davacı adına borç çıkarılmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının onanarak kesinleştiği, işlemin davacıdan 47.900,10-TL tutarında yasal faiz istenilmesine ilişkin kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulduğu; İdare Mahkemesince anılan bozma kararına uyulmak suretiyle verilen temyiz istemine konu kararda, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle davacının emekli aylıklarından faiz borcunun tahsili amacıyla yapılan kesintilerin dava tarihinden (24/02/2009) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen ilk kararda davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği, bu kararın temyizi üzerine anılan kararın redde ilişkin hükmünün bir kısmının onanarak kesinleştiği dikkate alındığında, bozmaya uyulmak suretiyle verilen kararda ikinci kez davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu husus, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık kapsamında olduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,” ibaresinin, “davalı idare lehine daha önce vekâlet ücretine hükmedildiğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu işlemin faize ilişkin kısmının iptali ile işlem nedeniyle davacının emekli aylıklarından faiz borcunun tahsili amacıyla yapılan kesintilerin dava tarihinden (24/02/2009) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararın; yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA,
    3. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
    4. Temyize konu kararın; “Kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” şeklindeki hüküm fıkrasının, “davalı idare lehine daha önce vekâlet ücretine hükmedildiğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde düzeltilerek ONANMASINA,
    5. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
    6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir