Danıştay 10. Daire, Esas No: 2022/688, Karar No: 2022/2326

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/688 E. , 2022/2326 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2022/688
Karar No : 2022/2326

DAVACI : …Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Başkanlığı / …

DAVANIN KONUSU :
17/08/2007 tarihli ve 26616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 14. maddesinin 1. fıkrasına, 10/08/2021 tarih ve 31564 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle eklenen “Hakemler komisyon nezdinde görülen uyuşmazlıkları taraf vekili sıfatıyla takip edemez.” cümlesi ile aynı maddeye eklenen 7. fıkranın iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : Hülya Hurma Usta
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddine yönelik Dairemizin 16/11/2021 tarih ve E:2021/5122, K:2021/5579 sayılı kararı üzerine yenilenen dava dilekçesinde aynı yanlışlığın yapıldığı görüldüğünden, anılan Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra dava dilekçesi öncelikle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca incelenerek gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :

10/08/2021 tarih ve 31564 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 17/08/2007 tarih ve 26616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesinde değişiklik yapılarak, Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde hakemlik yapan kişilerin, Komisyon nezdinde görülen uyuşmazlıkları taraf vekili sıfatıyla takip edemeyecekleri ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümü kararına göre sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli dairelerdeki başkan ve üye hakimlere, Hakimler ve Savcılar Kurulunun iş bölümü kararına göre bölge adliye mahkemelerinin sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli dairelerdeki başkan ve üye hakimlere, 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3 sayılı Üst Kademe Kamu Yöneticileri ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Atama Usûllerine Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile atanan Kurul başkan ve üyeleri ile 6400 veya üzeri ek göstergeli görevlere atanarak en az iki yıl süreyle bu görevlerle ilgili ek göstergelere tabi şekilde görev yapmış olan kişilere başvuruda bulunmaları halinde doğrudan itiraz hakemi olma imkanı getirilmesi üzerine, söz konusu değişikliklerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Dairemizin 2021/5122 sayılı esasına kayden dava açılmıştır.
Dairemizin 16/11/2021 tarih ve E:2021/5122, K:2021/5579 sayılı kararı ile davacının unvanına açık bir şekilde yer verilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesine uygun düzenlenmediği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Anılan kararın 18/01/2022 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmesi üzerine 27/01/2022 tarihinde …Bölge İdare Mahkemesine verilen yenileme dilekçesi ile bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, dilekçelerde; tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası gösterileceği hükmü yer almış; 14. maddesinde, dilekçelerin 3 ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları hususu ilk inceleme konuları arasında sayılmış; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, bu yönlerden Kanuna aykırılık görülür ise otuz gün içinde 3. maddeye uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği; aynı maddenin 5. fıkrasında ise, bu yönlerden dava dilekçesinin reddedilmesi üzerine yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının ve dava dilekçesinin incelenmesinden; Dairemizin 16/11/2021 tarih ve E:2021/5122, K:2021/5579 sayılı kararıyla; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nda, 7249 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler uyarınca 24/09/2020 tarihinde İstanbul ilinde ikinci bir baro kurularak tüzel kişilik kazandığı ve 1136 sayılı Kanun’un 77. maddesinin 3. fıkrasında yer alan hüküm uyarınca İstanbul ilinde kurulu baroların Türkiye Barolar Birliği tarafından İstanbul 1 Nolu Barosu ve İstanbul 2 Nolu Barosu olarak numaralandırıldığı, Türkiye Barolar Birliği’nin resmi internet sitesinde “İstanbul Baro İletişim Bilgisi” sayfasında “İstanbul 1 Nolu Barosu” ve “İstanbul 2 Nolu Barosu” olarak iki ayrı baroya ve bu barolara ait farklı iletişim bilgilerine yer verildiği, dolayısıyla davanın açıldığı tarih itibarıyla “İstanbul Barosu Başkanlığı” unvanıyla tüzel kişiliğe sahip bir baronun mevcut olmadığı, 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca dava dilekçesinde davacının unvanının gösterilmesi gerekmesine ve davanın açıldığı tarih itibarıyla “İstanbul Barosu Başkanlığı” unvanına sahip bir baro mevcut olmamasına rağmen dava dilekçesi ve ekli vekaletnamede davacı baronun “İstanbul Barosu” olarak belirtildiği, kaç numaralı baro olduğuna ilişkin bilgi ve belge sunulmadığı, Dairemizin 09/09/2021 tarih ve E:2021/5122 sayılı ara kararıyla, davacı vekilinden davacı Baronun İstanbul ilinde kurulu, kaç numaralı baro olduğunu gösterir bilgi ve belgeler ile buna göre düzenlenmiş vekaletname suretinin tasdikli suretinin dosyaya sunulmasının istenildiği, ara kararına cevaben gönderilen 27/10/2021 tarihli dilekçede vekaletnamenin geçerli olduğu, davacı Baronun numarasını ilan etme zorunluluğunun bulunmadığı, 7249 sayılı Kanun’da belirtilen Baro olduğu belirtilmekle birlikte davacı Baronun kaç numaralı baro olduğuna ilişkin somut bilgi ve belgeye yer verilmediği, bu haliyle davacının unvanına açık bir şekilde yer verilmemesi nedeniyle dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun düzenlenmediği, davanın, davacı Baronun unvanının tereddüde yol açmayacak şekilde gösterilmek suretiyle 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun olarak yenilenen ve ekinde davacının unvanını gösterir bilgi ve belgelerin sunulduğu bir dilekçeyle açılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verildiği; davacı tarafından yenilenen dava dilekçesinde, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından, “İstanbul Barosunun bütün resmi yazışmalarda, avukat ruhsatnamelerinde ve kimliklerde numaralandırılmış ibare ve unvan yerine, kuruluş tarihinin 05 Nisan 1878 olması ve kayıtlarında yer alan tüzel kişilik unvanı olan ‘İstanbul Barosu’ olarak kullanılmaya devam edilmesi” yönünde karar alındığının belirtildiği, böylelikle kararda ifade olunan eksikliklerin giderilmediği ve davacının “İstanbul Barosu Başkanlığı” olarak gösterilmek suretiyle aynı yanlışlığın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Dairemizin 16/11/2021 tarih ve E:2021/5122, K:2021/5579 sayılı dilekçe ret kararı üzerine, davacı tarafından yenilenen dava dilekçesinde de aynı yanlışlıklar yapıldığından, 2577 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 5. fıkrası uyarınca DAVANIN REDDİNE;
2. Aşağıda dökümü yapılan …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına;
3. Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden …TL yürütmenin durdurulması harcının ve kararın kesinleşmesinden sonra artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine;
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir