Danıştay 10. Daire, Esas No: 2021/4750, Karar No: 2022/635

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/4750 E. , 2022/635 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4750
Karar No : 2022/635

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- …. Birliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN_ÖZETİ : 01/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren …. Kurumu Kapsamındaki Kişilerin … Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 5.1. maddesi ile bu maddeye dayanılarak davacı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan sözleşmenin feshedilmesi işleminin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dava dosyası öncelikle süre aşımı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda altmış gün olduğu; aynı maddenin dördüncü fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine dava açabilecekleri; anılan Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendinde, dava dilekçelerinin ilk inceleme esnasında süre aşımı yönünden inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, yasal süresi içerisinde açılmayan davaların reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Buna göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmeleri için, ilgili hakkında uygulama işlemi tesis edilmiş olması, bu işlemin ise birlikte dava konusu edilen düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden;
… Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan davacı ile … Kurumu arasında 01/04/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün eki tip sözleşmenin imzalandığı, güvenlik birimlerince “davacının terör örgütü ile iltisaklı olduğu, birinci derecede akrabalarından çalıştığı kurum/kuruluştan ihraç edilenler olduğu” yönünde bilgiler iletilmesi üzerine 28/12/2017 tarihinde eczanenin MEDULA eczane erişiminin engellendiği, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı … İl Müdürlüğünün … tarih ve E….. sayılı işlemi ile anılan Protokolün 5.1. maddesinde yer alan “Taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir.” hükmü doğrultusunda Kurum ile olan sözleşmenin yazının tebliğinden itibaren 1 (bir) aylık süre sonunda feshedileceğinin davacıya bildirildiği, anılan işlemin 09/01/2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve sözleşmenin 09/02/2018 tarihi itibarıyla feshedildiği;
Davacı tarafından, sözleşmenin feshine ilişkin işlemin iptali istemiyle adli yargıda açılan dava sonucunda, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararıyla, davanın kabulü ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya uygulanan fesih işleminin haksız olduğunun tespitine ve davalı Kurumun işleminin iptaline karar verildiği;
Bunun üzerine, davacı tarafından 14/01/2020 tarihinde yapılan başvuru neticesinde söz konusu yargı kararı uyarınca MEDULA ekranının açıldığı;
Diğer taraftan, …. Asliye Hukuk Mahkemesinin kabul kararına karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan istinaf başvurusu neticesinde, … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davalı idarenin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtayda temyiz aşamasında olduğu;
Bu kez de, davalı idare tarafından istinaf kararının davacı vekiline tebliğ edildiği … tarihinde anılan karar gereğince yeniden MEDULA eczane erişiminin engellendiği;
Davacı tarafından, MEDULA eczane erişiminin yeniden engellenmesiyle gerçekleştirildiği ileri sürülen fesih işlemi ile dayanağı Protokolün 5.1. maddesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre, dava konusu edilen Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün 25/09/2020 tarihinde imzalandığı ve 01/04/2016 tarihinden itibaren geçerli olduğu görülmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde sözü edilen “uygulama işlemi” kavramı, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik yaratan kesin ve icrai bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmektedir. Belirtilen niteliği taşımayan işlemlere dayanılarak ya da düzenleyici işlemin ilanıyla başlayan dava açma süresi geçtikten sonra açılan davaların süresinde açıldığından söz edilemeyecektir.
Ayrıca, idare tesis etmiş bulunduğu bir işlemin resen icrasını sağlamak adına bir dizi uygulama işlemi gerçekleştirebilmektedir. Bu uygulama işlemleri, hukuk aleminde sonuç doğurmuş olan asıl işlemin maddi aleme aktarılması için zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken idari tasarruflar olup, hukuk düzeninde yeni bir değişiklik yaratmamakla birlikte asıl işlemin etki kazanmasını sağlamakta ve bu bakımdan kural olarak iptal davasına konu edilememektedir. Ancak, bunun yanı sıra eğer uygulama işlemi asıl idari işlemden ayrı olarak, başka bir ifadeyle işlemi aşar şekilde kendine özgü bir hukuka aykırılık taşımakta ise, bu uygulama işlemine karşı dava açılabilmesi de mümkündür.
Uyuşmazlık bu çerçevede değerlendirildiğinde, davalı idare tarafından, davacıyla imzalanan sözleşmenin feshedileceğine ilişkin tesis edilen … tarih ve E…. sayılı asıl işlemin iptali istemiyle adli yargı yerinde açılan davada ilk derece mahkemesince fesih işleminin iptal edilmesini takiben yargı kararı gereğinin uygulanması amacıyla davacının MEDULA eczane erişiminin sağlandığı, kararın Bölge İdare Mahkemesince kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi üzerine, yine yargı kararı gereğinin yerine getirilmesini teminen bu kez MEDULA eczane erişiminin engellendiği, davacı tarafından ise bahse konu sisteme erişim engelinin yeni bir fesih işlemi olarak değerlendirilmesi suretiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta olup; bu haliyle … tarih ve E…. sayılı asıl işlemin uygulanması niteliğinde olan ve asıl işlemden ayrı olarak tek başına hukuka aykırı olduğu yönünde bir iddia yöneltilmemiş bulunan davacının MEDULA eczane sistemine erişiminin engellenmesine yönelik işlemin, adli yargı yerince verilen kararın uygulanması niteliğinde olduğu, davalı idarece davacı hakkında yeni bir fesih işlemi tesis edilmediği, dolayısıyla söz konusu işlemin, davacının hukukunda değişiklik yaratan yeni bir uygulama işlemi olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında 25/09/2020 tarihinde imzalanan ve 01/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 5.1. maddesinin iptali istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde öngörülen süre içinde dava açılmaması ve 21/05/2021 tarihinde MEDULA eczane erişiminin engellenmesiyle gerçekleştirildiği ileri sürülen fesih işleminin de yeni bir uygulama işlemi niteliği taşımadığından dava açma süresini yeniden başlatma olanağından yoksun olması karşısında, davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (e) bendi ve 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan …TL yürütmenin durdurulması harcının ve artan posta ücretinin kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 14/02/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY:

Dava, 01/10/2020 tarihinde yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokolün 5.1. maddesi ile bu maddeye dayanılarak davacı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalanan sözleşmenin feshedilmesi işleminin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hüküm altına alınmış; 4. fıkrasında, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler… ” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 7. maddesinde açıkça ifade edildiği üzere, bir düzenleyici işlemin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlemi veya uygulama işlemini ya da her ikisini birlikte iptal davasına konu yapabileceği açıktır.
Dava konusu edilen bireysel işlemin, yargı kararı sebebiyle yeniden imzalanan tip sözleşmenin yine yargı kararı sebebiyle feshedilmesine ilişkin olduğu açık olup, davacı hakkında tesis edilen bu fesih işleminin ayrıca dava konusu edilebileceği ve yargı organlarınca bunun denetiminin yapılabileceği kuşkusuzdur.
Bu durumda, dava konusu işlemin uygulama işlemi niteliğinde olduğu, bu işlem ile birlikte dayanağı olan Protokol hükmünün de iptali istemiyle dava açılabileceği sonucuna varıldığından, işin esası incelenerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği oyuyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen Daire kararına katılmıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir