Danıştay 10. Daire, Esas No: 2021/119, Karar No: 2021/616
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/119 E. , 2021/616 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/119
Karar No : 2021/616
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, IPARD Programı Fonlarının Tahsisine Dair Sözleşme kapsamında verilen 827.288,94 TL hibe desteğinin geri istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı borç bildirim mektubunun iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, davacı ile davalı kurum arasında imzalanan sözleşme uyarınca verilen hibe desteğine konu yatırımın yapılmasıyla birlikte sorumluluğun sona ermediği, yatırımın 5 yıl süreyle devam ettirilme zorunluluğunun bulunduğu, hibe desteğine konu yatırımın gerçekleştiği yerin kamulaştırılması nedeniyle söz konusu yatırımın devam ettirilmesine imkan kalmadığının açık olduğu, yatırım faaliyetlerinin uygulanmasının kalıcı olarak imkansız hale gelmesi halinde davalı idarenin, sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu, davacı tarafından sözleşme feshine karşı herhangi bir dava açılmadığı, sözleşmenin feshedilmesi halinde de hibe desteğinin geri alınacağının düzenlenmiş bulunduğu dikkate alındığında, bu kapsamda davacının yatırımının uygulanmasının kalıcı olarak imkansız hale geldiği noktasında duraksama bulunmadığından davacının sözleşmesinin feshinin sonucu olarak hibe desteğinin geri ödenmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, sözleşmedeki şartların devamının mümkün olmamasının, kendisine yüklenebilir bir kusurdan değil, adli yargı makamlarının verdiği kararlar doğrultusunda mücbir sebepten kaynakladığı, kamulaştırma kararının inisiyatifi ve kontrolü dışında bir işlem olduğu, kendisinden kaynaklanmayan bir değişikliği bildirmediğinden bahisle yapılan hibenin iadesinin istenmesinin sözleşmeye ve hakkaniyete aykırı olduğu, verilen taahhüt uyarınca 5 yıllık uygulama döneminin kendisinden kaynaklanmayan bir nedenle tamamen ifasının imkansız hale gelmesinden dolayı davalı idarenin zararının söz konusu olmadığı, davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenlerle temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, haksız ve hukuki dayanağı olmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davalı kurum ile davacı arasında 17/03/2014 tarihinde davacının … isimli yatırımı yapması karşılığında Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanı kapsamında davacıya şartlı ve mükellefiyetli karşılıksız destek verilmesi konulu bir sözleşme imzalanmış ve davacının taahhütlerini yerine getirdiğinin anlaşılması üzerine hibe ödemesi yapılmış, sözleşmenin uygulama süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Davacının yatırım yaptığı arazinin, Elektrik Üretimi Anonim Şirketi tarafından bölgede kurulacak bir termik santralde değerlendirilmek amacıyla acele kamulaştırılması kararı alınmış, kamulaştırma işlemlerine ilişkin sürecin davacı tarafından davalı kuruma bildirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin 15/06/2017 tarihli yazı ile feshedilerek dava konusu borç bildirim mektubu ile, ödenen hibe bedelinin iadesinin istenilmesi üzerine davalı idarece düzenlenen borç bildirim mektubunun iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
18/05/2007 tarih ve 26526 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren (işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olan adıyla) Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un yine dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı; ulusal kalkınma plan, program ve stratejilerinde öngörülen ilke ve hedefler çerçevesinde, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakları da kapsayacak şekilde, kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek üzere Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir” hükmü ile 3. maddesinde; “(1) Bu Kanunla verilen görevleri yerine getirmek üzere, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip, özel bütçeli, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tâbi ve Bakanlığın ilgili kuruluşu olmak üzere Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu kurulmuştur.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davalı kurum ile davacı arasında 17/03/2014 tarihinde davacının … isimli yatırımı yapması karşılığında Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti eş finansmanı kapsamında davacıya şartlı ve mükellefiyetli karşılıksız destek verilmesi konulu bir sözleşme imzalanmış ve davacının taahhütlerini yerine getirdiğinin anlaşılması üzerine hibe ödemesi yapılmıştır. Davacının yatırım yaptığı arazinin, Elektrik Üretimi Anonim Şirketi tarafından bölgede kurulacak bir termik santralde değerlendirilmek amacıyla acele kamulaştırılmasına ilişkin sürecin davacı tarafından davalı kuruma bildirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin 15/06/2017 tarihli yazı ile feshedildiği, ödenen hibe bedelinin iadesi talep edilmiştir.
Davalı kurum ile davacı arasında 17/03/2014 tarihinde imzalanan IPARD Programı Fonlarının Tahsisine Dair Sözleşmenin 3. maddesine göre, hibeye ilişkin son ödemenin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl süreli uygulama sonrası dönemin olduğu; EK 1, Sözleşmenin Genel Hükümler bölümünün “Mücbir Sebep ve Süre Uzatımı” başlıklı 10. maddesinde, mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller a) Doğal Afetler, b) Genel Salgın hastalıklar, c) Kısmı veya genel seferberlik hali ve d) TKDK tarafından kabul edilebilecek benzeri diğer haller olarak belirtilmiş, belirtilen hallerin süre uzatımı veya fesih kararları gibi durumlarda, TKDK tarafından mücbir sebep olarak kabul edilebilmesi için, taraflardan herhangi birinin kusur ya da ihmalinden kaynaklanmamış olması, önceden öngörülmeyen istisnai nitelikte olması, tarafların kontrolü dışında gelişmiş olması, taraflardan birinin sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyici nitelikte olması, tüm çabalara rağmen başa çıkılamaması, meydana geldiği tarihten itibaren 10 iş günü içerisinde diğer tarafa yazılı olarak bildirimde bulunulmuş olması ve yetkili merciiler tarafından belgelendirilmesinin zorunlu olduğu, mücbir sebebin yatırım faaliyetlerinin uygulanmasını kalıcı olarak imkansız hale getirmesi halinde TKDK’ nın sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu; 22. maddesinde ise, sözleşmenin herhangi bir nedenle fesih edilmesi halinde, faydalanıcının, sözleşmenin fesih tarihine kadar kendisine ödenmiş tutarı, TKDK tarafından yapılan tebligatta belirtilen süre içerisinde TKDK’nın banka hesabına geri ödeyeceğini kabul edeceği hususlarına yer verilmiştir.
Bakılan uyuşmazlıkta davacının yatırım yaptığı arazinin acele kamulaştırılması işleminin, davacının bilgisi ve insiyatifi dışında kamu gücü kullanılarak gerçekleştirildiği, kusur veya ihmalinden kaynaklanmadığı, önceden öngörülmeyen istisnai nitelikte olduğu, tarafların kontrolü dışında geliştiği, taraflardan birinin sözleşmede öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmesini engelleyici nitelikte olduğu, bu nedenle de sözleşme hükümlerinde belirtilen “mücbir sebep” tanımı içinde olduğu açıktır.
Ayrıca, dosyanın incelenmesinden; kamulaştırma işlemi sonucunda yatırım konusu taşınmazın Elektrik Üretim Anonim Şirketi adına tapuda tescili ve fiilen el koyulması işlemlerinin halen yapılmadığı, başka bir deyişle kamulaştırma sürecinin devam ettiği, bu aşamada davacının süreçle ilgili bildirim yükümlülüğü doğmadığından sözleşmenin bu hususa ilişkin hükmünün ihlalinden de söz edilemeyeceği gibi, sözleşmenin feshedildiği 15/06/2017 tarihinde davacının yatırım konusu faaliyetine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, imzalanan sözleşmenin amacının gerçekleştirilmesi konusunda davacının, sözleşme hükümleri doğrultusunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği ve mücbir sebep olarak acele kamulaştırma işlemi nedeniyle kalan uygulama süresi dolmadan sözleşmenin davalı idarece feshedilmiş olmasından dolayı verilen hibe desteğinin iadesinin davalı idarece istenilmesinin sözleşme hükümlerine uygun olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, yatırım konusu araziye ilişkin kamulaştırma işlemlerine dair sürecin davacı tarafından davalı kuruma bildirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshedilerek ödenen hibe bedelinin iadesinin istenmesi amacıyla düzenlenen borç bildirim mektubunun iptali isteminin reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 18/02/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.