Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/6497, Karar No: 2021/250

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/6497 E. , 2021/250 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No: 2019/6497
    Karar No: 2021/250

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adlarına asaleten … ile …’ye velayeten … ve …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / …
    VEKİLLERİ : Huk. Müş. Av. …
    2- … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …
    3- … Belediyesi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacılar tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Uşak ili Eşme ilçesinde düzenlenen festival kapsamında oynanan futbol maçında hakem olarak görev yapan davacılardan ’nün, davalı idarelerin olası durumlara karşı gerekli güvenlik önlemlerini ve yaşanacak sağlık sorunlarına karşı sağlık önlemlerini almamaları nedeniyle 08/06/2010 tarihinde uğramış olduğu saldırı sonucu sakat kalmasında hizmet kusurunun olduğu iddiasıyla … için 20.000,00 TL maddi, 60.000,00 TL manevi, eşi … için 60.000,00 TL manevi, çocukları … ve …’nün her biri için 15.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi ve 20.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacılardan …’nün davalı Belediye tarafından düzenlenen bir spor faaliyeti sırasında yaralandığı, olay yerinde bir sağlık personelinin görevlendirilmiş olması ve ilk müdahalenin de yöntemine uygun olarak davacıya yapılması, güvenlik önlemlerini alan kolluk birimlerinin olay sırasında yaşanan bir başka asayiş olayına müdahale etmek üzere ayrıldığı sırada olayın yaşanmış olması ve olayın yaşandığı ilçede 112 hizmetlerinin örgütlenme biçimi ve olanakları gözönünde bulundurulduğunda, icapçı personel aracılığıyla ambulans hizmetinin verilmiş ve ambulansın gecikmesi ile zarar arasında nedensellik kurulamamış olması birlikte değerlendirilerek; gerek davacıyı yaralayan kişiye yönelik ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporları, gerekse Mahkemece idarelerin kusur durumuna ilişkin olarak alınan Adli Tıp Kurumu raporu karşısında, davacının kalıcı sakatlığının nedeninin kendisine yapılan saldırı sırasında oluşan travma olduğu, Sağlık Bakanlığı yönünden verilen sağlık hizmetinin olaya özgü olarak gereken özenle yapıldığı, İçişleri Bakanlığı ya da davalı Belediye yönünden davacının yaralanması ve sürekli olarak sakat kalması ya da sakatlığının artmasıyla davalı idarelerin yürüttüğü idari faaliyet arasında “neden-sonuç” ilişkisinin bulunmadığı, tazmini istenen maddi ve manevi zararların üçüncü kişinin haksız fiilinden kaynaklandığı, …’nün yaralanması sonucu uğranılan maddi ve manevi zararlardan davalı idarelerin hukuksal sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, Mahkeme tarafından dava konusu olaya ilişkin olarak bir kusur incelemesi yapılmadığı, davalı idarelerin gerekli önlemleri almadıklarından hizmet kusuru işledikleri, 6222 sayılı Kanun’a göre kamu görevlisi olarak korunması gerektiği, olayda kusursuz sorumluluk halinin mevcut olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFLARIN SAVUNMASI : Davalı idareler Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı Eşme Belediyesi tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Eşme İlçesinde Eşme Kaymakamlığının başkanlık ettiği ve davalı Belediyenin de üyesi olduğu bir komite tarafından düzenlenen Uluslararası Turistik Eşme Kilim Kültür ve Sanat Festivali etkinlikleri kapsamında “Futbol Turnuvası” tertip edilmiş, anılan Turnuvada, lisanslı futbol hakemi olan davacı …’nün de başvurusu üzerine … hakem olarak görevlendirilmiş, 08/06/2010 tarihinde, saat 21:00’de oynanacak olan maçta hakem olarak belirlenmiştir. Maç sırasında oyunculardan biri davacı …’ye saldırarak yaralanmasına neden olmuş, saldırı sırasında aldığı darbe sonucu boynu kırılan … felç olmuştur. Bunun üzerine davacılar 27/05/2011 tarihli dilekçeleri ile tazminat istemiyle 2577 sayılı Kanun’un 13. maddesi uyarınca davalı idarelere başvuruda bulunmuş, başvurularının cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
    Genel anlamı ile tam yargı davaları, idarenin faaliyetlerinden ötürü, hakları zarara uğrayanlar tarafından idare aleyhine açılan tazminat davalarıdır. Bu tür davalarda mahkeme, hem olayın maddi yönünü, başka bir ifadeyle zararı doğuran işlem veya eylemleri, hem de bundan çıkabilecek hukuki sonuçları tespit edecektir.
    İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Tam yargı davalarında, öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen idari işlem veya eylemin hukuka uygunluğunun denetlenmesi esas alındığından, olayın oluşumu ve zararın niteliği irdelenip, idarenin hizmet kusuru olup olmadığının araştırılması, hizmet kusuru yoksa kusursuz sorumluluk ilkelerinin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi, tazminata hükmedilirken de her halde sorumluluk sebebinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
    İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karakteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
    Diğer taraftan, idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarda hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütmek yükümlülüğünün bulunduğu da tartışmasızdır.
    Zarar gören kişinin hizmetten yararlanan durumunda olduğu ve hizmetin riskli bir nitelik taşıdığı sağlık hizmetinde, idarenin tazmin yükümlülüğünün doğması için; zararın, idarenin hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olması gerekmektedir.

    Manevi tazminat, mal varlığında meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya yönelik bir tazmin aracı değil, tatmin aracıdır. Olay nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Manevi zararın varlığı, sadece şeref, haysiyet ve onur kırıcı işlem ve eylemlere ya da kişilerin vücut bütünlüğünde meydana gelen sakatlık haline veya ölüm nedeniyle ağır bir elem, üzüntü duyulması şartına bağlı olmayıp, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetini gereği gibi eksiksiz olarak sunamaması nedeniyle ilgililerin yeterli hizmet alamamalarından dolayı üzüntü ve sıkıntı duymaları manevi zararın varlığı ve manevi tazminata hükmedilmesi için yeterli bulunmaktadır.
    2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 1. maddesinde; adalet işlerinde bilirkişilik görevi yapmak üzere Adalet Bakanlığına bağlı Adli Tıp Kurumu kurulduğu, 2. maddesinde, Adli Tıp Kurumunun, mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen adli tıp ile ilgili konularda bilimsel ve teknik görüşlerini bildirmekle yükümlü olduğu, 15. maddesinde, Adli Tıp Üst Kurullarının, adli tıp ihtisas kurulları ve ihtisas daireleri tarafından verilip de mahkemeler, hâkimlikler ve savcılıklarca kapsamı itibarıyla yeterince kanaat verici nitelikte bulunmadığı, sebebi de belirtilmek suretiyle bildirilen işleri, adli tıp ihtisas kurullarınca oybirliğiyle karara bağlanamamış olan işleri, adli tıp ihtisas kurullarının verdiği rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile ihtisas dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri, adli tıp ihtisas kurulları ile Adli Tıp Kurumu dışındaki sağlık kuruluşlarının heyet hâlinde verdikleri rapor ve görüşler arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyeceği ve kesin karara bağlayacağı düzenlenmiştir. 703 sayılı “Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile anılan hükümler yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, 15/07/2018 tarih ve 304794 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 4 No.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2.,3. ve 16. maddelerinde yukarıda yer verilen hükümler aynı şekilde yeniden getirilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare Mahkemesince, dava konusu olayda davalı idarelerin hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespitine yönelik olarak Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda özetle; kişide oluşan 4 ekstremiteyi etkileyen boyun bölgelerindeki omurilik lezyonunun niteliği gözönüne alındığında, tablonun travma ile uygun illiyet bağının bulunduğu, bu gibi durumlarda sağlık personeli müdahalesinin uygun pozisyon verilmesinin acil müdahale açısından önemli olduğu, kişiye sahada görevli sağlık personeli tarafından ilk müdahale yapılarak ambulans çağrıldığı, gerekli özenin gösterilmiş olduğu, olay yerinde ambulans bulundurulmasının zorunlu olup olmadığının, dolayısıyla sağlık hizmetini yürüten idarenin kusurlu olup olmadığının mevzuat çerçevesinde Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş verilmiştir.
    Bilirkişiye başvurulmasındaki amacın, hukuka uygun karar verebilmek için gerekli verilere ulaşmak olduğu göz önünde tutulduğunda, bilirkişilerin uyuşmazlık konusunda özel ve teknik bilgiye sahip olan kişiler arasından seçilmesi gerektiği açıktır.
    Olayda; davacılar tarafından ambulansın geç gelmesinden ve geç müdahalede bulunulmasından dolayı davacı …’de meydana gelen hasarın daha ağır hale geldiği iddia edilmektedir. Mahkemece, ambulansın olay yerine geç geldiği sonucuna ulaşılmakla birlikte, bu gecikmenin davacının sakat kalmasına olan etkisinin veya katkısının değerlendirilmesi yönünde bir inceleme yapılmamıştır. Bu hususun aydınlatılması bakımından Mahkemece, aralarında beyin ve sinir cerrahi uzmanının da olduğu konuyla ilgili uzman hekimlerin katılımının sağlandığı Adli Tıp İhtisas Kurulundan, ambulansın gecikmesinin ve geç müdahalenin davacı …’de meydana gelen hasarın tedavisi noktasında bir etkisinin olup olmadığı hususlarında rapor alınarak hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda; eksik inceleme sonucu verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY (X):

    İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    Davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.

    KARŞI OY (XX):

    Dosyanın incelenmesinden; ilçede düzenen festival kapsamında oynanan futbol maçında hakem olarak görev yapan davacılardan …’nün maç esnasında oyunculardan …’ın saldırısı nedeniyle felç kaldığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından maçın güvenliği için görevlendirilen ekibin, başlangıçta oyun alanında iken ilçede yaşanan bir başka asayiş olayına çağrılması nedeniyle olay sırasında olay yerinde bulunmadığı, anlaşılmaktadır.
    İdare Mahkemesince her ne kadar olayın üçüncü kişinin haksız fiilinden kaynaklandığı, İçişleri Bakanlığı yönünden davacının yaralanması ve sürekli olarak sakat kalması ya da sakatlığının artmasıyla davalı İçişleri Bakanlığının yürüttüğü idari faaliyet arasında “neden-sonuç” ilişkisi bulunmadığı gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmişse de; zamanında ve yeterli düzeyde alınan emniyet ve güvenlik tedbirlerinin dava konusu olayın yaşanmasında caydırıcı olma niteliği göz önünde bulundurulduğunda, olayda İçişleri Bakanlığının güvenlik tedbirlerinin alınmasına ilişkin hizmet kusurunun bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu nedenle, Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulun İdare Mahkemesi kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması yönündeki çoğunluk kararına katılmakla birlikte, temyize konu kararın yukarıda belirtilen gerekçenin de ilave edilerek bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir