Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/2925, Karar No: 2021/959

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/2925 E. , 2021/959 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No: 2019/2925
    Karar No: 2021/959

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyü, … ve … mevkiinde ikamet edilmekte iken terör ve can güvenliği nedeniyle köyün terk edilmek zorunda kalındığı, 5233 sayılı Kanun kapsamında zararların karşılanması talebiyle yapılan başvuruda davalı idarenin önce tazminat ödeme kararı aldığı ancak sonrasında köyün zarar görmeyen yerleşim yerlerinden olduğu gerekçesiyle başvuruyu reddettiği; oysa, mirasbırakan baba …’in 11/10/1992 tarihinde PKK tarafından köyde öldürüldüğü ve bu olaydan sonra ailece köyün terkedildiği ve anne …’in eşi …’in öldürülmesinden dolayı Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işlemiyle tazminat aldığı iddiasıyla, başvurunun reddine yönelik Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemenin başka dava dosyalarında, … köyünün dolu olduğu sonucuna ulaşılarak davanın reddi yönünde kararlar verildiği görülmekle birlikte, davacının babasının 1992 yılında terör örgütü mensupları tarafından öldürüldüğü ve konuya ilişkin soruşturma açıldığı, davacının karşı karşıya kaldığı eylem dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, doğrudan örgüt tarafından davacı babasının öldürülmüş olması nedeniyle, bu korku ve kaygı karşısında davacı açısından, asgari güvenlik düzeyinin var olduğu bir yerleşim yerinden ayrılanların mal varlığına ulaşamamadan kaynaklı zararlarının karşılanamayacağı yönündeki genel içtihadın uygulanabilir olmadığı ve bu içtihadın somut olayla örtüşmediği, güvenlik kaygısını doğrudan yaşayan, terör örgütünce babası öldürülen davacı bakımından artık yerleşim yerinin boş olmadığı gerekçesiyle, köyünü/ikametini terk etmesinin subjektif saiklere dayandığının kabul edilemeyeceği, dolayısıyla davacının mal varlığına ulaşamamasına yönelik zararlarının ve varsa mal varlığına ulaşamama dışında kişisel zararlarının karşılanması gerektiğinden, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan zararların tazmininin ancak yerleşim yerinin tamamen boşalan yerlerden olması halinde mümkün olacağı, … köyünün tamamen boşalan yerlerden olmaması nedeniyle başvurunun reddedildiği; davacı tarafın dava aşamasına kadar babası …’in 1992 yılında terör örgütü mensuplarınca öldürülmesi olayından bahsetmediği ve buna ilişkin belge sunmadığı, başvuruya dayanak olabilecek bir olayla ilgili bilgi ve belgelerin verilmemiş olması sebebiyle Komisyona kusur atfedilemeyeceği, haksız olarak davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiği, Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Tunceli ili, Pülümür ilçesi, … köyü, … ve … mevkiinde ikamet edilmekte iken terör ve can güvenliği nedeniyle köyün terk edilmek zorunda kalındığı, 5233 sayılı Kanun kapsamında zararların karşılanması talebiyle yapılan başvuruda davalı idarenin önce tazminat ödeme kararı aldığı ancak sonrasında köyün zarar görmeyen yerleşim yerlerden olduğu gerekçesiyle başvuruyu reddettiği; oysa, mirasbırakan baba …’in 11/10/1992 tarihinde PKK tarafından köyde öldürüldüğü ve bu olaydan sonra ailece köyün terkedildiği ve anne …’in eşi …’in öldürülmesinden dolayı Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işlemiyle tazminat aldığı iddiasıyla, başvurunun reddine yönelik Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemiyle dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 71. maddesinde, ”Dava ehliyeti bulunan herkes, davasını kendisi veya tayin ettiği vekil aracılığıyla açabilir ve takip edebilir.”; 73. maddesinin 1. fıkrasında, ”Davaya vekâlet, kanunda özel yetki verilmesini gerektiren hususlar saklı kalmak üzere, hüküm kesinleşinceye kadar, vekilin davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsili ile buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsar.”; 76. maddesinin 1. fıkrasında, ”Avukat, açtığı veya takip ettiği dava ve işlerde, noter tarafından onaylanan ya da düzenlenen vekâletname aslını veya avukat tarafından onaylanmış aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır.”; 77. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde, ”Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz.” hükümleri düzenlenmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden; Tunceli Valiliği Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonunun … tarih ve … sayılı işleminin iptali istemini içeren 08/08/2014 tarihli dava dilekçesinin … (TC. No:…) vekili olarak Av. … tarafından düzenlendiği, dosya kapsamında bulunan ve … vekili … tarafından Av. … ve başka iki avukatın yetkilendirildiği … Noterliği tarafından düzenlenen … tarih ve … Yevmiye No’lu vekaletnameyle ”köye dönüş yetkisi” başlığı altında çeşitli yetkilerin ilgili avukatlara ve Av. …’e verildiği, bu yetkiler arasında dava açma ve buna bağlı temsil yetkilerinin yer almadığı, kaldı ki … Noterliği tarafından düzenlenen 30/07/2010 tarihli düzenleme şeklindeki vekaletnamede de … tarafından …’e bu yönde bir yetki tanınmadığı; Dairemizin 23/09/2020 tarihli ara kararıyla eksikliklerin giderilmesinin ilgililerinden istenildiği, bu halde Mahkemece, Dairemizce yapılan ara karar sonuçları da incelenerek öncelikle usule yönelik gerekli incelemede bulunulup, tespit edilen ve edilecek eksikliğin giderilmesi yönünde gerekli görülen araştırmalar ve işlemler yapılarak değerlendirmede bulunulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, usule yönelik inceleme ve değerlendirme yapılmadan davanın esasına girilerek karar verilmiş olmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
    2.… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir