Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/12226, Karar No: 2021/406

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/12226 E. , 2021/406 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/12226
    Karar No : 2021/406

    DAVACI : … Sağlık Turizmi Danışmanlık ve Bilişim Teknolojileri Ltd. Şti.
    VEKİLLERİ : Av. … Av. …
    DAVALI : … Bakanlığı
    VEKİLİ : …

    DAVANIN_KONUSU : 01/10/2019 tarihli ve 30905 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi ile yeniden düzenlenen asıl Yönetmeliğin geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…Bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmez.” cümlesinin iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI : Davacı şirket tarafından; 10/01/2018 tarihinde Özel … Dahiliye Merkezi isimli C tipi tıp merkezinin ruhsatının şirketlerince devralındığı, bu tıp merkezinin taşınarak B tipine dönüştürülmesi için Sağlık Bakanlığından ön izin alındığı, taşınılacak yere 6 aydır kira ödendiği, inşaat faaliyetlerine devam edildiği, bu yatırımları açmak istedikleri estetik merkezi için gerçekleştirdikleri, başvuru yaptıkları tarihte yürürlükte olan Yönetmelik hükümlerinin, tıp merkezlerine dışarıdan dal veya kadro ilavesine, 60 yaş üzeri hekimin kadro dışı geçici çalıştırılmasına veya kısmi zamanlı hekim çalıştırmaya müsaade ettiği, böylece ruhsata branş ilavesine gerek olmaksızın estetik hizmeti verilmesine imkân tanındığı, dava konusu geçici 3. maddenin 2. fıkrası ile getirilen düzenlemeler sonrası bu imkânların kullanılamaz hale geldiği, yürürlükteki mevzuata güvenerek yatırım yaptıkları, anılan düzenlemenin kazanılmış haklarını ihlal ettiği iddia edilerek dava konusu düzenlemenin iptali istenilmiştir.

    DAVALININ SAVUNMASI : Usul yönünden, Özel … Dahiliye Merkezinin … Estetik ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi tarafından devralındığı, yapıldığı belirtilen harcamalara ilişkin fatura ve birim fiyat tekliflerinin de bu firmaya ait olduğu, davacıya ait olmadığı, anılan tıp merkezi ile davacı şirket arasında organik bir bağ bulunmadığı, bu nedenle davacı … Sağlık Turizmi Danışmanlık ve Bilişim Teknolojileri Limited Şirketi’nin bu davayı açmakta menfaatinin olmadığı, davanın ehliyet yönünden reddinin gerektiği; esas yönünden, dava konusu geçici 3. maddede mevcut tıp merkezlerinin yeniden tanımlandığı, aynı maddenin ikinci fıkrası hükmü ile de bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça ruhsatlandırılmış A tipi, B tipi ve C tipi tıp merkezlerinin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut halleriyle faaliyetlerine devam edecekleri ve bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmeyeceği düzenlemesinin yapıldığı, böylece, 01/10/2019 tarihli değişiklik ile tıp merkezlerinin imar mevzuatına uygun binalarda, günümüz sağlık hizmet sunumuna uygun yapıda hizmet vermesinin amaçlandığı, dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, tetkik hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava, 01/10/2019 tarihli ve 30905 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi ile yeniden düzenlenen asıl Yönetmeliğin geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında yer alan “…Bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmez.” cümlesinin iptali istemiyle açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı; “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendinde, dava dilekçesinin, davacının dava açma ehliyeti olup olmadığı yönünden inceleneceği; anılan maddenin 6. fıkrasında, ilk inceleme hususlarına ilişkin bir noksanlığın ilk incelemeden sonra tespiti halinde davanın her safhasında 15. maddede belirtilen kararların verileceği; “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, davacının, iptali istenen işlem yönünden dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığında davanın reddine karar verileceği hükümlerine yer verilmiştir.
    İptal davaları, idarenin hukuka uygun davranmasını sağlayan en önemli denetim araçlarından olmakla birlikte, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunmasını öngören kanun koyucu, iptal davaları için menfaat ihlalini, subjektif ehliyet koşulu olarak getirmiştir.
    Bu nedenle, yargı merciine başvurarak dava açan kişinin menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için davacıyı etkilemesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması ve bu ilişkinin, hukuken korunması gereken bir hakka ilişkin olması gerekmektedir.
    15/02/2008 tarihli ve 26788 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte tıp merkezleri A tipi, B tipi ve C tipi olmak üzere sınıflandırılmışken, 01/10/2019 tarihli ve 30905 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile bu sınıflandırma sona erdirilmiş ve tıp merkezlerinin temel özellikleri, kadroları,bina, hizmet ve personel standartları yeniden belirlenerek tek tip tıp merkezi uygulamasına geçilmiş, anılan Yönetmeliğin 21. maddesi ile yeniden düzenlenen geçici 3. maddede ise, mevcut tıp merkezlerinin uyum sürecine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
    Anılan geçici 3. maddenin 2. fıkrasında; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça ruhsatlandırılmış A tipi, B tipi ve C tipi tıp merkezleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki mevcut halleriyle faaliyetlerine devam ederler. Bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmez.” yönünde düzenleme yer almaktadır.
    Davacı şirket tarafından; 10/01/2018 tarihinde Özel … Dahiliye Merkezi isimli C tipi tıp merkezinin ruhsatının şirketlerince devralındığı, bu tıp merkezinin taşınarak B tipine dönüştürülmesi için Sağlık Bakanlığından ön izin alındığı, taşınılacak yere 6 aydır kira ödendiği, inşaat faaliyetlerine devam edildiği, geçici 3. maddenin 2. fıkrasında yer alan “…Bu kuruluşlara mevcut halleriyle devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmez.” cümlesinin kazanılmış haklarını ihlal ettiği iddia edilerek görülen dava açılmıştır.
    Ancak, dava dilekçesi ekinde davacı şirket adına yapılmış bir devir sözleşmesi ya da devralındığı belirtilen tıp merkezi için davacı şirket adına düzenlenmiş ruhsata ve dilekçede bahsi geçen uygunluk yazısı, ön izin gibi belgelere rastlanmadığından Dairemizin 14/01/2020 tarihli ara kararı ile taraflardan; anılan evrâkın dava dosyasına sunulması istenilmiştir.
    Ara kararı gereği davacı tarafından 11/03/2020 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulan 10/01/2018 tarihli “uygunluk belgesi devir sözleşmesi”nden, Özel … Dahiliye Merkezini devreden şirketin, … Medikal Sağlık Hizmet Ürünleri Tic. Ltd. Şti.; devralan şirketin ise … Estetik ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi olduğu, bu sözleşmenin davacı adına yapılmış bir devir sözleşmesi olmadığı görülmüştür.
    Yine anılan dilekçe ekinde dosyaya sunulan, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün … tarihli ve … sayılı işlemden, Özel … Dahiliye Merkezinin B tipi tıp merkezine dönüştürülmesi için Sağlık Bakanlığından alınan ön izin belgesinin de … Estetik ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi adına olduğu, davacı şirket adına olmadığı anlaşılmıştır.
    Davalı idarenin savunmasında da; Özel … Dahiliye Merkezinin, … Estetik ve Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi tarafından devralındığı, yapıldığı belirtilen harcamalara ilişkin fatura ve birim fiyat tekliflerinin de bu firmaya ait olduğu, davacıya ait olmadığı belirtilerek buna yönelik evrâk dosyaya sunulmuştur.
    Bunun üzerine, Dairemizin 15/06/2020 tarihli ve 04/11/2020 tarihli ara kararları ile; davacıdan, dava dilekçesinde şirketleri tarafından işletildiği beyan edilen Özel … Dahiliye Merkezi ile şirketlerinin herhangi bir bağlantısının olup olmadığı sorulmuş, anılan tıp merkezi ile bağlantıları varsa bunu ortaya koyan belgelerin dosyaya sunulması tekrar istenilmiş; ayrıca, şirketleri tarafından işletilen başka bir tıp merkezi varsa bunu ortaya koyan evrâkın dava dosyasına sunulması ve dava konusu düzenleme sebebiyle kazanılmış haklarının ihlal edildiği iddia edildiğinden dava konusu düzenleyici işlem ile davacı şirket arasındaki menfaat ilgisinin açıkça ortaya konulması istenilmiş ise de, ara kararlarına davacı tarafından cevap verilmemiştir.
    Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte 01/10/2019 tarihinde yapılan değişiklikle tıp merkezlerinin temel özelliklerinin yeniden belirlenmesi ve tek tip tıp merkezi uygulamasına geçilmesi üzerine, dava konusu geçici 3. maddenin 2. fıkrasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce Bakanlıkça ruhsatlandırılmış olan tıp merkezlerine mevcut halleriyle faaliyetlerine devam ettikleri müddetçe yeni ünite, birim ve uzman hekim kadrosu ilavesine izin verilmeyeceği yönünde düzenleme yapıldığı görülmekle, bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla adına ruhsatlandırılmış bir tıp merkezinin varlığını ortaya koyamayan davacı şirketin, kazanılmış hakkının ihlal edildiği iddiası ile anılan düzenlemenin iptalini istemekte kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davanın EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
    2. Aşağıda dökümü yapılan … TL
    yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    4. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının ve kararın kesinleşmesinden sonra posta gideri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 10/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir