Danıştay 10. Daire, Esas No: 2016/3532, Karar No: 2021/1054

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/3532 E. , 2021/1054 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2016/3532
    Karar No : 2021/1054

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :

    Dava konusu istem: Türk vatandaşı ile evli olan davacının, evlilikte olması gereken aile birliği içerisinde bulunma şartını taşımadığı gerekçesiyle, hakkında 15 günlük ikamet tezkeresi düzenlenerek bu süre içinde yurtdışına çıkış yapması gerektiği, aksi halde sınırdışı edilecekler kapsamına alınacağının tebliğine ilişkin 27/01/2011 tarihli işlemin iptali istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 15/10/2015 tarih ve E:2012/3141, K:2015/4385 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Rusya uyruklu davacının, Türk vatandaşı … ile 26/10/2010 tarihinde resmi nikah yaparak evlendiği ve Gaziantep Valiliğine müracaat ederek 01/11/2010 tarihinden 30/04/2011 tarihine kadar geçerli ikamet tezkeresi aldığı, Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğüne bağlı ekiplerce yapılan konrollerde, davacı ile Türk vatandaşı olan eşinin aynı evde birlikte oturmadıklarının tespit edildiği, davacı ve eşinin ifadelerinin çelişkili olduğu, nerede ve nasıl tanıştıkları ve nerede evlendiklerine ilişkin farklı bilgiler verdiklerinden dolayı, Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü tarafından davacıya gerekli tebligat yapılarak mevcut ikamet tezkeresinin Türkiye’den çıkışını teminen 15 güne kadar kısaltılmasına yönelik dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı, evlilik ilişkisinin geçersizliğine hükmedilmesi ancak adli yargı yerince bu konuda verilecek bir karar ile mümkün olduğundan, dava konusu işlemin tarihinde yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadığından idarenin, evliliğin formalite (muvazaalı) olduğu konusunda bir değerlendirme yaparak idari işlem tesisine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, İçişleri Bakanlığı’nın 11/11/2004 tarih ve 147 sayılı Genelgesinde belirtilen hususların araştırılması sonucunda davacı ile evlendiği Türk vatandaşının birlikte oturmadıkları, alınan ifadelerinde eşlerin birbirlerine ilişkin bilgilerde çelişkiler olduğu, davacının aile birliği içinde bulunmadığı ve evli olduğu kişiyle aynı çatı altında yaşamadığı, evliliğin formalite olduğunun açıkça anlaşıldığı, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50/4 maddesi uyarınca İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Azerbaycan uyruklu olan ve 26/10/2010 tarihinde Türk vatandaşı ile evlenen davacıya, 01/11/2010-30/04/2011 tarihleri arası dönem için ikamet tezkeresi düzenlenmiştir. Davalı idare tarafından yapılan tahkikatlar sonucunda, davacının evliliğinin muvazaalı olduğundan bahisle ikamet izni süresinin kısaltılarak 01/02/2011 tarihine kadar Türkiye’den ayrılması gerektiği, aksi halde sınır dışı edileceği bildirilmiş, bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 124. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un,
    “İkamet tezkeresinin reddolunacağı haller” başlıklı 7. maddesinde,
    “A) Sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, kanunlar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan,
    B) Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya faaliyette bulunan,
    C) Türkiye’de kalmak istediği müddet zarfında yaşamak için maddi imkanları meşru bir şekilde temin edemiyeceği sabit olan,
    D) Türkiye’ye girmesi memnu olup da her nasılsa girmiş bulunan,
    E) Türkiye’de oturduğu müddetçe huzur ve asayişi ihlal eden,
    Yabancılara ikamet tezkeresi verilemez” hükmüne yer verilmiştir.
    “Muzır şahıslar” başlıklı 19. maddesinde ise, İçişleri Bakanlığınca memlekette kalması umumi güvenliğe, siyasi ve idari icaplara aykırı sayılan yabancıların verilecek muayyen müddet zarfında Türkiye’den çıkmağa davet olunacağı, bu müddetin sonunda Türkiye’yi terketmiyenlerin sınır dışı edilebileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Yukarıda yer verilen kurallara göre, Türk kanun veya örf ve adetleriyle yahut siyasi icabatla telif edilemiyecek durumda olan veya Türkiye’de kalması idari icaplara aykırı sayılan yabancılar hakkında ikamet izni vermeme, izin süresini kısaltma ve sınır dışı etme yönünde işlem tesis edilebileceği açıktır.
    Dava konusu işlem davacının evliliğinin aile birlikteliği şeklinde olmadığı gerekçesiyle tesis edilmiş ve İdare Mahkemesince de evliliğin geçersizliğine idarece değil adli yargı yerlerince karar verileceğine işaret edilerek dava konusu işlem tarihinde yargı yerlerince verilmiş bir karar olmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
    Evliliğin muvazaalı olup olmadığının saptanmasının adli yargı yerlerine ait olduğunda tartışma bulunmamakla birlikte, İdare Mahkemesinin dava konusu işlemin iptalinde bu hususu gerekçe olarak göstermiş olması, maddi olaya 5683 sayılı Kanun’un yukarıda anılan 7. ve 19. maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.
    Uyuşmazlıkta; davacının evliliğine ilişkin olarak 24/10/2010 tarihinde yapılan araştırmada, Türk vatandaşı … ile davacının ikamet ettikleri Gaziantep ili, Şahinbey ilçesi, … Mahallesi, … , No:…, Kat:…, Daire:… adresindeki evin stüdyo tipi 1+1 daire olduğu, daire içinde sadece bir yatak mevcut bulunduğu, erkek eşyasının olmadığı, davacıdan sorulduğunda eşinin halı fabrikasında çalıştığını, ne kadar maaş aldığını bilmediğini beyan ettiği; 02/01/2011 tarihinde yapılan araştırmada, aynı adreste isim vermeyen vatandaş tarafından evin randevu evi gibi çalıştığı, bu durumdan çok rahatsız olduklarını beyan ettiği, evden çıkan davacıya taksiye binmek üzere iken sorulduğunda … ile evli olduğunu, bir arkadaşına gittiğini, eşinin arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiğini ve adresini bilmediğini ifade ettiği, taksi şoföründen sorulduğunda davacının kendisini çağırdığını, arada bir davacıyı adresten aldığını söylediği; 21/01/2011 tarihinde yapılan araştırma sonucunda tutulan tutanakta, davacının ikametine birçok kez gidildiği, kapı çalındığında kapının açılmadığı, davacının genelde dışarıda olduğu, kocasının evde olmadığı, çevreden yapılan araştırma ve kamera sisteminin incelenmesinden davacının gece ve gündüz çeşitli saatlerde evden çıktığı, geliş gidişlerde tek kişi olarak hareket ettiği, her zaman aynı ticari taksiyi kullandığı, Türk vatandaşı eşinin hiç yanında bulunmadığı bilgisinin alındığı ve görüldüğü, sonuçta evliliğin formalite olduğu, aile birlikteliğinin sağlanmadığı ve aynı çatı altında yaşamadıkları hususlarının tespit edildiği ve belirtilen tespitlerin tutanak altına alındığı anlaşılmaktadır.
    Bu haliyle, yukarıda yer verilen tespitler uyarınca ikamet izninin veriliş amacına aykırı olarak evlilik birlikteliği içerisinde yaşamadığı anlaşılan davacı hakkında 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun’un 7. ve 19. maddelerinde yer alan düzenlemelere uygun olarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :

    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
    2. Dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir