Danıştay 10. Daire, Esas No: 2015/4036, Karar No: 2021/7
10. Daire 2015/4036 E. , 2021/7 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4036
Karar No : 2021/7
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Enerji Taah. İnş. İth. İhr. San ve Tic. Ltd. Şti.
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
2- … Bakanlığı ( … Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, … Sulh Ceza Mahkemesi’nin … D. İş sayılı kararına istinaden Ankara Gümrük Muhafaza ve Kaçakçılık Müdürlüğü tarafından şirketin sahibi olduğu araca el konulması nedeniyle aracın fatura bedeli olan 80.145,60 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 10/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, 3.000,00 TL manevi tazminatın da el koyma tarihi olan 17/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; el konulan eşyanın henüz davacının mülkiyetinden çıkmadığı, olaya ilişkin ceza yargılaması sürecinin devam ettiği, davacı şirkete ait el konulan aracın iadesi, müsaderesi gibi hususların ceza yargılamasında verilen kararla belli olacağı, bu aşamada davacı şirketin aracın bedeline ilişkin olarak henüz bir maddi zararının oluşmadığı, üstelik el koyma işleminin münhasıran idari bir tasarruf sonucunda gerçekleşmediği, tedbir niteliğinde ve yargı mercii tarafından verilmiş bir karar gereğinin yerine getirilmesi amacıyla tesis edildiğinin görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, el koyma işleminin idari bir işlem olduğu, bu işlem nedeniyle zarar görüldüğü, mülkiyet hakkının kısıtlandığı, ceza yargılaması sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, el konulan araç sayısının binlerce olduğu, yargılamanın çok uzun süreceği, el koymadan itibaren 60 gün içinde dava açılmaması halinde dava açma süresinin geçeceği, bu nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin kısmı usul ve yasaya uygun olduğundan bu kısmının onanması, reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
31/12/2014 tarih ve 29222 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13. maddesinde; “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise; “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
A) İdare Mahkemesi Kararının Davanın Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen davanın reddine dair karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
B) İdare Mahkemesi Kararının Maddi Tazminat İsteminin Reddi Nedeniyle Davalı İdare Lehine Hükmedilen Nispi Vekalet Ücreti Yönünden İncelenmesi:
Dava, 80.145,60 TL maddi ile 3.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi’nce, maddi tazminat için reddedilen tutar üzerinden nispi olarak hesaplanan 8.811,65 TL ve manevi tazminat için maktu olarak belirlenen 750,00 TL olmak üzere toplam 9.561,65 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine karar verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 750,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “reddedilen tutar üzerinden nispi olarak hesaplanan 8.811,65 TL” ibaresinin “maktu olarak belirlenen 750,00 TL” olarak ve “toplam 9.561,65 TL” ibaresinin de “toplam 1.500,00 TL” olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının davanın reddine yönelik temyiz isteminin reddine oy birliğiyle,
2. Davacının reddedilen maddi tazminat yönünden aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin oy çokluğuyla kabulüne, davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının hüküm fıkrasında yer alan “reddedilen tutar üzerinden nispi olarak hesaplanan 8.811,65 TL” ibaresinin “maktu olarak belirlenen 750,00 TL” olarak ve “toplam 9.561,65 TL” ibaresinin de “toplam 1.500,00 TL” olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/01/2021 tarihinde karar verildi.
(X)_KARŞI OY :
Reddedilen maddi tazminat miktarına ilişkin olarak, davalı idareler lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren, “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının, bu kısmı yönünden yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla aksi yönde oluşan düzeltilerek onama kararına katılmıyorum