Danıştay 9. Daire, Esas No: 2019/4875, Karar No: 2022/92

Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2019/4875 E. , 2022/92 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2019/4875
Karar No : 2022/92

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2015/Kasım ve Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; uyuşmazlığın esasını, davacı tarafından 2015/Kasım ve Aralık dönemlerinde düzenlenen faturaların gerçek bir mal/hizmet satışını içerip içermediğinin tespitinin oluşturduğu, davacı hakkında yapılan incelemeler sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunun incelenmesinden, davacının uyuşmazlık konusu dönemde sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği sonuç ve kanaatine varıldığı, dolayısıyla anılan raporundaki tespitler uyarınca düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden hesaplanan matrah üzerinden 2015/Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin salınan katma değer vergisinde ve sahte fatura düzenlemek suretiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesiyle atıfta bulunulan 359. maddesinde sayılan fiillerle vergi ziyaına neden olunduğu anlaşıldığından, katma değer vergisi üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Vergi tekniği raporunda sahte fatura düzenleme fiilinin varlığı yönünden yapılan tespitler dışında, bu faaliyetin kim tarafından yürütüldüğü, vergilendirilen gelirin/elde edildiği ileri sürülen komisyon gelirinin, gerçekte kim tarafından elde edildiği noktasında bir tespit ve değerlendirme bulunmadığı, buna göre sadece düzenlenen faturaların gerçekliği yönünden değerlendirme yapılıp tarhiyatın muhatabı yönünden bir araştırma ve tespit yapılmadan, olayın gerçek mahiyeti aydınlatılmadan, davacı adına tarhiyat yapıldığının görüldüğü, raporda yer alan tespit ve değerlendirmelerin mahiyetlerinin ise sahte olduğu ileri sürülen faturaların davacı tarafından düzenlediğini ortaya koymak yönünden şüphe barındırdığı, söz konusu faturaların davacı tarafından düzenlediği hususunun her türlü şüpheden uzak, hukuki denetime elverişli verileri ile desteklenemediği, inceleme elamanının değerlendirmesi dikkate alındığında ise iddia edilen hususların açık ve net verileri, hukuki denetime elverişli bilgi ve belgeleri ile ortaya konulmasının dava konusu olayda zorunlu olduğu, zira söz konusu faturaların davacı tarafından düzenlendiğinin kabulünün, mevcut durum itibarıyla hukuki olmadığı, faturaların davacı tarafından düzenlenip düzenlenmediğine ilişkin şüphe bulunurken, salt davacı iddialarının tespitinin özel uzmanlık gerektiren kriminal inceleme gerektirmesi ve vergisel boyuttan ziyade hukuki boyutunun bulunması nedeniyle, yargı mercileri tarafından araştırılması zorunluluğunun ortaya çıktığı sonucuna ulaşılarak tarhiyat yapılmasının 213 sayılı Kanun’un 3. maddesinde ifadesini bulan, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ilkesine uygun düşmediği anlaşıldığından, dava konusu üç kat vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre fatura kabul edilmeyen belgelerde yer alan katma değer vergilerinin, Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde ettiği yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak re’sen tarh edilen 2015/Kasım ve Aralık dönemleri katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelerin gerçek mahiyetinin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması hâlinde, ispat külfetinin, bunu iddia eden tarafa ait olduğu ifade edilmiştir.
Aynı Kanun’un 30. maddesinin 1. fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt, belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hâllerde, takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi inceleme yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, 134. maddesinde de vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin değerlendirilmesinden, vergilendirme işlemi yapılırken, Kanuna uygun biçimlendirilen muamelelerin, bu biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelenin tarafları arasında oluşan maddi ve hukuki ilişkinin gerçek mahiyetinin araştırılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Kanun, gerçek mahiyetin ortaya çıkarılmasında yemin hariç her türlü delile izin vermiştir. Bu deliller, tarafların ikrarı, vergiyi doğuran olayla ilişkisi doğal ve açık bulunan tanık ifadesi, muamelenin taraflarının ekonomik ve ticari konumları, işyerlerinin durumu, arandığında bulunup bulunamamasına ilişkin tespitlerdir.
Davacı hakkında sahte belge düzenleme yönünden tanzim edilen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu ile dosyada yer alan belge ve bilgilerin incelenmesinden; davacının 11/11/2014 tarihinden itibaren tekstil ve giyim malzemeleri toptan ticareti işi ile iştigal etmekte iken vergi dairesine verdiği 11/01/2016 tarihli dilekçe ile atık ve hurda ürünlerin ticaretine başlayacağını bildirdiği, atık ve hurda ürünlerin ticareti ile ilgili faaliyetini gerçekleştireceği iş yerini kiralama tarihi 05/01/2016 olduğu halde, 2015/Kasım döneminde dahi davacıdan mal aldığını bildiren atık ve hurda ürünler toptan ticareti faaliyeti ile iştigal eden diğer mükelleflere rastlanılması, atık ve hurda ticareti yapmak amacıyla bastırılan ve 15/01/2016 tarihinde fiziki olarak teslim alınan faturaların geçmişe yönelik düzenlendiğinin görülmesi, davacının defter kayıtları ve GİB intranet sistemi sorgulamalarında bir işçi çalıştırdığının görülmesine karşın düzenlenen faturalarda tonlarca kilo atığın/malzemenin sadece bir işçi çalıştırılarak işlemden geçirilmesinin mümkün olmaması, 2015 yılında davacıdan yaklaşık 15.000.000-TL tutarında mal aldığını bildiren mükelleflere rastlanılmışken, bu faaliyet hacmi ile orantılı olarak davacıya mal sattığını bildiren diğer mükkelleflere rastlanılmaması, davacıdan 4.575.000,00-TL tutarında mal aldığını bildiren bir şirketin faaliyet adresinin bilinmemesi veya bildirmemesinin ve 2015/Kasım ve Aralık dönemlerinde Ba formu ile bildirilen toplam alım tutarının 14.676.975,00-TL olması, bu kadar yüksek iş hacmi olan bir ticari faaliyet sonucunda davacının 2015 yılında havale, EFT, çek tahsilatı, senet tahsilatı gibi herhangi bir banka hesap hareketinin bulunmamasının ticari icaplara uygun görülmemesi, davacının 2015/Aralık döneminden itibaren beyannamelerini veren muhasebeci … hakkında 2004 yılından başlayarak çeşitli dönemlere ilişkin müteselsil/müşterek sorumluluk raporlarının bulunması yolundaki tespitlerin değerlendirilmesinden davacının gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasında bulunmaksızın sahte fatura düzenlediği hususunun somut olarak ortaya konulduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; davacının sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği komisyon gelirine ilişkin hesaplanan matrah üzerinden 2015/Kasım ve Aralık dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile kesilen üç kat vergi ziyaı cezasında hukuka aykırılık, davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararını kaldırıp davayı kabul eden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY: Davalının temyiz isteminin reddi ve Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir