Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/4610, Karar No: 2020/13319

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/4610 E. , 2020/13319 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2020/4610
    Karar No : 2020/13319

    TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I.(DAVALILAR)
    1-… Bakanlığı -ANKARA
    VEKİLİ : … Hukuk Müşaviri
    2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    3- … Başkanlığı – ANKARA
    VEKİLİ : Av. …

    II. (DAVACI) …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF :1- … Bakanlığı
    2- … Başkanlığı
    3- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    4- …

    İSTEMİN ÖZETİ : Van İli, Merkez İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … Sitesindeki dairenin 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde yıkılmasında davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olmak üzere daire bedeli olarak 25.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü ve Altıncı Daireleri müşterek kurulunca verilen 13/12/2016 tarih ve E:2016/13331, K:2016/8751 sayılı karar ile bozulması üzerine bozma kararına uyularak, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 20/06/2018 tarih ve E:2018/1914, K:2018/4775 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak maddi tazminat isteminin 109,50-TL’lik kısmı ile manevi tazminat isteminin 10.000,00 TL’lik kısmının kabulü, fazlaya ilişkin istemlerin reddi, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    DAVALI İDARELERDEN AFET VE ACİL
    DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DAVALI İDARELERDEN … BAKANLIĞI İLE
    … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞININ
    SAVUNMALARININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

    DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, işin gereği görüşüldü:

    İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
    … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/12/2020 tarihinde esas yönünden oybirliği, manevi tazminata faiz yürütülmesi yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY (X):
    Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
    Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
    Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak “takdiren” belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir