Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/10384, Karar No: 2021/263
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/10384 E. , 2021/263 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10384
Karar No : 2021/263
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I.(DAVALILAR) 1-… Bakanlığı -ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Başkanlığı – …
VEKİLİ : …
II. (DAVACI) …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF :1- … Bakanlığı
2- … Başkanlığı
3- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
4- …
İSTEMİN ÖZETİ : Van İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … Sitesindeki davacıya ait iki adet konutun 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen depremlerde ağır hasar görmesi ve sonrasında yıkılmasında davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen daire bedeli olarak 50.000,00-TL maddi, 50.000,00-TL manevi zararın idarelere başvuru tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada, davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü ve Altıncı Daireleri müşterek kurulunca verilen 13/12/2016 günlü, E:2016/12872, K:2016/8706 sayılı karar ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak; maddi tazminat isteminin 27.821,30-TL’lik kısmı ile manevi tazminat isteminin 5.000,00-TL’lik kısmının kabulü, fazlaya ilişkin istemlerin reddi, kabul edilen tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında ödenmesi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, taraflarca usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
DAVALI İDARELERDEN AFET VE ACİL DURUM
YÖNETİMİ BAŞKANLIĞININ SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DAVALI İDARELERDEN ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK
BAKANLIĞI İLE VAN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE
BAŞKANLIĞININ SAVUNMALARININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DAVACININ SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 21/01/2021 tarihinde esas yönünden oybirliği, manevi tazminata faiz yürütülmesi yönünden oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak “takdiren” belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.