Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/18486, Karar No: 2021/3762
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/18486 E. , 2021/3762 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/18486
Karar No : 2021/3762
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Valiliği (… Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parseli kapsayan alanda … tarihli, … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni kararıyla 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi ve 2981 sayılı Yasanın Ek 1. maddesi uyarınca yapılan parselasyonun iptali istemiyle açılan davada; dava konusu işlemin iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin 24/01/2017 tarih ve E: … , K: … sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun, Danıştay Altıncı Dairesinin 05/11/2018 tarih ve E:2017/2648, K:2018/8844 sayılı bozma kararına uyularak, gerekçe eklenmek suretiyle reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E: … , K: … sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 10/07/2018 tarihli, 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca, Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı Kararnamenin 99. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, Hazineye ait taşınmazlara ilişkin olarak İstanbul Defterdarlığı yerine, İstanbul Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) hasım mevkiine alınarak gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 15/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X) : Dava, İstanbul ili, Zeytinburnu ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parseli kapsayan alanda İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla yapılan parselasyonun iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselasyonda 2981 sayılı Yasanın EK-1 maddesinin uygulanmasının koşullarının bulunmadığı, davacının parselasyondan önce müstakil olan yerinin parselasyon sonucunda hisseli hale getirildiği, davacıya eski parselinin bulunduğu yere çok uzak durumda bulunan parselden yer tahsisi yapıldığı, davacının parselasyona giren diğer parselleri göz önüne alındığında, müstakil olarak eski parseline yakın bir yerde tahsis yapılması gerekirken mevzuata aykırı olarak yer tahsisinin yapıldığı, düzenleme öncesine göre parselin konum, büyüklük ve kıymet yönünden de olumsuz etkilendiği, parselasyonun fiili duruma uygun olmadığı, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılarak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarihli, E: …, K: … sayılı kararına karşı davalı idare tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli, E: … , K: … sayılı kararıyla; dava konusu işlemde 2981 sayılı Yasanın EK-1 maddesinin uygulandığı belirtilmiş ise de, davacının sadece kendi parseline yönelik dava açtığı, parselinin müstakil iken hisseli hale dönüştüğü dolayısıyla anılan maddenin aksine bağımsız parselin hisseli hale getirilmesi nedeniyle davacı açısından söz konusu maddenin uygulanmadığının açık olduğu, dayanak imar planında 1000 m2’den küçük imar parseli oluşturulamayacağı kuralı konulduğundan bağımsız parsel verme imkanının bulunmadığı, davacının parseli imar planında yol ve park alanında kaldığından aynı yerden parsel verme imkanının kalmadığı, bilirkişi raporunda davacıya diğer parselleri ile birleştirilmek suretiyle müstakil parsel verme imkanının bulunduğu belirtilmiş ise de davacının parsellerinin düzenleme sahasının farklı yerlerinde olduğu, davacı bu parsellerden bazılarına yönelik tasarruflara itiraz ettiği, bazı parseller yönünden ise uygulamayı kabul ettiğinden davacının rızasının dikkate alınmasının gerektiği, alanda çok sayıda malik olduğu, davacıya bağımsız parsel verilmesinin diğer malikler açısından sorun teşkil edebileceği, bu şekilde bir uygulama istemenin idarenin takdir yetkisini elinden alacak şekilde yerindelik denetimine girebileceğinin açık olduğu, davacıya kök parsele yakın yerden parsel verme imkanına gelince; davacıya kök parseli yerine biraz uzaktan … ada, … sayılı parselden hisse tahsis edildiği, davacının uygulamaya giren diğer parsellerinin de bu parsele kaydırıldığı, toplam 34.376,18 m2 alana sahip parselin yaklaşık 15.000 m2’sinin davacıya verildiği, bu parseldeki diğer maliklerin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Zeytinburnu Belediye Başkanlığı olduğu, davalı idarece bu şekilde tahsis yapmanın amacı olarak; düzenleme sahasındaki şahıs parsellerinin sorununu çözmek ve Devlet kaynaklarının en verimli şekilde kullanılarak kamu bütünlüğü sağlanıp bölgedeki imar faaliyetlerini hızlandırmak olarak açıklandığı, bu durumda, kamu kaynaklarının verimli olarak kullanılması amacına matuf olmak üzere Hazinenin alandaki parsellerinin tek parselde toplanması ve bu şekilde alandaki dönüşümünün kamu eliyle hızlandırılması amacıyla parselasyon ilkelerine uygun olarak yapıldığı anlaşılan parselasyonda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 05/11/2018 tarihli, E:2017/2648, K:2018/8844 sayılı kararıyla bozulması üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli, E: …, K: … sayılı kararı ile; anılan bozma kararına uyularak, 2981 sayılı Yasanın Ek 1. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı bir alanda, davacı Hazinenin hissedar olduğu … ada, … sayılı parsel; … ada, … sayılı parsel ve … ada, … sayılı parsellerde hisse ayrıştırması yapılarak, Hazine ile taşınmazların diğer hissedarlarına farklı taşınmazların tahsis edildiği, düzenleme sahasında 2981 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığı halde uygulanmış olmasının parselasyon işlemini sadece anılan maddenin uygulandığı taşınmazlar yönünden hukuka aykırı hale getirmediği, uygulama sahasına dahil edilen tüm taşınmazlar yönünden parselasyonun hukuka aykırı hale gelmesine neden olduğu sonucuna varılarak istinaf başvurusunun belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiş, anılan karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2918/3290 sayılı Yasanın Ek-1.maddesinde; “İmar planı olan yerlerde, 9/5/1985 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesi gereğince arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı veya binasız arsa ve arazilere bu Kanundan önce özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri veya üzerinde yapılacak binaların daire miktarları gözönünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adlarına resen tecsil ettirmeye valilik veya belediyeler yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu, 709,49 m2 alanlı… ada, … sayılı parselin tamamının davacı Hazine mülkiyetinde olduğu, parselasyonun dayanağı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında 1000 m2’den küçük imar parseli oluşturulamayacağı kuralının konulduğu ve anılan parselin planda 35 metrelik yol ve kentsel aktif yeşil alan kullanımlarında kaldığı, parselasyon sonucunda söz konusu parselden %38.23846 oranı uygulanarak 271,30 m2 düzenleme ortaklık payı (DOP) kesildikten sonra 34.376,18 m2 alanlı … ada, … sayılı parselden 411,26 m2 hisse tahsisi yapıldığı, ayrıca 6041,05 m2 alanlı … ada, … sayılı kamu ortaklık payı (KOP) parselinden de 26,93 m2 hisse tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkeme kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda, dava konusu parselasyonda 2981/3290 sayılı Yasanın Ek-1 maddesinin uygulanma koşulu bulunmadığı halde 2981/3290 sayılı Yasanın Ek-1 maddesinin uygulandığı, ancak dava konusu parsel bakımından anılan Yasa maddesinin uygulanmadığı tespitine yer verilmiştir.
Davacı, parselasyon sonucunda müstakil parselinin hisseli hale getirildiği, kadastral altlığın bulunduğu alan yerine uzaktan tahsis yapıldığı iddialarıyla davasını açmış olup 2981 sayılı Yasanın Ek-1 maddesinin uygulanmasına ilişkin itirazda bulunmamıştır. Dava konusu parsel Hazinenin müstakil mülkiyetinde olup, parselasyonda uyuşmazlık konusu taşınmaz bakımından Ek-1 uygulanarak hisse ayrıştırması yapılmamıştır. Davacının dava açma amacı dikkate alındığında, parselasyon alanında Ek-1 koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle verilen iptal kararının, davacının dava açma amacını sağlamaya yönelik bir sonuç doğurmayacağı açıktır.
Alandaki diğer parsellere ilişkin Ek-1. madde uygulaması ise; … ada, … sayılı parsele ilişkin olarak açılan bu davanın konusu olmayıp, parselasyonun tamamının dava konusu edilmesi halinde verilecek karara etki edebilecek nitelikte bir husustur. Bu bakımdan dava konusu parsel bakımından davacının hukuki durumunu etkilemediği anlaşılan Ek-1 madde uygulamasının, dava konusu işlemin iptalini gerektirmediği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu durumda dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun gerekçe eklenmek suretiyle reddine dair verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasının gerektiği oyuyla Dairemizin kararına katılmıyorum.