Danıştay 5. Daire, Esas No: 2021/11529, Karar No: 2022/227
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/11529 E. , 2022/227 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/11529
Karar No : 2022/227
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- …Bakanlığı / …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- …Anonim Şirketi / …
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde gişe ve büro görevlisi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararında; Mahkemelerince yapılan ara kararla davalı PTT Genel Müdürlüğünden davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin davacıya tebliğ edilip edilmediğinin, davacı tarafından kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işleme karşı itiraz edilip edilmediğinin sorularak, bu işlemlere ilişkin tüm bilgi ve belgeler ile tebliğe ilişkin belgelerin Mahkemelerine gönderilmesinin istenildiği, ara karara cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden; davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin PTT Genel Müdürlüğünce tesis edilen …tarih ve …sayılı yazı ile Kars PTT Başmüdürlüğüne gönderildiği, söz konusu işlemin davacıya ünitesince 12/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtildiği, davacı tarafından söz konusu işleme karşı 21/06/2019 tarihinde itiraz edildiği ve itirazının PTT A.Ş. Birim Kurulu tarafından …tarih ve …sayılı kararıyla reddedildiği, itirazın reddine ilişkin işlemin davacıya tebliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin gönderilmediğinin görüldüğü, ancak davalı idarece dava konusu işlemin davacıya ünitesince 12/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiş ise de; 12/06/2019 tarihli işlemde davacının imzasının bulunmadığı görüldüğünden Mahkemelerince davacının işleme karşı itiraz dilekçesi verdiği tarih olan 21/06/2019 tarihinin davacının işlemi tebellüğ tarihi olarak kabul edildiği, bu itibarla işleme karşı dava açma süresinin 21/06/2019 tarihinden itibaren başladığı, aynı tarihte davacı tarafından işleme karşı itiraz edildiğinden 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca başlayan dava açma süresinin 21/06/2019 tarihi itibariyle durduğu, davalı idarenin 60 gün içerisinde itirazı sonuçlandırmadığından dava açma süresinin 60 gün sonra kaldığı yerden işlemeye devam ettiği, davacı tarafından 21/06/2019 tarihinden itibaren 60 gün geçtikten sonra 20/08/2019 tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içerisinde, nihayet 19/10/2019 tarihinde dava açılması gerekirken 03/12/2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenmesine hukuken imkan bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının istinaf başvurusunda bulunması üzerine …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemi 21/06/2019 tarihinde tebellüğ ettiği, söz konusu üst yazıda itiraza ilişkin yol gösterildiği, bunun üzerine davalı idareye itiraz başvurusunda bulunduğu, gelen itiraz cevabı üzerine 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açtığı, ancak anılan tebliğde sadece itiraz edilebileceğine dair ibare bulunduğu, dava açma yolu ve süresinin belirtilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından; Bölge İdare Mahkemesi kararında usul ve esas bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve davacının temyiz iddialarının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi tarafından; davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kars PTT Başmüdürlüğü bünyesinde gişe ve büro görevlisi olarak görev yapan davacının, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca PTT A.Ş. Birim Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ve 27/05/2019 tarihli Bakan onayı ile kamu görevinden çıkarılmasına karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.”; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. Maddesinin birinci fıkrasında, “Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış … gündür.”; “Sürelerle ilgili genel esaslar” başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında ise, “Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar.” düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Devletin, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu düzenleyen Anayasa’nın yukarıda yer verilen 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir düzenleme olması nedeniyle, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idari mercileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesi zorunludur.
Öte yandan, her ne kadar Anayasa’nın 125. maddesinde, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı belirtilmiş ise de, söz konusu düzenleme Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme ile birlikte değerlendirildiğinde; kişilere bildirilen idari işlemlerde, bu işlemlere karşı kanun yollarına başvuru süresi ve başvuru yerinin gösterilmesi gerektiği, dava açma süresini başlatacak olan bildirimin, başvuru mercii ve süresini de gösteren yazılı bildirim olduğu, bunun dışındaki yazılı bildirimlerin, Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının amir hükmüne uygun olmadığından, dava açma süresinin işlemeye başlamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Özetle, Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, başvuru mercii ve süresi bildirilmeyen işlemlerin ilgilisine tebliği dava açma süresini başlatmayacağından, dava açma süresinin geçmesinden sonra açılan bu tür davaların süre aşımı yönünden reddedilmemesi gerekmektedir.
Söz konusu değerlendirmeler ışığında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35. maddesinin (B) fıkrası uyarınca kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin …tarih ve …sayılı kararın Kars PTT Başmüdürlüğünce ünitesi tarafından 12/06/2019 tarihinde tebliğ edildiğinin belirtilmesine ramen anılan tebliğ belgesinde davacının imzasının bulunmadığının görülmesi üzerine Mahkemece dava konusu işlemin tebliğ tarihi olarak davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin işleme itirazına ilişkin dilekçe tarihi olan 21/06/2019 tarihinin esas alındığı, öte yandan davalı idarenin söz konusu itirazı 60 gün içerisinde sonuçlandırmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece dava konusu işlemin 12/06/2019 tarihinde tebliğine ilişkin üst yazı ve eklerinin dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, İdare Mahkemesince adı geçen belgeler temin edilerek, idarenin bildirim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği (Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenlemeye uygun, davacının hangi kanun yolları ve mercilere başvurabileceğinin ve dava açma süresinin belirtilip belirtilmediği) tespit edildikten sonra, yukarıda belirtilen bilgiler ışığında yapılacak inceleme üzerine bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, bütün bu hususlar yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak verilen davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …. İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 03/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.