Danıştay 4. Daire, Esas No: 2020/3739, Karar No: 2020/6035
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/3739 E. , 2020/6035 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3739
Karar No : 2020/6035
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 2010/12 döneminden devreden katma değer vergisi de dikkate alınarak 2011/1,2 dönemleri için vergi ziyaı cezalı, 2011/11,12 dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirkete fatura düzenleyen Büyükçekmece Vergi Dairesi mükellefi … Çelik Hırdavat Yapı Malz. İnş. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti hakkında yapılan incelemelerde bu firmanın düzenlediği faturaların sahte olduğu anlaşıldığından yapılan cezalı tarhiyatların bu firmadan alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı; Çorlu Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çimento İnşaat Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki tespitler ise, bu mükellefin sahte fatura düzenlediği hususunu ortaya koymaya yeterli olmadığından, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatların bu firmadan alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu cezalı tarhiyatların önceki yıldan devreden katma değer vergisi tutarının azalmasından kaynaklanan kısmına gelince, uyuşmazlık konusu katma değer vergilerinin 2010 yılında doğduğu ve bu vergiye ilişkin tarh zamanaşımı süresinin ise 31/12/2015 tarihi olduğu açık olduğundan, tarh zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 09/03/2016 tarihinde tebliğ edilen ihbarnameler ile yapılan cezalı tarhiyatlar zamanaşımına uğradığından hukuka uyarlık görülmediği; kesilen özel usulsüzlük cezası ile vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle artırılan kısımlarında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; Mahkeme kararının dava konusu cezalı tarhiyatların önceki yıldan devreden katma değer vergisi tutarının azalmasından kaynaklanan kısmı, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle arttırılan kısmı ve özel usulsüzlük cezası yönünden davanın kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olduğundan, kararın bu kısımının kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı; davacı adına fatura düzenleyen Çorlu Vergi Dairesi mükellefi … Demir Çimento İnşaat Yapı Malz. San. Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan incelemelerde bu mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğunun açık ve somut olarak ortaya konulduğu anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatların buna ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği, Mahkeme kararının buna ilişkin kısmının kaldırılması ve bu kısım yönünden davanın reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, kararın kısmen kaldırılmasına, kaldırılan kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ile kararın aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 2010/12 döneminden devreden katma değer vergisi de dikkate alınarak 2011/1,2 dönemleri için vergi ziyaı cezalı, 2011/11,12 dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle vergi ziyaı cezalı olarak tarh edilen katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davada verilen Vergi Dava Dairesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde “zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkmasıdır.” şeklinde tanımlandıktan sonra aynı Kanun’un 114. maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlıyarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı belirtilmiştir. Bu hüküm gereği vergi alacağının doğduğu dönem, verginin ödenmesi gerektiği dönemdir.
Öte yandan Vergi Usul Kanunu’nun 19. maddesinde, vergi alacağının mükellef bakımından vergi borcunu teşkil edeceği, 126. maddesinde ise 114. madde de yazılı zamanaşımı süresine değinildikten sonra bu süre zarfında meydana çıkan vergi hatalarının düzeltileceği kurala bağlanmıştır.
Mezkur düzenlemelerden de görülüceği üzere, tarh ve düzeltme zamanaşımı vergi alacağının doğduğu yılı takip eden yılın başından başlayarak beş (5) yıldır. Ancak, vergi alacağının doğduğu yılda yer alan tüm unsurlarla birlikte, alacağın doğduğu yılın beyannamesinde yer alan ve vergi alacağının miktarını doğrudan etkileyen bir unsur olan “geçmiş yılda kayıtlara alınan sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu tespitli belge” üzerinden hesaplanarak, indirildikten sonra ilgili (ihtilaflı) yıla devreden verginin de, devredildiği yılın zamanaşımı süresine tabi olması gerekmektedir.
İncelenen dosyada davacının, 2010 yılında alarak kayıt ve beyanlarına intikal ettirdiği sahte olduğu belirtilen faturalar üzerinden hesaplanan katma değer vergisini, aynı yılda indirdikten sonra ihtilaflı 2011 yılına devreden katma değer vergisi tutarı, ihtilaflı 2011 yılının ödenecek-indirilecek katma değer vergisini doğrudan etkilediği için, bu yıla (2011) ilişkin zamanaşımı süresinin de, aynı yılı takip eden yılbaşından itibaren hesaplanması ve bu tutar ile ilgili olarak lehe ve aleyhe her türlü düzeltmenin de anılan sürede yapılabilmesi hukuka uygun olacaktır.
Bu durumda, ihtilaflı 2011 vergilendirme dönemi için davacı adına yapılan tarhiyatın zamanaşımı süresinin 31/12/2016 tarihinde dolduğu, dava konusu ihbarnamelerin ise 09/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu cezalı tarhiyatların önceki yıldan devreden katma değer vergisi tutarının azalmasından kaynaklanan kısmınının zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının dava konusu cezalı tarhiyatların önceki yıldan devreden katma değer vergisi tutarının azalmasından kaynaklanan kısmına dair hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına bu kısım yönünden katılmıyoruz.