Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/7849, Karar No: 2021/426
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/7849 E. , 2021/426 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/7849
Karar No : 2021/426
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …Kuyumculuk Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
2- …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına defter ve belgelerini ibraz etmediğinden bahisle tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle re’sen tarh edilen 2009/6-7-8-9-10-11 ve 2010/1 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı tarafından verilen süre içerisinde herhangi bir belge sunulmadığı, davacının defter ve belgelerinin zayi olduğuna ilişkin belge almak üzere herhangi bir başvurusunun bulunmadığı, dolayısıyla davanın vergi aslına ilişkin kısmında hukuka aykırılık görülmediği, kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ilgili olarak; davacı şirket adına bir kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesi gerekirken, üç kat tutarında vergi ziyaı cezası kesilmesinde yasal isabet görülmediği, kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür dolayısıyla artırılmasına gelince; tekerrür uygulanacak vergi ziyaı cezasının kaynağı olan tahakkukun tekerrüre esas alınacak cezanın kesinleşmesinden önce gerçekleştiği anlaşıldığından, vergi ziyaı cezasının tekerrürden artırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı, defter belge isteme yazısı usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesine rağmen davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşıldığından, 213 sayılı Kanunun mükerrer 355’inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, gecikmeli olarak sunulan defter ve belgelerin, davalı idarece kabul edilmediği, maliyetlerinin hesaba dahil edilmediği, kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uyarlı olmadığı belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan hüküm fıkralarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, dayandığı gerekçeler karşısında mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar, dayandığı gerekçeler karşısında mahkeme kararının vergi ziyaı cezasının tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, mahkeme kararının üç kat vergi ziyaı cezasının iki katına ilişkin kısmını kaldıran bölümüne ilişkin temyiz istemine gelince:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş olup, Kanun’un 30. maddesinin 2. fıkrasının 3. bendinde de, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defter ve belgelerin hepsinin veya bir kısmının vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmemesi hali re’sen takdir nedeni olarak sayılmış, 13. maddesinin 2. bendinde; vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler mücbir sebep olarak kabul edilmiştir.
213 Sayılı Kanun’un 253. maddesinde, bu Kanuna göre defter tutmak mecburiyetinde olanların, tuttukları defterlerle, üçüncü kısımda yazılı vesikaları ilgili bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmek zorunda olduğu, 256. maddesinde, mükelleflerin muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve kayıtları muhafaza süresi içinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arzetmek zorunda olduğu, 359. maddesinin (a) bendinin 2 nolu alt bendinde ise, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananların kaçakçılık fiilini işledikleri, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin bu fıkra hükmünün uygulamasında gizleme olarak kabul edileceği hükme bağlanmıştır. Kanunun 341. maddesinde, “vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder” şeklinde tanımlanmış, 344. maddesinde ise, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği takdirde, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat olarak uygulanacağı, hüküm altına alınmıştır.
İncelenen dosyada, davacının defter ve belgelerini mücbir sebep olmaksızın incelemeye ibraz etmediği sabit olduğundan 213 sayılı Kanunun 359. maddesine ve 341. maddesinin 2. fıkrasına göre üç kat vergi ziyaı cezasının uygulanması gerekmekte olup, ihtilaflı dönemlere ilişkin olarak ziyaa uğratılan verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının, bir katından fazlaya ilişkin kısmını kaldıran Vergi Mahkemesi kararının bu kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin (kısmen) reddine, (kısmen) kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin (kısmen) reddine, (kısmen) kabulüne,
2. Temyize konu …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının redde ilişkin kısmının ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355’inci maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin kabul kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının vergi ziyaı cezasının tek katı aşan kısmının kaldırılmasına ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve …TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.