Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/13570, Karar No: 2021/541
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/13570 E. , 2021/541 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13570
Karar No : 2021/541
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2013 dönemi yasal defterlerine kayıt yapılmadığından bahisle, hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle re’sen tarh edilen 2013/1 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının mali müşavirinin iş yerinde yapılan aramada defterlerine el konulduğu, davacı ve mali müşavir hakkında arama kararının olmadığı, buna göre, hakkında arama kararı olmayan mükellefin defter ve belgelerine el konulmak suretiyle vergi incelemesi yapılamayacağından, öncelikle el konulan defter ve belgelerin mükellefe iade edilmek suretiyle, vergi incelemesi için defter ve vesikaların 15 günlük süre verilerek inceleme için istenilmesi gerekirken, mükellef tarafından ibraz edilmeyen, arama neticesinde el konulan ve vergi idaresinde bulunan defterlerin boş olduğu, kayıt yapılmadığından bahisle re’sen tarhedilen cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, yasal defterlerinin boş olduğu, ticari işletmenin iş ve işlemlerine ilişkin herhangi bir kayıt içermediğinin tespit edildiği, yasal defterlere kayıt edilmeyen faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, belge ve kayıt düzenine uymayan davacının katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının hukuka uygun olduğu, kararı bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29/1. maddesinin (a) bendinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, kanununda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri; 34/1. maddesinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar yasal defterlere kaydedilmek koşuluyla indirilebileceği kurala bağlanmıştır. Bu düzenlemeler nedeniyle emtia veya hizmet alışını temsil eden fatura veya yerine geçen belgenin yasal defterlere usulüne uygun olarak kaydedilmesi ve bu belgelerde katma değer vergisinin ayrıca gösterilmesi, katma değer vergisi indirimi yapılabilmesinin ön koşuludur. Bu ön koşulların varlığının, sözü edilen defter ve belgelerin ibrazı ve incelenmesiyle saptanabileceği açıktır.
Anılan hükümler karşısında, katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde gösterilmesi ve söz konusu belgelerin usulüne uygun bir biçimde tutulması zorunlu defterlere kanunda belirtilen süreler içinde kaydının yapılmış olması gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanun’unun 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiş; 30. maddesinin birinci fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak belirlenmiş, inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının re’sen takdir olunmuş sayılacağı düzenleme altına alınmış; anılan maddenin 2. fıkrasının 4. bendinde de, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak saptanmasına olanak vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması nedeniyle ihticaca salih bulunmaması halinin re’sen vergi tarhı sebeplerinden olduğu hükme bağlanmış; 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
Kanunun 172. maddesinde, bu maddede belirtilen gerçek ve tüzel kişilerin defter tutmaya mecbur oldukları belirtilmiş; 171. maddesinde, vergi uygulaması bakımından yasal defterlerin, mükelleflerin vergi ile ilgili servet sermaye ve hesap durumlarıyla, vergi ile ilgili faaliyet ve hesap neticelerini saptamak vergi ile ilgili işlemleri belirlemek, mükelleflerin vergi karşısındaki durumunu hesap üzerinden denetlemek ve incelemek, bu hesap ve kayıtlar yardımıyla üçüncü şahısların vergi karşısındaki durumunu denetlemek ve incelemek amacını sağlayacak şekilde tutulması öngörülmüş ve 219. maddesinin birinci fıkrasında, “Muameleler defterlere zamanında kaydedilir. Şöyleki: a) Muamelelerin işin hacmine ve icabına uygun olarak muhasebenin intizam ve vuzuhunu bozmayacak bir zaman zarfında kaydedilmesi şarttır. Bu gibi kayıtların on günden fazla geciktirilmesi caiz değildir. c) Günlük kasa, günlük, perakende satış ve hasılat defterleri ile serbest meslek kazanç defterine muameleler günü gününe kaydedilir.” hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Kanunun 134. maddesinde verilen yetki ve görev kapsamında, beyan esasına dayanan vergi sistemimizde, vergi idaresince, mükelleflerin beyanlarının doğruluğunu araştırmak, kontrol etmek ve tespit etmek için yoklama, arama, fiili envanter ve bilgi toplama; Kanunun 142 ve 147. maddelerinde düzenlenen aramalı inceleme yöntemine başvurulabilmektedir. Sözü edilen yasa kurallarına göre, mükellef veya kaçakçılıkla ilgisi görülen diğer şahıslar nezdinde ve bunların üzerinde iki durumda arama yapılabilir. Bunlar; mükelleflerin vergi kaçırdığına ilişkin dilekçe ile bir ihbarın yapılmış olması ya da vergi incelemesi sırasında mükellefin vergi kaçırdığına dair emareler bulunması halleridir. Ancak bu şartlar tek başına yeterli değildir. İnceleme elemanınca bu hususlar değerlendirilip, gerekli görülürse sulh yargıcından arama kararı istenerek aramalı inceleme yapılabilir. İhbara dayanılarak yapılacak aramada muhbirin isim ve hüviyetinin tespit edilmesi şart olup, ihbar nedeniyle başlatılan incelemelerde incelemenin mutlaka aramalı yapılması gerekmemektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporu’nun incelenmesinden, davacının mali müşaviri İsmail İmamoğlu’nun işyerinde yapılan incelemeler neticesinde davacı şirketinde aralarında bulunduğu bazı mükelleflere ait yasal defterlerine el konulduğu, elkonulan şirkete ait olan yasal defterlerin Marmara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığının … tarih ve … nolu iş emri ile inceleme elemanına tevdi edilmesiyle yapılan incelemede, şirketin hesap dönemine ait yasal defterlerinin boş olduğu ve kayıtların işlenmediğinin tespiti üzerine katma değer vergisi indirimlerinin reddi ile dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığı anlaşılmaktadır
Olayda, davacının belgelerinin defterlerine işlenmediği sabit olup, katma değer vergisi indiriminin şartı olan yasal defter ve belgelere kayıt koşulu gerçekleşmemiştir. Ancak davacı şirket hakkında vergi inceleme talebi bulunup bulunmadığını, vergi inceleme görevinin mahiyetini ve incelemenin başlama tarihini gösteren bilgi ve belgelerin, işyerinde davacı şirketin defterleri elde edilen mali müşaviri İsmail İmamoğlu hakkında arama kararı ve inceleme talebi bulunup bulunmadığını, vergi inceleme elemanının defter ve belgeleri mali müşavirden hangi gerekçeyle ve nasıl teslim aldığını gösteren bilgi ve belgelerin temin edilmesi suretiyle araştırılarak yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aksi yöndeki gerekçeyle verilen Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.