Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/6228, Karar No: 2020/7201

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/6228 E. , 2020/7201 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/6228
    Karar No : 2020/7201

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : … ve …’a velayeten kendi
    adlarına asaleten … ve …
    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    TEMYİZ EDEN DAVALI YANINDA
    MÜDAHİLLER : 1- …
    2- …
    VEKİLLERİ : Av. …
    İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, çocukları …’ın boğazında yer alan dijital tartı pilinin yapılan müdahalelerde gerekli özenin gösterilmemesi nedeniyle fark edilmemesi sonucunda yemek borusunda meydana gelen ve hayati tehlike kaydı ile basit müdahale ile giderilmeyecek tarzda iç organ yaralanmasına sebebiyet verilmesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu iddiasıyla 10.333,00 TL maddi ve 140.00,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporları ile Sağlık Bakanlığı Yüksek Sağlık Şurası raporu dikkate alınarak davacılardan …’ın boğazında yer alan dijital tartı pilinin yapılan tıbbi müdahalelerde fark edilmemesinde davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu gerekçesiyle davacılar tarafından bilgi ve belgelerle (fatura, kredi kartı slibi ve kredi kartı hesap özeti gibi) ortaya konulan toplam 1.879,12 TL maddi tazminatın, toplam 17.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, maddi tazminat isteminin tamamının kabul edilmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğu, hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, kararın harçlar ve vekalet ücreti yönünden hukuka aykırı olduğu, davalı idare tarafından, dava konusu olayda hizmet kusurunun olmadığı, davalı idare yanında müdahiller tarafından, olayda kendilerinin tıbbı açıdan bir eksiklik ya da hatalı müdahalelerinin olmadığı, davacıların ihmalinin bulunduğu, dosyada yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği, hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğu, tazminat ödenmesi için gerekli şartların oluşmadığı ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca karşılıklı temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İLGİLİ MEVZUAT:
    20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re’sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinin birinci fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesinin birinci fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Bakılan davada, davacılar tarafından, çocukları …’n boğazında yer alan dijital tartı pilinin yapılan müdahalelerde gerekli özenin gösterilmemesi nedeniyle fark edilmemesi sonucunda yemek borusunda meydana gelen ve hayati tehlike kaydı ile basit müdahale ile giderilmeyecek tarzda iç organ yaralanmasına sebebiyet verilmesinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla davalı idare aleyhine açılan tam yargı davasında yapılacak yargılama sonucunda idarenin tazmin yükümlülüğünün olduğuna hükmedilmesi halinde davalı idarenin dava konusu olaya ilişkin olarak sorumluluğu olan kişi veya kişilere rücu edebileceği dikkate alındığında bu kişilerin menfaatlerinin etkileneceği açıktır.
    Bu itibarla; yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşılmakla birlikte, İdare Mahkemesince dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilmeden sadece davalı idare yanında müdahil olan … ve …’a davanın ihbar edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında dava konusu olayda kusuru olduğu tespitine yer verilen diğer sorumlulara davanın ihbar edilmediği görülmektedir.
    Hal böyle iken; Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişilerin tamamının tespit edilerek davanın res’en ilgililere ihbar edilmesi gerektiğinden bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın kısmen kabulü ile kısmen reddi yolunda verilen temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir