Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/10141, Karar No: 2021/10

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/10141 E. , 2021/10 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/10141
    Karar No : 2021/10

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
    3- … 4- …
    VEKİLLERİ : Av. …
    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    2- … Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    3-… Sulama Birliği Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından, olay tarihinde 8 yaşında olan yakınları …’nın 18/07/2011 tarihinde Erzincan, Merkez, Çukurkuyu Beldesi sınırlarından geçmekte olan ve davalı … Sulama Birliğinin bakım ve işletmesinde bulunan sulama kanalına düşmesi sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen, anne … için 15.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi, baba İsmail Kaya için 15.000,00 TL maddi, 70.000,00 TL manevi, büyükanne … için 40.000,00 TL manevi ve dede Köksal Kaya için 40.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 30.000,00 TL maddi tazminat ile 220.000,00 TL manevi tazminatın, vefat olayının gerçekleştiği 29/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davanın açıldığı tarih itibarıyla yetkili olan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … K: … sayılı kararının Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerince oluşturulan Müşterek Kurulca verilen 03/04/2017 tarih ve E:2016/2822 K:2017/1788 sayılı kararı ile bozulması üzerine bozma kararına uyulmak suretiyle verilen 16/04/2019 tarih ve E:2017/198, K:2019/610 sayılı kararda; dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, boğulma olayının meydana geldiği sulama kanalında kişilerin düşmesini önleyecek veya düşmeleri durumunda kolaylıkla çıkmalarına imkan verecek hiç bir emniyet tedbirinin olmadığı; ölenin yaşadığı yerin söz konusu kanalın çevresinde tek katlı bir yapılaşma olduğu, çevrenin kanal ile irtibatının kesilmesine yönelik bir tedbirin bulunmaması nedeniyle davalı idarelerin olayda müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu; bununla birlikte, davacıların müterafik kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla sosyal araştırmacı olarak görev yapan bilirkişi tarafından düzenlenen 20/07/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; müteveffa çocuğun olay tarihinde 8 yaşında ve oyun çağında olması sebebi ile ailesi tarafından bu dönemde dışarda kontrolünün sağlanmasının zor olduğu göz önünde bulundurularak ölen çocuğun annesinin (babanın olayın gerçekleştiği tarihte ailenin geçimini sağlamak amacıyla gelir getirici bir işte çalıştığı varsayılarak) kusur oranının % 10 olduğuna ilişkin tespite yer verildiği; … İdare Mahkemesince davacıların destekten yoksun kalma zararlarının tespiti amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 26/01/2016 havale tarihli raporda davacı anne …’nın 56.010,75-TL; davacı baba İsmail Kaya’nın 35.682,57-TL maddi zararının bulunduğu tespitine yer verildiği belirtilerek, söz konusu bilirkişi raporları hükme esas alınmak suretiyle davacıların müterafik kusur oranları da göz önünde bulundurularak davacıların maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı … için 50.409,675 TL maddi tazminatın, 35.409,675-TL’sinin ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ tarihi olan 29/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, 15.000,00 TL’sinin idareye başvuru tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davacıya ödenmesine, davacı … için 32.114,313 TL maddi tazminatın, 17.114,31 TL’sinin ıslah dilekçesinin davalı idarelere tebliğ tarihi olan 29/12/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte, 15.000,00 TL’sinin idareye başvuru tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacı babaya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı anne ve babanın her biri için ayrı ayrı 50.000,00’er TL, diğer davacılar olan büyükanne ve dedenin her biri için ayrı 25.000,00 ‘er TL olmak üzere toplamda 150.000,00-TL manevi tazminata müterafik kusur oranı (%10) uygulanmak suretiyle toplam 135.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından; ıslah edilen kısım için faizin başlangıç tarihinin idareye başvuru tarihi olması gerektiği, … İdare Mahkemesince verilen kararın manevi tazminata ilişkin kısmının kesinleşmesine rağmen … İdare Mahkemesince bu hususta yeniden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca temyize konu Mahkeme kararının hüküm fıkrasının manevi tazminata ilişkin kısmının açık olmadığı; davalılardan DSİ Genel Müdürlüğünce; kanalın sulama birliğinin sorumluluğunda olduğunu, olayın ailenin kusurundan kaynaklandığı; davalılardan … Sulama Birliği Başkanlığı; tarafından uyuşmazlık konusu olaya ilişkin açılan ceza davasında birlik çalışanlarının beraat ettiği, kanalın bir kısmının açık bir kısmının kapalı olmasının işletme açısından gerekli olduğu, davacıların müterafik kusur oranlarının daha fazla olduğu; davalılardan … Belediye Başkanlığı tarafından Mahkeme kararında davalı idarelerin kusur oranlarının açıklanmadığı, davacıların müterafik kusur oranlarının daha yüksek oranda olduğu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından davalı idarelerin temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Sekizinci ve Onuncu Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    MADDİ OLAY :
    Davacılardan İsmail ve …’nın çocukları, … ve …’nın torunları … , 18/07/2011 tarihinde Erzincan, Merkez, Çukurkuyu Beldesi sınırlarından geçmekte olan ve davalı … Sulama Birliği’nin bakım ve işletmesinde bulunan sulama kanalına düşmesi sonucu boğularak 29/07/2011 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
    Müteveffanın anne ve babası için destekten yoksun kalma tazminatı ile anne, baba, dede ve büyükanne için manevi tazminat ödenmesi istemiyle davalı … Sulama Birliği Başkanlığına yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlığa ilişkin olarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …K: … sayılı kararıyla; olaya dair mahallin askeri personel marifetince düzenlenen kroki ve eki görsel fotoğraflardan sulama kanalının etrafının yapılaşmaya konu olduğu halde sulama kanalı sağ ve sol cenahında hiç bir güvenlik tedbirinin yer almadığının anlaşıldığı; kanalın bazı bölgelerinin açık olarak bazı bölgelerinin ise kapalı olarak devam ettiği; küçük çocuğun kanalın açık olan kısmına düştükten sonra akıntıyla beraber kanalın kapalı kısmına sürüklendiği ve kapalı kısmın yaklaşık 300 metre devam etmesinden ötürü müdahale edilemediği; ancak 300 metre sonra kanalın tekrar açık hale gelmesi sonrası çocuğun kanaldan çıkarılabildiği; 12/08/2003 doğumlu çocuğun ölümünün suda boğulmaya bağlı gelişen solunum durması sonucu gerçekleştiğinin görüldüğü; somut olayda olduğu üzere kanalda, içerdiği su miktarı ve derinliği ile genişliği küçük yaşta veya bilinçli olması beklenilemez kimselerden düşmelerin olması durumunda hayati risk üstlenmelerinin önüne geçecek, düşme halinde de kolaylıkla bu kimselerin çıkmasına imkan verecek hiç bir emniyet tedbirinin olmadığı dikkate alındığında, sulama hizmetini veren davalı Sulama Birliğinin bu hizmetin zorunlu kıldığı asgari tedbirleri almakta açıkça kusurlu davrandığı; söz konusu tedbirler noktasında eksikliği olan diğer davalı Belediye Başkanlığının ise, davacıların ve ölenin yaşadığı yerin kanalın çevresinde tek katlı bir yapılaşma olduğu; çevrenin kanal ile irtibatının kesilmesine yönelik bir tedbir bulunmadığı; sulama kanalının, ilgilileri hakkında hayati risk taşımasına rağmen söz konusu riski kaldırmak/bertaraf etmek üzere hiç bir biçimde harekete geçmediği; her an tehlikye davetiye çıkaran riskli durumu (sulama kanalının hemen yakınına yaşam alanı oluşturulmasına müsaade etmesi) uzunca bir süredir görmezlikten geldiği; mevzuattan kaynaklı vazifesini vaktinde ve usulünce ifa etmediği; diğer sorumlu davalı ile birlikte tedbir ve önlem alma noktasında herhangi bir girişimsel harekette bulunmayarak fiili durumu davacı ve kanal çevresinde yaşayan kimseler açısından olağan ve kabul edilebilir hale getirdiği; meydana gelen zararda davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğundan tam ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna ulaşıldığı; davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarının hesaplanması için bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alındığı; raporda davacı anne … için 56.010,75 TL, davacı baba … için 35.682,57 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı; hükme esas alınabilir yeterlilikte bulunan rapora dayalı olarak ve idarelerin hizmet kusuru bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 30.000,00 TL maddi ve 180.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 210.000,00 TL tazminatın davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine; dede ve babaanne yönünden fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
    Söz konusu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Müşterek Kurulca; olayda meskun mahalden geçen sulama kanalının etrafının kapatılmaması ve gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle davalı idarelerin olayda hizmet kusuru bulunduğunun açık olduğu, bunun yanında olay tarihinde 8 yaşında olduğu anlaşılan müteveffa …’nın gözetim ve denetim sorumluluğunu gereğince yerine getirmeyen davacıların da olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, tazminat miktarının hesaplanmasında müterafik kusur durumunun da dikkate alınması gerektiği, ceza dosyasında bulunan kusur raporları ve ceza davasının sonuçları da araştırılarak meydana gelen zararda ölenin ebeveynlerinin de müterafik kusuru bulunduğu gözetilerek tarafların kusur oranının belirlenmesi ve bu oranlar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İdare Mahkemesince, bozma kararı sonrasında sosyal araştırmacıdan bilirkişi raporu alınmak suretiyle davacı annenin müterafik kusur oranı(%10) olarak tespit edilmiş, buna karşın davalı idarelerin kusur oranları ayrı ayrı belirlenmeksizin, davacılar lehine tazminata hükmedilmiştir.
    Kamu idarelerinin kusurlu sorumluluklarına dayanılan tam yargı davalarında, kimsenin bir başkasının kusurundan kaynaklanan zararı tazmin etmek zorunda bırakılamayacağı ilkesinden hareketle, idarelerin ancak kendi kusurlarından kaynaklanan zararları tazmin etmekle sorumlu tutulabilecekleri açıktır.
    Bu durumda, İdare Mahkemesince her bir davalı idarenin sorumluluklarının ne ölçüde olduğu, başka bir ifade ile olayın meydana gelmesindeki kusur oranları tespit edilerek, maddi zararın davalı idarelerce kusurları nisbetinde tazminine karar verilmesi gerekmektedir.
    Diğer yandan, Mahkeme kararının, hüküm kısmında davacılar lehine hükmedilen tazminat miktarının şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi başka bir anlatımla, Mahkemece tesis edilen hükmün, infazı kabil ve uygulanabilir nitelikte olması gerekmektedir.
    Oysa temyize konu Mahkeme kararının hüküm fıkrasında 135.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesine karar verildiği, ancak her bir davacıya davalı idarelerin hangisi tarafından ne miktarda tazminat ödeneceğinin açıkça gösterilmediği anlaşıldığından, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminata ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2. Davanın kısmen kabulü davanın kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Kullanılmayan … TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde Erzincan Belediye Başkanlığına iadesine,
    4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir