Danıştay 10. Daire, Esas No: 2016/2416, Karar No: 2021/2002
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/2416 E. , 2021/2002 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2416
Karar No : 2021/2002
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan Hakkari-Çukurca Karayolu’nun yapım çalışmaları esnasında, Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, … köyü… Mezrasında bulunan mülkiyeti davacıya ait taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu, geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediği ve taşınmazların sulanamadığından bahisle, kuruyan ağaç bedelleri ve 2012-2013 yıllarında ürün bedellerinden mahrum kalınması sonucu uğranıldığı ileri sürülen 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 132.016,76 TL) maddi zararın olay tarihi olan 31/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; aynı yere ilişkin olarak açılan diğer dosyalarda mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi suretiyle yapılan tespitlerde, dava konusu olayda davalı idarenin su arkına zarar vermeden yol yapması mümkün iken bunun yapılmayarak davacı ve diğer köylülerin arazilerine su taşıyan arkın bozulmasına yol açılarak, arazilerin susuz kalması sonucunu doğuracak şekilde hizmetin kötü işlemesi nedeniyle davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu, 15/04/2015 tarihinde düzenlenen zirai bilirkişi hesap raporunda dava konusu taşınmazda 2012 yılında meydana gelen ürün kaybı zararının 6.790,31 TL, 2013 yılında meydana gelen ürün kaybı zararının 6.773,77 TL, meyve ağaçlarının kurumasından kaynaklanan zararın 92.154,13 TL olarak hesaplandığı, anılan bilirkişi raporunun hükme esas alınabilecek nitelikte ve yeterli görüldüğü belirtilerek davanın kısmen kabulü ile 105.718,21 TL’nin davalı idareye başvuru tarihi olan 31/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından kararın, davanın reddine ilişkin kısmının, meydana gelen zararın tamamının karşılanmadığı, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan nispi harç ve yargılama giderlerinin kendilerine yükletilmesinin haksız olduğu gerekçesiyle; davalı idare tarafından ise kararın davanın kabulüne ilişkin kısmının, davalı idarenin kusurunun bulunmadığı, taşınmazların orman niteliğinde olduğu, bilirkişi raporunun doğru yöntemle düzenlenmediği, davalı idarenin harçtan muaf olduğu açık iken harç yükletilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacıya ait Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, … köyü, … Mezrasında yer alan ve üzerinde meyve ağaçlarının bulunduğu taşınmazların, 2008 yılında başlatılan Hakkari-Çukurca Karayolu yapımı nedeniyle bu taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulması neticesinde taşınmazlarında bulunan ağaçların bir kısmının tümden kuruduğu; bir kısmının ise kısmen kuruduğu ve bu ağaçlardan ürün alınamadığı; davacının uğradığı zararın ödenmesi istemiyle Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü’ne yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare kural olarak, yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda hizmet kusuru, özel hukuktaki anlamından uzaklaşarak nesnelleşen, anonim bir niteliğe sahip, bağımsız karekteri olan bir kusurdur. Hizmet kusurundan dolayı sorumluluk, idarenin sorumluluğunun doğrudan ve asli nedenini oluşturmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak, 30/10/2014 tarihinde … Mezrası’nın tümünde (dava konusu taşınmazlar da dahil olmak üzere) keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı; bir inşaat mühendisi, bir harita mühendisi ve bir ziraat yüksek mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda; su yolunun muhafazası suretiyle yol yapılmasının mümkün olduğu, yol yapım çalışmaları sonucunda sulama kanalının, işlevsiz kalması sonucunu doğuracak şekilde zarar verildiği, sulama kanalına zarar verilmeden yol yapılmasının teknik olarak mümkün olduğu, sulama kanalının yolun altından veya üstünden geçirilerek birden çok yöntemle korunabilecek iken bunun yapılmadığı, yol yapım çalışmaları sırasında kanalın bulunduğu yerde zeminin yaklaşık 10 metre kazılmak suretiyle aşağı indirildiği, bu nedenle kanal suyunun yol yapımının devam ettiği yerin karşısına geçemediği, kanalın kaynağının Zap Nehri’nin bir kolu olan Çığlı Çayı’ndan beslendiği, Çığlı Çayı’nda her mevsim sulama kanalını fazlasıyla doldurmaya yeter ve boşa akan su bulunduğu, dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda idarece yol yapım çalışmaları sırasında suyun kesilebileceği hususunun davacı-köylülere duyurulmuş olması halinde, bunun meydana gelen zararları meyve ağaçları açısından azaltmasının mümkün olmadığı, zira meyve ağaçlarının dikili olup yıllık olmadığı, ancak sadece 2009 yılı zararlarına sari olmak üzere tek yıllık bitkilerde suyun kesilebileceği hususunun idarece köylülere duyurulmuş olması durumunda köylülerce kuru tarım yapılarak su ihtiyacı yüksek bitki ekilmemesi suretiyle bazı zararların azaltılabileceği, 2009 yılından sonraki dönemler için zaten köylülerce suyun kesileceği/kesildiği bilindiğinden su ihtiyacı olan bitkilerin ekilmediği, keşif sırasında gerek mahalli bilirkişi olarak beyanda bulunan kişi-kişiler gerekse köylüler tarafından, idarenin suyun kesilebileceği hususunda kendilerini uyarmadıklarının yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Olayla ilgili olarak düzenlenen bilirkişi raporlarından anlaşılacağı üzere, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında, Hakkâri ili, Çukurca ilçesi, … köyü, … Mezrası’nda bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulması ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmemesi nedeniyle, davacıların uğradığı zararın, hizmet kusuru ilkesi uyarınca davalı idarece tazmin edilmesi gerektiği açıktır.
Ancak, dosyada mevcut ziraat mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hesaplama yöntemi bakımından hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesince, davacının uğradığı gerçek zarar miktarının tespiti amacıyla yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Buna göre, dosya üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesinde, davacının zararının;
1) 15/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda 2012 ve 2013 yılında kuruduğu tespit edilen ağaçların değerinin; kuruyan ağacın yerine dikilecek ağacın resmi veya özel kişi ve kurumlardan satın alınması halindeki ödenecek bedele göre hesaplanması,
2) Ağaçların susuz kalması nedeniyle 2012 ve 2013 yılında meydana gelen ürün kaybına ilişkin zararın Çukurca İlçe Tarım Müdürlüğünce bildirilecek ürün fiyatı esas alınarak, hesaplanması gerekmektedir.
Bu şekilde hesaplanacak zarar tutarından, arazinin boş kaldığı dönemde hububat ekilmesi halinde elde edilebilecek gelir ile kuruyan ağaçların satılması halinde elde edilebilecek kereste/odun bedelinin yarar olarak düşülmesi, bir başka ifadeyle yarar ve zararın denkleştirilmesi suretiyle zararın hesaplanması gerekmektedir.
Öte yandan, İdare Mahkemesince temyiz incelemesi sonucu verilen karar dikkate alınarak yapılacak yargılama sonucunda yeniden karar verileceğinden tarafların mahkeme kararının yargılama giderlerine ilişkin temyiz istemleri bu aşamada incelenmesi yerinde görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.