Danıştay 3. Daire, Esas No: 2018/4033, Karar No: 2022/643
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2018/4033 E. , 2022/643 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/4033
Karar No : 2022/643
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …İçecek Gıda Ürünleri ve Tütün Mamülleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU: …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bazı giderlerinin ticari faaliyetiyle ilgili olmadığı ve bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak adına 2011 yılı için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirketin yasal defter ve kayıtları üzerinde vergi incelemesi yapılabilmesi mümkün olmasına karşın muhasebe elemanının incelemeye sunduğu miktar ve tutarlar üzerinden fire oranı dikkate alınmaksızın gerçekleştirilen envanter çalışmasına dayalı olarak bir kısım hasılatın olması gereken tutardan düşük olarak kayıt ve beyan edildiği hususunun açıkça ve hukuken geçerli şekilde tespit edilmediği, gider kalemlerine ilişkin olarak da davacı iddiaları değerlendirilmeksizin eksik inceleme ve varsayıma dayalı olarak düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı şirketin 2011 yılında bir kısım ticari mal satışlarını kayıt ve beyan dışı bıraktığı ve faaliyet konusu ile ilgisi olmayan giderleri ya da gider olarak nitelendirilmeyecek tutarları defter kayıtlarına yansıttığı vergi inceleme raporuyla sabit olduğundan yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 23/02/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X) KARŞI OY:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin 1. bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespit edilmesinde indirilmesinin kabul edileceği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 320. maddesinde her yılın amortismanın ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabileceği, amortismanın herhangi bir yıl yapılmasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresinin uzatılmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacının aktifine kaydederek amortisman yoluyla itfa etmesi gerekirken doğrudan gider yazmak suretiyle katma değer vergisi hariç 18.000-TL tutarındaki tabela içerikli fatura bedelini “760-Pazarlama Satış ve Dağıtım Giderleri Hesabı”na kaydederek dönem kazancının tespitinde dikkate aldığı, davacının konuya ilişkin ifadesinde faturada yer alan tabelanın kendi tabelaları olmasına rağmen bayilerinden biri için yapıldığını belirttiği, tabelanın üzerinde kendi isminin yer alması ve bayilik sözleşmesi sona erdiğinde tabelayı tekrar geri alabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, tabela bedelini doğrudan gider yazdığından bahisle bulunan kayıt dışı hasılat farkı üzerinden hesaplanan matrah farkının belirtilen kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idare temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın sözü edilen hususlara ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.