Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/764, Karar No: 2022/192

Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/764 E. , 2022/192 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/764
Karar No : 2022/192

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …’a velayeten kendi adına asaleten …
4- …
5- … İletişim ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; İstanbul ili, Beşiktaş ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, … pafta, … ada, … parselde faaliyet gösteren işyerinin, kentsel sit alanı içerisinde konut alanı içerisinde kaldığından bahisle faaliyetten men’ine ilişkin … günlü, … sayılı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; gerek 2863 sayılı Kanunda kentsel sit alanı olarak ilan edilen bölgede taşınmazların hiç bir şekilde fonksiyonu dışında kullanıma tabi tutulamayacağı yönünde bir düzenlemenin bulunmaması, gerekse İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte konut alanlarının (meskenlerin) işyeri olarak kullanımı yasaklayan bir hükme yer verilmediği gibi kat maliklerinin oybirliği ile izin vermesi halinde meskenlerde; sinema, tiyatro, kahvehane, gazino, pavyon, bar, kulüp, dans salonu gibi işyerlerinin bile faaliyet gösterebileceğinin düzenlenmiş olması karşısında, davacı şirkete ait işyerinde yürütülen faaliyetin tescilli bölgede bulunan yapıya zarar verici nitelikte olduğu yönünde bir tespit veya değerlendirmeye yer verilmeksizin, kentsel sit alanı olarak tescil edilen bölgede konut alanında kalan yapılarda hiçbir şekilde işyeri faaliyetinin söz konusu olamayacağından bahisle, işlemin dayanağı yasal mevzuat hükümleri gösterilmeksizin tesis edilen dava konusu tahliye işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı; her ne kadar, davacı şirkete ait işyerinin ‘işyeri açma ve çalışma ruhsatı’ bulunmadan faaliyet gösterdiği dosya içeriğinden sabit ise de, kentsel sit alanı olarak tescil edilen bölgede konut alanında kalan yapılarda hiçbir şekilde işyeri faaliyetinin söz konusu olamayacağından bahisle tesis edilen işleme ilişkin olarak yapılan yargılamada sebep ikamesine gidilmesi mümkün görülmediğinden, bu hususun hükme esas alınmadığı, davalı idare tarafından, dava konusu işyeri hakkında, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğin ruhsatsız olarak faaliyet gösteren işyerlerine ilişkin hükümleri uygulanmak suretiyle yeni bir işlem tesis edilebileceğinin de tabii olduğu gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline hükmedilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işyerinin bulunduğu alanın kentsel sit alanı ilan edildiği, Türkiye’de planlanan ilk toplu konut örneklerinden biri olduğu, kendine has bir yapısının bulunması nedeniyle özelliklerinin bozulması ve niteliğini kaybetme tehlikesinin bulunması nedeniyle koruma kurulunca karar alındığı, koruma kurulu kararına karşı açılan davalarda verilen ret kararlarının kesinleştiği, konut bölgesinde kalan ve imar bakımından da bulunduğu yer de faaliyet göstermesine olanak bulunmayan davacıya ait işyeri hakkında tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğundan Mahkeme Kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Ondördüncü Dairesinin 19/02/2015 günlü, E:2013/1333, K: 2015/1306 sayılı gönderme kararıyla Danıştay (Kapatılan) Onyedinci Dairesine, anılan Daire tarafından ise; Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararı uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine, Danıştay Onuncu Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; Beşiktaş ilçesi, … ve … Mahallelerinin 10/12/1993 onanlı 1/1000 ölçekli Geri Görünüm ve Etkilenme Bölgesi Uygulama İmar Planında ‘yerleşme ve mimari stilleri itibari ile geleceğe intikal ettirilecek örnek prestij mahalleleri olarak kabul edilen konut bölgesinde kalmakta olduğu, ayrıca İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 13/05/2008 günlü, 3047 sayılı kararı ile 1.,2.,3. ve 4. … Mahallerinden, aralarında dava konusu taşınmazın da yer aldığı, belirli parsellerin kentsel sit alanı olarak tescil ve ilan edildiği, koruma kurulunun kentsel sit kararı sonrası davalı idare tarafından konut alanında yer alan bölgedeki gece kulübü, bar, lokal ve lokanta tarzı işyerlerinin faaliyetten men’ine ilişkin çalışmaların başlatıldığı, daha sonra bölge dernekleri ve kişilerden gelen şikayetler doğrultusunda, eşitlik ilkesinin ihlal edilmemesi için, konut olarak tescil ve ilan edilen parsellerde hiç bir şekilde işyeri faaliyetinin bulunamayacağından yola çıkılarak dava konusu … İletişim ve Reklam Hizmetleri Ltd. Şti.’nin faaliyetten men edilmesine ilişkin işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT :
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 9. maddesinde; “Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşaî ve fizikî müdahalede bulunulamaz, bunlar yeniden kullanıma açılamaz veya kullanımları değiştirilemez. Esaslı onarım, inşaat, tesisat, sondaj, kısmen veya tamamen yıkma, yakma, kazı veya benzeri işler inşaî ve fizikî müdahale sayılır” hükmü ile 16. maddesinde “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile bunların korunma alanlarında ruhsatsız olarak inşaat yapmak yasaktır. Buralarda ruhsatsız olarak yapılacak inşaatlar ile koruma amaçlı imar planlarında, plana; sitlerde, sit şartlarına aykırı olarak inşa edilen yapılar hakkında imar mevzuatına göre işlem yapılır.” kuralına; 61. maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyeler ile gerçek ve tüzel kişiler, Koruma Yüksek Kurulu ve koruma bölge kurullarının kararlarına uymak zorundadır” hükmüne yer verilmiştir.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 27/10/2006 günlü, 26329 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 720 sayılı ilke kararında mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan kültürel ve tabii çevre elemanlarının birlikte bulundukları alanların kentsel sit alanları olduğu belirtilmiş, aynı kararda kentsel sit alanında bulunan yapıların kullanım şartları ve bunlara ilişkin denetim usulünün öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dava konusu taşınmazın bulunduğu alan, Türkiye’de planlanan ilk toplu konut örneklerinden biri olması, gerek tasarımı gerekse özgün mimarisinin kendine has bir mahal oluşturması nedenleriyle kentsel sit alanı olarak ilan edilmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla söz konusu alan, ilk toplu konut örneği olması nedeniyle tescile değer bulunmuş ve bu konutların korunmasına karar verilmiştir. 2863 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca da tescil edilen yerlerin kullanımlarının değiştirilmesi yasaklanmış bulunmaktadır.
Türkiye’de planlanan ilk toplu konut örneklerinden biri olması nedeniyle tescil edilen ve konut alanında kalan dava konusu bölgenin konut dışında bir amaçla, işyeri olarak kullanılması halinde ise, Koruma Kurulu kararı işlevsiz kalacağı gibi tescile esas alınan niteliklerin kaybolmasına da sebep olunacaktır.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu alanda “Konut Dışı Kullanımların” engellenmesine ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğünün 11/08/2009 günlü işleminin iptali istemiyle açılan davada; davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E…, K:… sayılı karar, Danıştay (Kapatılan) Ondördüncü ve Sekizinci Dairelerince yapılan müşterek heyet sonucu verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ile onanmış olup; karar düzeltme istemi de Danıştay (Kapatılan) Ondördüncü ve (Kapatılan) Onyedinci Dairelerince yapılan müşterek heyet sonucu verilen 06/05/2015 günlü, E:2014/5363, K:2015/3700 sayılı karar ile reddedilerek kesinleşmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler ile yukarıda bazı kısımları da alıntılanan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; sahip olduğu bazı özellikleri nedeniyle, gelecek nesillere aktarılmasında yarar görülen eserlerin mevcut hallerinin korunmasının sağlanmasına yönelik olarak kamu idarelerinin bir takım önlemler alması doğaldır. Kamu idarelerinin, sit alanlarında bulunan yerlerde icra edilen ve nitelikleri itibarıyla sit alanının dokusunu bozacak olan faaliyetlerin, koruma amacına aykırı olduğunun tespit edilmesi halinde engellenmesine karar verme yetkilerinin bulunduğunu kabul etmek gerekir.
Bu durumda; “Kentsel Sit Alanı” ilan edilen yerle ilgili koruma kurulu kararlarına uymak zorunluluğunda olan ve bu kararı uygulamakla yetkili olan davalı idare durumundaki belediyelerce, kentsel sit alanı ilan edilen yerde bulunan ve bu bölgede mer’i olan imar planında da konut alanı fonksiyonunda yer alan yapıda davacılar tarafından işyeri açma ve çalışma ruhsatı da olmaksızın ticari faaliyette bulunulduğu anlaşıldığından, konut dışı kullanımlara ilişkin faaliyetine son verilerek, binanın konut amacına uygun olarak kullanılmasına yönelik tesis edilen işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, temyize konu dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KABULÜNE,
2. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştay’da karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir