Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/6663, Karar No: 2022/1508
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/6663 E. , 2022/1508 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/6663
Karar No : 2022/1508
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …adına Vasisi …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; davacının, 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, “F.K. isimli şahsın telefonunu terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle 14/03/2012 – 12/12/2012 tarihleri arasında dinlenilmesi” olayıyla ilgili olarak Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/6, 8/7 ve 8/12 maddeleri uyarınca, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması gerektiği fakat ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahisle dosyanın ilgili bölümlerinin işlemden kaldırılmasına dair …günlü, …sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : …. İdare Mahkemesinin …günlü, E:…, K:…sayılı kararıyla; dava konusu olayda, F.K. isimli şahsın dinlenilmesi talebinin davacı tarafından imzalandığı, adı geçen şahsın telefonu; THKP/C, DEV-YOL Terör Örgütünün kimliği bilinmeyen diğer bir kısım mensuplarının tespit edilerek takip edilmesi, faaliyetlerinin deşifre edilerek muhtemel müessif ve sansasyonel eylemlerinin önüne geçilebilmesi gerekçesiyle dinlenilmiş ise de, F.K. isimli şahsın, teknik takip yapılan dönemin bir kısmında Cumhuriyet Üniversitesinde (Sosyoloji Bölümü) Profesör Doktor unvanıyla, diğer bir kısmında ise Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü olarak görev yaptığı, telefonlarının dokuz ay boyunca dinlenilmesi sonucunda istihbari bilgi gerekçelerine uygun bilgi ve belge elde edilemediği, teknik takibe esas teşkil eden raporda şahsın o dönemdeki konumuyla ilgili herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, tutulan raporda teknik takip yapılmasının gerekçeleri ve içeriği ile ilgili olarak teknik takip yapıldığı dönemde ve öncesinde İstihbarat Daire Başkanlığı arşiv kayıtlarında herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, F.K.’nın adı geçen teşkilat içinde hangi görevle yer aldığına, bu teşkilatın amaçları doğrultusunda hangi faaliyetlerde bulunduğuna, teşkilatın hangi örgütsel amaçları doğrultusunda telefonunu kullanmaya devam ettiğine dair hiç bir somut bilgi ve belge olmadan iletişime müdahale formlarının düzenlendiği, bu kişinin iletişimine müdahale edilmesini gerektirecek herhangi bir somut belgenin ve haklı bir gerekçenin bulunmadığı, illegal olduğu belirtilen bir örgüt üyesi olarak gösterilip iletişimine haksız şekilde müdahale edilmesini sağlayan kişilerden biri olan davacı hakkındaki disiplin soruşturmasına konu iddianın sübuta erdiği; davacının, zamanaşımına uğrayan bir fiilden dolayı suç tespiti yapılamayacağı, fiilin sübuta erip ermediği konusunda değerlendirme yapılmaksızın dosyanın işlemden kaldırılması gerekirken fiil hakkında değerlendirme yapılmasının ve fiilin sübuta erdiği kanaati belirtilerek işlem tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmekte ise de, idare hukukunda kural olarak işlem tesis etme yetkisi hangi makama verilmiş ise yalnızca o makam tarafından kullanılabileceği ve bu makamın sahip olduğu yetkiyi başka bir makama devredemeyeceği, bir makamın sahip olduğu yetkiyi devredebilmesi için bu yetki devrinin Anayasa veya kanunlar tarafından öngörülmüş olması gerektiği, disiplin cezası vermeye yetkili olan makamın belirlenebilmesi için suça konu fiillerin sübut bulup bulmadığının tespit edilmesinin gerektiği, davacıya isnat edilen fiilin meslekten çıkarma cezasını gerektirmesi nedeniyle davacı hakkında İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun karar aldığı, bu kararı alabilmesi için suç oluşturan fiili değerlendirmesi ve sübuta erip ermediği noktasında bir tespit yapması gerektiği anlaşılmakta olup, belirtilen nedenlerle İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunun, davacının işlediği fiilin sübuta erdiği değerlendirmesini yaparak hakkında zamanaşımı kararı vermesinin hukuka uygun olduğu; suç tarihinde 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacının, suç tasnii, yetkisini veya nüfuzunu kötüye kullanmak ve kasıtlı olarak gerçek dışı rapor vermek veya tutanak düzenleyip imza etmek veya ettirmek fiillerinin sübut bulduğu, bu fiillerin Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/6, 8/7 ve 8/12 maddeleri uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmayı gerektirdiği anlaşıldığından, bu fiillerin sübuta erdiğinin belirtilmesi ve suç tarihi itibariyle 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinde belirtilen ceza verme zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle dosyanın ilgili bölümlerinin işlemden kaldırılmasına yönelik olarak tesis edilen dava konusu 27/01/2016 günlü, 2016/23 sayılı İçişleri Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararında hukuka ve mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi Kararının Özeti : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin temyize konu kararıyla; davacı tarafından Anayasa Mahkemesinin 29/01/2016 tarihli kararı ile Emniyet Teşkilatı Tüzüğü’nün dayanağı olan 3201 sayılı Kanun’un 83. maddesinin ilk cümlesinin iptal edildiği, böylece Tüzüğün ve bu Tüzüğe göre verilen disiplin cezalarının yasal dayanaktan yoksun kaldığı ileri sürülmekte ise de, aynı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal hükmünün bir yıl sonra yürürlüğe gireceğinin hüküm altına alındığı, bu süre içerisinde 23/01/2017 günlü, 29957 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında 682 sayılı KHK’nın “Geçiş hükümleri” başlıkla Geçici 1. maddesine yer verildiği, söz konusu düzenleme uyarınca yürürlükten kaldırılan Emniyet Teşkilatı Tüzüğü’ne göre verilmiş olan cezaların, yeni KHK ile aynen muhafaza edildiği görüldüğünden davacının ileri sürdüğü iddianın yerinde görülmediği; öte yandan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’na 27/03/2015 günlü, 6638 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle eklenen Geçici 28. maddenin uygulanabilirliğini sağlamak açısından, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı belirlenen fiillerde de fiilin nitelendirilmesinin zorunluluk arzettiği, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda Yüksek Disiplin Kurulunca davacının fiilinin nitelendirilerek zamanaşımı kapsamında bulunduğunun belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde bu nedenle de hukuka aykırılık görülmediği açıklaması yapılmak suretiyle, istinaf başvurusuna konu kararın usul ve hukuka uygun olduğu ve kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; üzerine atılı suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı, suç işleme kastının bulunmadığı, Anayasa Mahkemesinin 29/01/2016 tarihli kararı ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün dayanağı olan 3201 sayılı Kanun’un 83. maddesinin ilk cümlesinin iptal edildiği, böylece Tüzüğün ve bu Tüzüğe göre verilen disiplin cezalarının yasal dayanaktan yoksun kaldığı, zamanaşımına uğramış fiillerden dolayı esasa girilip suç tasnifi yapmanın usule ve kanuni öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık oluşturduğu, emsal yargı kararlarının da bu yönde olduğu, savunma alınmaksızın disiplin cezası verilemeyeceği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince verilen …günlü, E:…, K:…sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 7035 sayılı Kanun ile değişik 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın …. İdare Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.