Danıştay 2. Daire, Esas No: 2021/1549, Karar No: 2022/1313
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/1549 E. , 2022/1313 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1549
Karar No : 2022/1313
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; … Müdürlüğü emrinde …. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, 3. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin … günlü, … sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu işleminin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının 2014 yılından geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : … İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; uyuşmazlıkta, kadro yokluğu nedeniyle … rütbesindeki personelin … müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmeyerek bulundukları rütbede 1 yıl daha kalmalarının uygun görülmesine ilişkin 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının dayanağı olan 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın, 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 günlü, E:2014/6203 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulduğu, itirazın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 07/07/2015 günlü, E:2015/959 sayılı kararıyla; “….davalı Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından davacının terfi ettirilmemesine sebep olarak, terfi edecekleri rütbelerde boş kadro bulunmaması gösterilmekte ise de; söz konusu rütbelerdeki kadroların değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürütmesinin durdurulmuş olması ve ayrıca dava konusu Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 371 adet 2. sınıf emniyet müdürünün 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucu 371 adet 2. sınıf emniyet müdürü kadrosu ve zincirleme olarak da daha alt rütbelerde boş kadro oluşacak olması karşısında, davalı idarece Yüksek Değerlendirme Kurulu tekrar toplanarak personelin liyakat yönünden terfiye layık olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmasının icap ettiği…..” gerekçesiyle reddedildiği, Mahkemelerince yapılan 24/02/2016 günlü ara kararı ile, 10/05/2014 günlü, 28996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 05/05/2014 günlü, 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararından önce, bekleme sürelerini doldurmuş ve bir üst rütbe olan 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi için bekleyen personel için önceden boş kadronun belirlenip belirlenmediğinin, belirlenmemiş ise nedenlerinin, belirlenmiş ise boş kadro sayısının dosyasına sunulmasına, davacının, 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi değerlendirmesinde kıdem ve liyakat yönünden bulunduğu rütbedeki terfi tarihi, kıdemini geciktiren ve kıdeminde değerlendirilecek süreler, kıdemine esas tarihi, tahsili, grubu, meslek içerisindeki bilgisi, becerisi, başarı belgesi ve ödülleri ile soruşturma ve ceza bilgilerinin olup olmadığının sorulmasına karar verilmesinin ardından, davalı idarece ara kararına cevaben gönderilen bilgi ve belgelerden; 2014 yılında 3. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesi için 623 boş kadro olduğu, 31/12/2014 tarihine kadar bulunduğu rütbedeki zorunlu çalışma süresini tamamlayan 4. sınıf emniyet müdürü listesinde toplam 808 personel bulunduğu ve davacının 301. sırada yer aldığı, 2012 ve 2013 yılları performans puanlarının 5.00, 2014 yılı performans puanının 4.95 “çok iyi derecede” olduğu, birçok takdir/taltifinin bulunduğu, hakkında gerek bulunduğu rütbede gerekse de geçmiş hizmetleri sırasında, adli mercilerce verilmiş bir karar bulunmadığı gibi disiplin cezası veya soruşturmasının da olmadığı; ayrıca, davacının meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışları bakımından olumsuz nitelikte olmak üzere davalı idarece herhangi bir bilgi ve belgenin dava dosyasına sunulmadığının anlaşılması karşısında, kıdem ve liyakat bakımından terfisine engel bir durum olmamasına rağmen 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 12/08/2015 günlü, 2015/3 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı kapsamında davacı hakkında “Terfi Etmez” kararı verildiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi ile, Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmının gerekçesinin değiştirilerek onanması; kısmen kabulü ile, Mahkeme kararının dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 1. fıkrası uyarınca Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının “Ortak Hükümler” kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
… Müdürlüğü emrinde …. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, kadrosuzluk nedeniyle bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine ilişkin 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemiyle açtığı davada; … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; ”… 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararının dayanağı olan 2014/6303 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın, 3. sınıf emniyet müdürlerinin görev unvanı karşılığı olan merkez ve taşra kadrolarının değiştirilmesine ilişkin kısmının Danıştay Onikinci Dairesinin 17/12/2014 günlü, E:2014/6203 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği, Danıştay kararı doğrultusunda terfi edeceği rütbelerde boş kadro bulunmamasının dava konusu işleme dayanak oluşturulamayacağı açık olduğundan kadro yokluğu nedeniyle davacının 3. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı, sadece kadro durumu gözetilerek terfi ettirilmeme işleminin iptal edilmesinin, davacının terfi ettirilmesi sonucu doğurmayacağı, kurul tarafından 3201 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri ve Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin ilgili maddelerinde belirtilen kariyer ve liyakat koşullarını sağlayıp sağlamadığı somut bilgi ve belgelerle irdelenmesi neticesinde tekrar işlem tesis edilmesi sonucunu doğuracağı” gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, davacının mahrum kalınan parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine ilişkin istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, anılan karar, tarafların temyizi üzerine Danıştay Onaltıncı Dairesinin 17/06/2016 günlü, E:2015/23083, K:2016/5358 sayılı kararıyla onanmış; davalı idarenin karar düzeltme istemi de Danıştay Beşinci Dairesince verilen 19/02/2019 günlü, E:2016/50917, K:2019/1302 sayılı kararla reddedilmiştir.
Davalı idarece iptal kararının gerekçesi doğrultusunda davacı, 2015 yılında 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi edip etmeyeceğine ilişkin olarak yeniden değerlendirmeye alınmıştır.
Liyakaten yapılan değerlendirme sonucunda davacı hakkında tesis edilen dava konusu 12/08/2015 günlü, 2015/3 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Değerlendirme Kurulu kararıyla, 2014 yılı itibarıyla bir üst rütbeye terfi ettirilmemesine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının 2014 yılından geçerli olmak üzere yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun, dava konusu işlemde davacının terfi değerlendirmesinin yapıldığı 2014 yılı itibarıyla yürürlükte bulunan ve 4638 sayılı Yasa ile değişik 55. maddesinde; terfilerin kıdem ve liyakata göre yapılacağı, rütbeler için belirlenen zorunlu bekleme süreleri sonunda bir üst rütbeye terfi edebilmek için üst rütbede boş kadro bulunması ve bekleme süresi içindeki yıl sayısı kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanı alınmış olması gerektiği; polis amirlerinin bir üst rütbeye terfiinde bu rütbedeki fiili çalışma süresinin ve kıdem sırasının tesbitinde bulunulan rütbeye terfi tarihinin esas alınacağı, kıdem sırasının, Emniyet Genel Müdürlüğünce her yıl mart ayında topluca Teşkilata duyurulacağı ve terfi ve atamaların, kanuni zorunluluk halleri dışında her yıl haziran ayında topluca yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve yine dava konusu işlemde davacının terfi değerlendirmesinin yapıldığı 2014 yılı itibarıyla yürürlükte bulunan 10/08/2001 günlü, 24489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik’in 9. maddesinde, polis amirlerinin rütbelere terfilerinin aynı Yönetmelik’in 11. maddesinde belirtilen şartları taşımak kaydıyla kıdem ve liyakata göre yapılacağı; 11. maddesinde, polis amirlerinin bir üst rütbeye yükselmesi için, üst rütbede boş kadronun bulunmasının; bulunduğu rütbede 10. maddede gösterilen bekleme süresi kadar fiilen çalışmış olmanın; bekleme süresi içerisinde, zorunlu en az bekleme süresi kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanı almış olmanın; 3. sınıf emniyet müdürlüğünden 2. sınıf emniyet müdürlüğüne terfi edebilmek için yapılacak yazılı sınavda başarılı olmak ve yöneticilikle ilgili hizmet içi eğitimi başarı ile tamamlamış olmanın gerektiği; 15. maddesinde, kıdemin tespitinde, polis amirlerinin bulundukları rütbeye atandıkları tarih ve rütbe terfiinde değerlendirilen çalışma sürelerinin esas alınacağı; 16. maddesinde, kıdem sırasının tespitinde; bulunulan rütbeye atanma tarihi önce olanın, aynı tarihte terfi edenlerden, son üç performans değerlendirme puanlarının ortalaması yüksek olanın, performans değerlendirme puanlarının ortalamasının eşitliği halinde bulunduğu rütbede ödül ve başarı belgesi fazla olanın, ödül ve başarı belgelerinin sayıca eşitliği halinde ise sicil numarası daha küçük olanın, diğerine göre daha kıdemli sayılacağı; 24. ve 25. maddelerinde ise, Merkez ve Yüksek Değerlendirme Kurullarının, terfi edecek personel hakkında; bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, adli mercilerce verilen kararlar ve bu kararlara dayanak olan fiillerini, bulunduğu rütbede, affa uğramış olsa bile, disiplin kurullarınca verilen disiplin cezalarını veya soruşturma bilgilerini ve bu soruşturmalara dayanak olan fiil ve hareketlerini, performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgilerini, meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlarını değerlendirerek edinecekleri kanaate göre oy çokluğu ile karar verecekleri kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen Kanun ve Yönetmelik kurallarının birlikte değerlendirilmesinden; bir amirin bir üst rütbeye terfi ettirilip ettirilemeyeceği konusundaki temel iki ölçütün, kıdem ve liyakat olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bir terfi döneminde terfi etmeyi hak eden amirlerin kıdemlerine göre sıralanmasından sonra, belirlenen sıralamaya göre her birinin liyakat yönünden değerlendirilmesi, liyakat yönünden yeterli görülenlerin terfi ettirilmesi, yeterli görülmeyenlerin ise terfi ettirilmemesi gerekmektedir. Liyakatin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesinde ise; personelin aldığı performans değerlendirme, ödül ve başarı belgesi bilgileri, meslek içerisindeki bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturmaların niteliği bir bütün olarak dikkate alınmalıdır.
Bu kapsamda, liyakata ilişkin hususların objektif bir şekilde değerlendirilebilmesi için; terfi incelemesine tabi personelin, değerlendirmeye alındığı yılda zorunlu bekleme süresini doldurup terfiye tabi tutulan aynı rütbedeki tüm personelle birlikte değerlendirilerek terfi kararı verilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, davalı idare tarafından, 2015 yılında geriye dönük terfi durumu değerlendirmeye alınan personele ilişkin yeni bir kıdem listesinin oluşturulmadığının, davacının 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi durumunun 2015 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunda 2014 yılı itibarıyla görüşüldüğünün ve yapılan değerlendirme sonucunda hakkında ”terfi etmez” kararı verildiğinin anlaşıldığı, 2015 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı incelendiğinde ise, kararın (4) numaralı maddesinde, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu tarafından hakkında terfi etmez kararı verilen 3. sınıf emniyet müdürü, 4. sınıf emniyet müdürü, emniyet amiri rütbesinde bulunan personel tarafından terfi ettirilmeme işlemine karşı açılan davalar sonucunda mahkemelerce, davacılar hakkında 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmelik hükümlerince yeniden bir karar verilmesi gerektiği şeklinde şartlı gerekçelerle verilen yürütmenin durdurulmasına / dava konusu işlemin iptaline dair kararlar nedeniyle ilgililerin 2014 ve önceki yıllara ilişkin terfi durumlarının yeniden değerlendirildiğinin ve dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri doğrultusunda liyakaten durumları yeniden değerlendirilen toplam 143 personel hakkında “terfi etmez” kararı verildiğinin belirtildiği görülmektedir.
Buna göre, bekleme sürelerini dolduran ilgililerin rütbe terfi değerlendirmeleri karara bağlanırken; bekleme sürelerini doldurdukları ilgili yıla ilişkin terfi edecekler listesi oluşturulup bu liste ile sınırlı olarak liyakat değerlendirmesi yapılarak terfi edeceklerin belirlenmesi, o yılda bir üst rütbeye terfisine karar verilenler varsa bunlar dışarıda bırakılarak bir sonraki yıla ilişkin terfi edecekler listesi oluşturulup yine bu liste ile sınırlı olarak liyakat değerlendirmesi yapılarak terfi edeceklerin belirlenmesi ve bu şekilde her yıl için ayrı ayrı değerlendirme yapıldıktan sonra Değerlendirme Kurulunun karar aldığı yıla ilişkin terfi edecekler listesinin oluşturulup bu son liste üzerinden liyakat ölçütlerine göre o yıla özgü değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, davalı idarece, 2014 yılı için, ayrı bir liste oluşturularak; kadro durumu, kıdem, sicil, ödül ve takdirnameler, eğitim ve öğrenimle kazanılan bilgi, beceri ve davranışlar ile geçmişte alınmış cezalar, geçirilen ve devam eden soruşturma bilgileri gözönünde bulundurularak, kıdem ve liyakat yönünden esasa ilişkin bir değerlendirme yapılmak suretiyle davacı hakkında karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmış olup, davacının Yüksek Değerlendirme Kurulu gündemine alınarak bir üst rütbeye terfi ettirilmemesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk, temyize konu İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan; Dairemizce yukarıda belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunun saptanmış olmasının, davacının, doğrudan 3. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmesi sonucunu doğurmayacağı açıktır.
Kararın, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin kısmına gelince;
İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmı ile ilgili olarak yukarıda yer verilen gerekçemizin, davacının doğrudan terfi ettirilmesi sonucunu doğurmadığı, tespit edilen hususlara göre durumunun yeniden değerlendirilmesine yönelik olduğu ve davacının terfi edip etmeyeceğinin bu değerlendirme sonucunda belirleneceği dikkate alındığında, bu aşamada davacının parasal ve özlük hak kaybının varlığından söz edilmesi mümkün değildir.
Bu itibarla, Mahkeme kararının anılan kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN REDDİ ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
2. DAVALI İDARENİN TEMYİZ İSTEMİNİN KISMEN KABULÜ ile anılan kararın, dava konusu işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya denmesine ilişkin hüküm fıkrasının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun temyize konu kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca BOZULMASINA,
3. Aynı Kanun maddesinin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası uyarınca, bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Yasa’nın (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.