Danıştay 13. Daire, Esas No: 2022/499, Karar No: 2022/858
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2022/499 E. , 2022/858 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/499
Karar No:2022/858
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Fonu (Fon)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında mal varlıklarına Fon’un kayyım olarak atandığı davacının tüm mal, hak ve alacaklarının bir araya getirilmek suretiyle “…Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına ilişkin …tarih ve …sayılı Fon Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; …. Sulh Ceza Hakimliği’nin …tarih ve …D. İş sayılı dosyasında, davacının tüm mal varlığına tedbir konulmasına ve Fon’un kayyım tayin edilmesine, kayyım olarak atananların yönetim organının tüm yetkilerine sahip olmalarına ve yönetim organlarının yetkilerinin tümü ile kayyımlara devredilmesine, yeni yönetim organının bu kayyımlar tarafından oluşturulmasına, yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetlerin idare yetkilerinin de kayyımlara verilmesine karar verildiği, kayyım temsilciliği tarafından Fon’a muhatap 20/03/2019 tarih ve 2019/106 sayılı yazı ile davacının tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilerek ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasının talep edildiği ve bunun üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği; mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut hâlin sürdürülebilir olmadığının Fon tarafından tespit edilmesi durumunda, varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verme yetkisinin Fon’a ait olduğu, bu hususta davalı idarenin uzmanlarınca yapılan tespit ve değerlendirmeler sonrasında, idare olunan varlıkların değerinin korunması için ticari ve iktisadi bütünlük kararı alındığı, bu durumun davacının da yararına olduğu, herhangi bir satış kararının da bulunmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, tavzih yolu ile hükmün değiştirilmesinin değil yalnız açıklanması imkânının olduğu, İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin “…Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” kararına ilişkin bir gerekçe olmadığı, hükmün gerekçesinde şirket ibaresinin bulunduğu, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca mal varlığının dondurulduğu, …Ticari ve İktisadi Bütünlüğünü oluşturan mal varlıkları hakkında …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasında müsadere kararı verilmesi hâlinde tasarruf hakkının Fon’dan çıkıp Hazine’ye geçeceği, tüm bu hususların bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi gerektiği, toplanması gereken deliller toplanmadan karar verildiği, mal varlığının mevcut hâlinin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmediği, gayrimenkul alım satım işiyle meşgul olduğu, taşınmazlarının kira gelirleri nedeniyle her zaman nakdinin bulunduğu, ekonomik krizlerden olumsuz etkilenme durumunun olmadığı, dava konusu işlem ile mevzuat gereği satış ve tasfiye işlemlerinin başladığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 13. maddesi ile mal varlığının dondurulması kararının 6758 sayılı Kanun’un 19 ve 20. maddelerinin ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 133. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinin düzenlendiği, …. Ağır Ceza Mahkemesi’nde mal varlığı hakkında müsadere kararı verilmesi hâlinde de 7076 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1. maddesi gereği satış işlemlerinin Hazine değil Fon tarafından yerine getirileceği, İdare Mahkemesi kararında Fon Kurulu kararındaki ismin sehven “Akasya Yapı ve Akasya Alçı Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” olarak yazıldığı ancak bu maddi hatanın düzeltildiği, söz konusu durumun davanın esasını ve mahkemenin gerekçesini etkilemediği, dava konusu iktisadi ve ticari bütünlük kararında gerek kamunun gerekse de davacının menfaatinin bulunduğu, davacıya ait mal varlığı değerlerinin şu aşamada satışının söz konusu olmadığı, benzer nitelikteki davalarda davanın reddine ilişkin kararlar verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : 6758 sayılı Kanun’un 20. maddesinde, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fon tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fon’a verilen yetkilerin bu Kanun ile Fon verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fon’a borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanacağı belirtilmiş olup, anılan maddenin atfıyla 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi gereği davacının tüm mal, hak ve alacaklarının bir araya getirilmesi suretiyle “…Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” oluşturulmasına ilişkin 11/04/2019 tarih ve 2019/231 sayılı Fon Kurulu kararında Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesinde yer alan, “Ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulmasına karar verilmesinden itibaren iki yıl içerisinde ticari ve iktisadi bütünlük oluşturan varlıklar ile ilgili işletmelere ait menkul, gayrimenkul ve her türlü hak ve alacaklar ile üçüncü kişiler nezdindekiler de dahil nakit varlıklarının imtiyazlı alacaklılar dahil üçüncü kişiler tarafından haczi, muhafaza altına alınması ve satışı talep edilemez, mahcuzların maliklerinin iflasına karar verilemez, ilgili takyidatlar hakkında zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez.” kuralı dikkate alındığında idare olunan varlıkların değerinin korunması için ticari ve iktisadi bütünlük kararı alındığı ve satışa ilişkin işlemlerin gerçekleştirilmediği açık olup temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
…Sulh Ceza Hakimliği’nin …tarih ve …D. İş sayılı dosyasında, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin yöneticilerinden olduğu gerekçesiyle davacının tüm mal varlığına Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128. maddesi uyarınca tedbir konulmuş ve anılan Kanun’un 133. maddesi gereğince kayyım tayin edilmiş olup, kayyım 674 sayılı KHK uyarınca Fon olarak belirlenmiştir. Fon tarafından görevlendirilen kayyım temsilciliğince Fon’a muhatap …tarih ve …sayılı yazı ile davacının tüm mal, hak ve varlıklarının bir araya getirilerek ticari ve iktisadi bütünlük oluşturulması talep edilmiş, bunun üzerine 11/04/2019 tarih ve 2019/231 sayılı Fon Kurulu kararı ile “…Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına karar verilmiştir.
…tarih ve …sayılı Fon Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma” başlıklı 128. maddesinde,”(1) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçun işlendiğine ve bu suçlardan elde edildiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebebi bulunan hallerde, şüpheli veya sanığa ait;
a)Taşınmazlara,
b)Kara, deniz veya hava ulaşım araçlarına,
c)Banka veya diğer mali kurumlardaki her türlü hesaba,
d)Gerçek veya tüzel kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklara,
e)Kıymetli evraka,
f)Ortağı bulunduğu şirketteki ortaklık paylarına,
g)Kiralık kasa mevcutlarına,
h)Diğer mal varlığı değerlerine, elkonulabilir.
…
…
(10) Bu madde uyarınca el konulan taşınmaz, hak ve alacakların idaresi gerektiğinde bu mal varlığı değerlerinin yönetimi amacıyla kayyım atanabilir. Bu durumda 133. madde hükümleri kıyasen uygulanır.” kuralına yeralmış; 133. maddesinde, suçun bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için gerekli olması halinde; soruşturma ve kovuşturma sürecinde, hakim veya mahkemenin, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım atayabileceği; atama kararında, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığının ve yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetler idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verildiğinin açıkça belirtileceği, kayyım tayinine ilişkin kararın, ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilan olunacağı kurala bağlanmıştır.
6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 19. Maddesinde, (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer.
(2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir.
(4) Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen varlık ve mal varlığı değeri satışlarına bağlı olarak elde edilen gelirden borçlar ödendikten sonra kalan tutar, şirket işlerinde kullanılabilir. Üçüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir kamu bankasında açılan hesapta nemalandırılır.(…)” kuralı yer almıştır.
6758 sayılı Kanun’un 20. Maddesinde, “(1)19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler, bu Kanun Hükmünde Kararname ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde, bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığına ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır. (…) Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere Fon Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahiptir. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da bunların varlıklarının bu madde kapsamında satışından elde edilecek tutarlar yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar bir hesapta nemalandırılır.
(2) Şirket varlıklarının ticari iktisadi bütünlük yoluyla satışına karar verilmesi halinde Fon Kurulu, geçmiş dönem borçlarını, bu borçların FETÖ/PDY terör örgütüne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödettirmeye yetkilidir.
(3) Bu madde hükümleri, kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının veya bunların bağlı olduğu şirketlerin Hazine tarafından devralınan varlıklarının satış ve tasfiyesini teminen Maliye Bakanlığınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi durumunda da uygulanır. Devredilen varlıkların satışından elde edilen tutarlar Maliye Bakanlığına aktarılır.” kuralına yer verilmiştir.
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesinin beşinci fıkrasında, “Fon alacaklarının tahsilini teminen, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif değerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar ve bu varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden doğan, ancak başlı başına iktisadî değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve varlıkları bir araya getirerek, ticarî ve iktisadî bütünlük oluşturarak alıcısına geçişini sağlayacak şekilde satışına, hacizli malların birden fazla borçluya ait olması ve/veya birden fazla alacaklının haczi olması hâlinde de satışı yaptırmaya, ihale bedelinin ödenme şeklini, para birimini, alıcıların sahip olması gereken şartları, ödeme tarihini ve ihalenin sair usûl ve esasları ile satış şartlarını 6183 sayılı Kanun hükümlerine bağlı olmaksızın belirlemeye, satışa konu ticarî ve iktisadî bütünlüğü alacağına mahsuben satın almaya, satışa konu varlıkların ait olduğu şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım, ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden ödemeye veya ihale alıcısına ödetmeye Fon Kurulu yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacının hakkındaki soruşturma nedeniyle tüm mal varlığına TMSF’nin kayyım olarak atanmasına karar verildiği, kayyım temsilciliğinin talebi üzerine de Fon Kurulu’nun …tarih ve …sayılı kararı ile davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilerek “…Ticari ve İktisadi Bütünlüğü” oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına karar verildiği anlaşılmaktadır.
6758 sayılı Kanun’un 20. Maddesinde 5411 sayılı Kanun’un kıyasen uygulanabileceği belirtilmiş olmakla birlikte özel düzenleme niteliğinde olan 6758 sayılı Kanun’un 19. Maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekmektedir.
6758 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin ya da şahıs mal varlıklarının mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun şirketin yahut varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebileceği yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri gereği açıktır.
Bakılan uyuşmazlıkta ise davacının tüm mal, hak ve alacakları bir araya getirilmek suretiyle oluşturulan bütünlüğün mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespiti yapılmaksızın ve herhangi bir mali durum raporu alınmaksızın dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşıldığından, 6758 sayılı Kanun’un 19. maddesinin üçüncü fıkrasında”… Şirketlerin mali durumu ortaklık yapısı diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının TSMF tarafından tespit edilmesi durumunda…” şeklinde belirtilen şartlar yerine getirilmeden iktisadi ve ticari bütünlük oluşturulmasına ve oluşturulan bütünlüğün satışına ilişkin dava konusu Fon Kurulu kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 08/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.