Danıştay 10. Daire, Esas No: 2020/5923, Karar No: 2020/6605
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/5923 E. , 2020/6605 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/5923
Karar No : 2020/6605
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına ilişkin Danıştay Onuncu Dairesi’nin 10/12/2019 tarih ve E:2019/2511, K:2019/9841 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, yörede meydana gelen terör eylemlerinden dolayı, ikamet ettiği Şırnak ili, Merkez ilçesi, … köyünü terk etmek zorunda kaldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanması talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine açılan davada … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen iptal kararının uygulanmadığı belirtilerek, mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranılan 78.000,00 TL maddi tazminatın 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; öncelikle usul yönünden, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. ve 13. maddelerinde belirtilen bir tam yargı davası olmadığı, bu nedenle süre hususunun ve ön karar alma hususunun bu maddeler kapsamında değil anılan Kanun’un 28. maddesi kapsamında olduğu, davalı idarenin süre ve ön karar alınmadığı itirazlarının yerinde görülmediği, davalı idare tarafından bu davanın dayanağını oluşturan … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı iptal kararının Danıştay tarafından henüz onanmadığı, bu nedenle kesinleşmediği ve bekletici mesele yapılması gerektiği savunulsa da; İdare Mahkemesi kararlarının idarelerce yerine getirilmesi için kesinleşmesi zorunluluğunun bulunmadığı, tebliğden itibaren en geç 30 gün içinde yerine getirilmesinin zorunlu olduğu anlaşıldığından davalı idarenin bu savunmasına da itibar edilmediği, davacının maddi zararının 5233 sayılı Kanun uyarınca terör olayları sebebiyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan bir zarar olduğu ve bu zararına yönelik olarak davalı idarece daha önce davacının mal varlığının tespiti yapıldığından davacının zararının bu tespitler ışığında hesaplanması gerektiği, davacının zararının hesaplanması amacıyla 18/01/2016 tarihli ara kararı ile daha önce davacı adına tespiti yapılan sulu ve susuz arazileri ve ağaçlarına ilişkin olarak 30/05/2007 tarihinden itibaren hesaplama yapılmasının istenildiği, ara karar cevap yazısı eki hesaplama tutanağına göre davacının 30/05/2007 tarihi ile idareye başvuru yaptığı 11/07/2013 tarihi arasındaki zararının 62.243,51 TL olduğu sonucuna ulaşıldığı, davacının dava dilekçesinde zararlarına karşılık 78.000,00 TL istediğinin görüldüğü, ancak yapılan hesaplama sonucu davacının gerçek zararının 62.243,51 TL olduğu anlaşıldığından, talep edilen tazminat tutarının 62.243,51 TL’lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin kısmının ise reddine karar verilmesi gerektiği, kabul edilen tazminat tutarına davanın açıldığı 07/09/2015 tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 62.243,51 TL’nin, 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, davacının tazminat talebinin dayanağı … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen iptal, kısmen ret kararının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 25/06/2015 tarih ve E:2015/4127, K:2015/4510 sayılı kararı ile Mahkeme kararının, kısmen iptale ilişkin kısmının onanmasına karar verildiği, Dairenin aynı konu ile ilgili verdiği emsal bozma kararlarına göre; 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararlar bakımından Kanun’un 6. maddesinde belirtilen süreler içinde başvuru yapılması gerektiği, Mahkeme tarafından bu sürenin aşılıp, başvurunun yapıldığı 11/07/2013 tarihine kadar tazminat hesaplaması yapılarak verilen İdare Mahkemesi kararının, kısmen kabule ilişkin kısmında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI:Davacı tarafından, bozma kararının kanuna, hukuka, hakkaniyete, hukuk devleti ilkesinin alt ilkelerinden olan hukuk güvenliği ilkesine açıkça aykırı olduğu; Danıştay içtihatlarına güvenerek başvuru yapıldığı ve dava açıldığı; dayanak Mahkeme kararının kesinleşmediği, karar düzeltme yoluna başvurulduğu; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesi tarafından 2015 yılında 137 kişi için onama kararı verildiği, Danıştay Onuncu Dairesinin, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesi tarafından 2015 yılında verilen onama kararlarından farklı karar verdiği, Mahkeme kararının onanması gerektiği, bozma kararının eşitlik ilkesine, adil yargılanma hakkının alt ilkelerinden olan hak arama hürriyetine ve mahkemeye erişim hakkına açıkça aykırı olduğu, mal varlığına ulaşamama durumunu herhangi bir bireysel olay ile aynı çerçevede ve sıkı şekil şartlarına tabi tutarak değerlendirmenin hakkaniyet, somut olay adaleti ve hak arama hürriyeti ile bağdaşmadığı, her yıl dava açmanın usul ekonomisine, kamu yararına, mahkemeye erişim hakkına aykırı olduğu, bozma kararının 5233 sayılı Kanun’un ruhuna, içtihat birliğine, hukuki menfaat ilkesine ve usul ekonomisine açıkça aykırı olduğu ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesince verilen karar kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesi’nin 10/12/2019 tarih ve E:2019/2511, K:2019/9841 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı tarafından, yörede meydana gelen terör eylemlerinden dolayı, ikamet ettiği Şırnak ili, Merkez ilçesi, … köyünü terk etmek zorunda kaldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanması talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddi üzerine açılan davada … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen iptal kararının uygulanmadığı belirtilerek, mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranılan 78.000,00 TL maddi tazminatın 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması hâlinde verilecek kararın tebliği tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri kural altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafın talebinin İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında tazminat talebi olduğu, ilgili madde kapsamında davacı tarafından açılan davanın dayanağı olan … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile; “davacının, 30/05/2007 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak uğradığını iddia ettiği zararlar nedeniyle 5233 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi uyarınca en son 30/05/2008 tarihine kadar başvuruda bulunması gerekirken, bu tarihten çok sonra yapılan başvurunun süresinde olmadığı, anılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin bu kısmı açısından davanın reddine; 30/05/2007 tarihinden sonraki dönemde uğranıldığı iddia edilen zararlar yönünden ise, söz konusu köy/mezranın halen yerleşim açısından güvenli bir yer olmadığı, mezrada patlayıcı maddelerin bulunabileceği ve belirli bazı dönemlerde askeri güvenlik bölgesi olarak girişe yasak bölge kapsamında yer aldığı anlaşıldığından, davacının 30/05/2007 tarihinden başvuru yaptığı tarihe kadar olan mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğradığı zararlarının tazminine karar verilmesi gerekirken, sözkonusu zararların tazmini istemiyle yapılan başvurunun tamamının zımnen reddine ilişkin dava konusu işlemin bu kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin bu kısmı açısından işlemin iptaline” karar verildiği; anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 25/06/2015 tarih ve E:2015/4127, K:2015/4510 sayılı kararıyla Mahkeme kararının onanmasına karar verildiği, bunun üzerine yine davalı idare tarafından karar düzeltme yoluna başvurulduğu, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 18/02/2016 tarih, E:2015/9722, K:2016/984 sayılı kararıyla, davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği ve söz konusu kararın kesinleştiği, bu nedenle anılan karar gereği 30/05/2007 tarihinden başvuru tarihine kadar olan zararın tazmini için görülmekte olan davanın açıldığı anlaşıldığından, her ne kadar 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği 27/07/2004 tarihinden sonra meydana gelen zararlar bakımından 5233 sayılı Kanun’un 6. maddesinde belirtilen süreler içinde başvuru yapılması ve başvurudan itibaren geriye dönük bir yıllık zararın karşılanması gerekmekte ise de ortada kesinleşmiş bir Mahkeme kararı olduğu ve kararın uygulanması gerektiğinden davanın kısmen kabulü ile 62.243,51 TL’nin, 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile … TL’nin, 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat talebinin reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, 21/12/2020 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.