Danıştay 13. Daire, Esas No: 2014/3116, Karar No: 2020/3863
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2014/3116 E. , 2020/3863 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/3116
Karar No:2020/3863
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLLERİ : Av. …,
Av. … – Aynı adreste
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin mtiyaz Sözleşmesi ve IMT-2000/UMTS Altyapılarının Kurulması ve İşletilmesi ile Hizmetlerinin Sunulmasına İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi kapsamında davacı şirkete tahsisli numaralara ve radyolink (R/L) frekanslarına ilişkin olarak 2013 yılı için hesaplanan 588.990,86-TL numara kullanım hakkı ücretinin ve 8.216.073,76-TL R/L frekans kullanım hakkı ücretinin ve bu ücretlerin % 18 KDV’sinin 31/01/2013 tarihine kadar Hazine hesabına yatırılmasının istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Yetkilendirme Dairesi Başkanlığı işleminin 6.545.644,49 TL’lik kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; her türlü elektronik haberleşme cihaz, sistem ve şebekelerinin kurulması ve işletilmesine müsaade edilmesi, gerekli frekans, numara, uydu pozisyonu ve benzeri kaynak tahsislerinin yapılması ile bunların düzenlenmesinin Devletin yetki ve sorumluluğu altında olduğu, davacı şirketin de Devlete ait kaynakları kullandığı, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile bu kaynakların kullanımı için kaynak kullanım ücretlendirilmesinin getirildiği, kullanım hakkı ücretlerinin, Devletin yetki ve sorumluluğunda bulunan kaynakların özel hukuk kişilerine hizmet sunumu amacıyla kullandırılması karşılığında alınan ücretler olduğu, kullanım hakkı ücretlerinin Hazinenin bir geliri olduğu, kullanım hakkı ücretlerinin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlendiği, davalı idarenin kaynakların etkin ve verimli kullanılmasını gözetmekle yükümlü idari bir kurum olarak kullanım hakkı ücretlerinin 5809 sayılı Kanun’a uygun olarak alınmasını gözetmekle sorumlu bulunduğu, davacı şirketin kullandığı kaynaklar için geçmişe doğru herhangi bir yükümlülük getirilmediği, davacı şirketten talep edilen ücretin 2013 yılı için olduğu, Devlete ait kaynakların imtiyaz sözleşmeleri ile işletmecilerin kullanımına verilmesinin onların Devlet malı olduğu gerçeğini değiştirmediği gibi, bu kullanım nedeniyle Kanunlarla yükümlülük getirilebileceği, bu durumda, Kanun hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten sonraki tüm olay ve işlemlere uygulanmasının zorunlu olduğu, davacı şirketin yalnızca işletmecilik statüsünden doğan herhangi bir kazanılmış hakkının bulunmadığı, kaynaklara ilişkin olarak da 5809 sayılı Kanun’un tüm işletmecilere olduğu gibi davacı şirkete de eşit uygulandığı hususları dikkate alındığında, davacı şirketten 2013 yılı kaynak kullanım ücreti tahsil edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idari işlemin yetki, sebep ve konu yönünden hukuka aykırı olduğu, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce kullanım hakkı ücreti ödemeksizin tahsis edilmiş olunan R/L’ler ve numaralar için, Kanuna aykırı bir şekilde ve Kanun ile öngörülen yetki aşılarak öngörülmesi mümkün olmayan ek bir mali külfetin getirildiği, hukuki belirlilik ve güven ilkesine aykırı davranıldığı, geçmişe yürütülmesine ilişkin hiçbir istisna bulunmayan Kanun hükmünün geçmişe yürütüldüğü ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, devletin sahip olduğu kıt kaynakların herhangi bir işletmeciye ücretsiz olarak kullandırılmasının söz konusu olamayacağı, 5809 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği andan itibaren tüm işletmecilerden hâlihazırda kullandıkları tüm kaynaklar için eşit bir şekilde kullanım hakkı ücretinin talep edildiği, hem hukuki güvenlik ilkesine hem de etkin rekabetin tesis edilmesi amacına uygun davranıldığı, geriye yürümezlik ilkesine aykırılık teşkil eden bir uygulamanın söz konusu olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Mobil Telefon Sisteminin Kurulması ve İşletilmesi ile İlgili Lisans Verilmesine İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi ve IMT-2000/UMTS Altyapılarının Kurulması ve İşletilmesi ile Hizmetlerinin Sunulmasına İlişkin İmtiyaz Sözleşmesi kapsamında davacı şirkete tahsisli numaralara ve R/L frekanslarına ilişkin olarak 2013 yılı için hesaplanan 588.990,86-TL numara kullanım hakkı ücretinin ve 8.216.073,76-TL R/L frekans kullanım hakkı ücretinin ve bu ücretlerin % 18 KDV’sinin 31/01/2013 tarihine kadar Hazine hesabına yatırılmasının istenilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Yetkilendirme Dairesi Başkanlığı işleminin 6.545.644,49 TL’lik kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun’un “Kuruluş” başlıklı 5. maddesinin beşinci fıkrasında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nun, Kurum’un karar organı olduğu belirtilmiş; “Personel nitelikleri” başlıklı 8. maddesinin 11. fıkrasında, Kurul’un bu Kanun ve diğer mevzuatta belirtilen görevler yanında aşağıdaki görevleri yapacağı ve yetkileri kullanacağı açıklandıktan sonra, “a) Elektronik haberleşme sektörüyle ilgili uluslararası ilke ve uygulamaları da dikkate alarak ikincil düzenlemeleri yapmak ve kanunlarla Kuruma verilen görevlere ilişkin hususları görüşüp gereken kararları almak. b) Kurum başkan yardımcılarını, I. hukuk müşavirini, daire başkanlarını ve bölge müdürlerini atamak. c) Kurumun stratejik planını, performans ölçütlerini, amaç ve hedeflerini, hizmet kalite standartlarını belirlemek, insan kaynakları ve çalışma politikalarını oluşturmak, Kurumun hizmet birimlerini ve bunların görevlerini belirlemek. ç) Kurumun stratejik planı ile amaç ve hedeflerine uygun olarak hazırlanan bütçe teklifini görüşmek ve karara bağlamak. d) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.” sözü edilen görevler arasında sayılmış; 12. fıkrasında, “Kurul sınırlarını ve gerekçesini belirlemek suretiyle görevlerinden bir kısmını Kurul Başkanına devretmeye yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiş; 13. fıkrasının (c) bendinde ise, “Hizmet birimlerinden gelen önerilere son şeklini vererek Kurul’a sunmak” Başkan’ın görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 6. maddesinde Kurum’un görev ve yetkileri sayılmış; “Denetim” başlıklı 59. maddesinin birinci fıkrasında, Kurum’un re’sen veya kendisine intikal eden ihbar veya şikâyet üzerine, bu Kanun’da belirlenen görevleri ile ilgili olarak elektronik haberleşme sektöründe yer alan gerçek ve tüzel kişileri denetleyebileceği belirtilmiş; “Kurum’un yetkisi ve idarî yaptırımlar” başlıklı 60. maddesinin birinci fıkrasında ise, Kurum’un mevzuata, kullanım hakkı ve diğer yetkilendirme şartlarına uyulmasını izleme ve denetlemeye, aykırılık hâlinde işletmecilere bir önceki takvim yılındaki net satışlarının yüzde üçüne kadar idarî para cezası uygulamaya ve gerekli tedbirleri almaya yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuat kurallarının değerlendirilmesinden, elektronik haberleşme sektörüne yönelik kararları almaya esasen Kurum’un en üst karar organı olan Kurul’un yetkili olduğu, Başkanın alnan kararları uygulamaya yönelik işlemler tesis edebileceği ve hizmet birimlerinden gelen önerileri Kurula sunacağı, daire başkanlıkları tarafından ancak hazırlayıcı nitelikteki işlemlerin tesis edilebileceği, bunun yanında yetki devri yapılmak suretiyle Kurul’un bir kısım yetkilerini sınırları ve gerekçesini belirlemek suretiyle Başkana devredebileceği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, elektronik haberleşme sektörüne yönelik kararların Kurum’un karar organı olan Kurul tarafından alınması gerekirken, Yetkilendirme Dairesi Başkanlığı tarafından tesis edilen dava konusu işlemde yetki unsuru yönünden hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …., K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.