Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/1031, Karar No: 2020/3387
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/1031 E. , 2020/3387 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1031
Karar No : 2020/3387
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Özel Güvenlik Hizmetleri Güv.Eğt.ve Güv. Sis. Tic. Ltd. Şti
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Huk. Müş. Yrd. V. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2014/3953, K:2019/6675 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İçişleri Bakanlığının 27/06/2014 tarih ve 937 sayılı yazısı ile bu yazının dayanağı olan Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 33. maddesine, 26/09/2009 tarih ve 27358 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle eklenen yedinci fıkrasında yer alan “Kursiyerlerin atış eğitiminde başarılı kabul edilmesi için 25 adet fişeğin en az 15 adedinin hedefe isabet etmesi gerekir. Yeterli başarıyı gösteremeyen kursiyerlere ek fişek istihkakı alınmak suretiyle başarılı oluncaya kadar atış yaptırılır.” ibaresinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 15/10/2019 tarih ve E:2014/3953, K:2019/6675 sayılı kararıyla;
Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğe göre, özel güvenlik eğitiminin en az yüz yirmi saat olacağı ve bunun en az yirmi saatinin silah ve atış eğitimi olacağı, silahsız özel güvenlik görevlisi olacakların silah ve atış eğitimi almasının zorunlu olmadığı, atış eğitiminde kursiyerlere yirmi beş adet fişek verilerek, on beş metre mesafeden atış yaptırılacağı ve bu atışların en az onbeşinin isabetli olması gerektiği, aksi takdirde yirmi beş atışta on beş atış oranına ulaşılana kadar atışın tekrarlanacağının düzenlendiği;
Eğitimin ardından, genel konular ile ilgili birinci kısımdan ve silah bilgisinin ölçüldüğü ikinci kısımdan oluşan yazılı sınav yapılacağı, hemen sonrasında on beş metre mesafeden beş adet fişek ile atış yaptırılarak atış becerisinin ölçüleceği uygulama sınavının yapılacağının belirtildiği; yazılı sınavın birinci kısmının yüz puan üzerinden değerlendirileceği, yazılı sınavın ikinci kısmının elli puan ve uygulama sınavının elli puan olmak üzere toplam yüz puan üzerinden hesaplanacağı ve yüz puan üzerinden hesaplanan iki puan türünün aritmetik ortalamasının alınacağı, kursiyerlerin silahlı özel güvenlik görevlisi olarak başarılı sayılabilmesi için iki puanın ortalamasının en az altmış, her iki kısım puanının ise en az elli olması gerektiği kuralına yer verildiği,
Özel güvenlik görevlilerinin, her ne kadar kamu görevlisi olmasa da yürüttükleri görevin kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette olması nedeniyle, özel güvenlik hizmetlerinin kamusal bir yönü bulunduğu, silahlı olarak hizmet verecek özel güvenlik görevlilerinin belirli bir seviyede silah ve atış becerisine sahip olmaları gerektiğinde kuşku bulunmadığı,
Kursiyerlerin atış becerilerinin ölçüldüğü uygulama sınavında alacakları puan belirli ölçüde aritmetik ortalamalarını etkileyecek olsa da silah ve atış becerisinde en önemli payın, sınavdan önce aldıkları atış eğitiminde olduğu; atış eğitiminin sürekli yinelenmesine rağmen isabet oranına ulaşılamaması hâlinde nasıl hareket edileceğine yönelik açık bir düzenleme bulunmadığı görülse de ilgililerin istemi hâlinde silahsız olarak eğitimlerine devam etmelerinde bir sakınca bulunmadığı,
Bu durumda, Yönetmeliğin 33. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “Kursiyerlerin atış eğitiminde başarılı kabul edilmesi için 25 adet fişeğin en az 15 adedinin hedefe isabet etmesi gerekir. Yeterli başarıyı gösteremeyen kursiyerlere ek fişek istihkakı alınmak suretiyle başarılı oluncaya kadar atış yaptırılır.” ibaresinin 5188 sayılı Kanun’un 14. maddesinde yer alan hükümler çerçevesinde düzenlendiği görüldüğünden, söz konusu ibarede dayanağı Kanuna ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı; bu hüküm çerçevesinde tesis edildiği anlaşılan 27/06/2014 tarihli işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ibarenin, açık ve net bir düzenleme olmadığı; bir hukuk devletinde hukuki belirsizliğin kabul edilemeyeceği; kamu veya özel sektörde silahlı bir projede çalışan özel güvenlik görevlilerinin yenileme eğitimi atışında başarısız olmaları durumunda işlerini kaybedebileceği; düzenlemenin suistimale açık bir düzenleme olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Özel güvenlik görevlilerinden, silahlı olarak hizmet verecekler açısından hem görevlerinin önemi nedeniyle hem de kamu güvenliği açısından iyi bir seviyede silah ve atış becerisine sahip olması gerektiği muhakkaktır; bu nedenle, Yönetmeliğin 33. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “Kursiyerlerin atış eğitiminde başarılı kabul edilmesi için 25 adet fişeğin en az 15 adedinin hedefe isabet etmesi gerekir.” düzenlemesinin gerekli olduğu açısından da tartışma bulunmamaktadır ama dava konusu düzenleme ile bu 15 hedefin isabet ettirilmesi açısından sınırsız bir hak tanınıyormuş gibi bir düzenleme yapılması 25 adet fişekten en az 15 adedinin hedefe isabet ettirilmesi ile ilgili getirilen kuralı anlamsız hale getirmektedir. Ayrıca, düzenlemede kursiyerlere bu hedef sayısını tutturabilmek açısından ne kadar süre ve ne kadar fişek hakkı tanınacağı ya da bu hakkın nasıl ve kim tarafından sonlandırılacağı açık ve net olarak belirtilmediğinden düzenlemenin usul ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 15/10/2019 tarih ve E:2014/3953, K:2019/6675 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 23/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.