Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/112, Karar No: 2020/13786
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/112 E. , 2020/13786 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
DANIŞTAY
ALTINCI DAİRE
Esas No:2019/112
Karar No:2020/13786
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) …Gayrimenkul ve Emlak A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğine askı süresi içinde yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin üst 1/25.000 ölçekli nazım imar planı ana kararlarına uygun olmasına rağmen, yaratılan ek nüfusun ihtiyacı olan sosyal donatı alanlarının (sağlık, eğitim ve dini tesis alanlarının) ayrılmaması nedeniyle imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile yeterli miktarda yeşil alan ayrıldığı, ancak toplam 9.863 m2 büyüklüğünde olan taşınmazda sağlık, eğitim ve ibadet alanları için asgari parsel büyüklüğü koşulu sağlanamayacağından, söz konusu kullanımlara yer verilmesinin mümkün olmadığı, dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda 517,5 m2 sağlık tesisi ve 517,5 m2 eğitim tesisi ayrılması gerektiği belirtilmiş ise de Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği gereğince sağlık tesisi için asgari parsel büyüklüğünün 750 m2, eğitim tesisi için de 1.500 m2 olması gerektiği, bu nedenle bilirkişi raporunda belirtilen büyüklüklerde donatı alanları ayrılmasının mevzuata aykırı olacağı, taşınmaza yakın mesafede yeterli miktarda sağlık ve eğitim alanının mevcut olduğu, ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… İli, …İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz 20.01.1997 onay tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planında “konut dışı çalışma alanı” kullanımında ve 28.01.1998 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında “E:1.50, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında kentsel çalışma alanı” kullanımında kalmaktadır.
Uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı olarak belirlenmesi üzerine Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklikleri ile taşınmaza “E:1.50, hmaks:serbest yapılaşma koşullarında kentsel servis alanı” kullanımı getirilmiştir.
Taşınmazın maliki olan … Gayrimenkul ve Emlak A.Ş.’nin teklifi doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile taşınmazın 6.407 m2’lik kısmı “E:2.00, hmaks:serbest yapılaşma koşulunda konut+ticaret alanı” işlevine, 3.456 m2’lik kısmı “park alanı” işlevine çevrilmiş, plan notlarında; inşaat alanının %10’unun ticaret, %90’ının konut olarak kullanılacağı, maksimum konut sayısının 108 olduğu, 0.00 kotunun parselin en yüksek kotu olduğu, bloklar arasında H/2 mesafe şartı aranmayacağı, TAKS sınırlaması bulunmadığı, birinci bodrum katın ticari kullanım olarak iskan edilebileceği ve emsal harici olduğu şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Dava konusu nazım imar planı değişikliğine davacı belediye tarafından askı süresi içinde yapılan itirazın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanunun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, aynı Kanun’un “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, hüküm altına alınmıştır.
Bu doğrultuda, imar planlarına karşı 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında yapılacak itiraza ilişkin olarak, 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesinde özel bir süre öngörülmüştür. Buna göre, imar planlarının askıya çıkartılmak suretiyle ilan edildiği 1 aylık süre içerisinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya planın askıdan indirildiği tarihi takip eden 60 gün içerisinde cevap verilmeyerek, isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 gün içinde veya planın askıda indirildiği tarihi takip eden 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde, bu cevap tarihinden itibaren 60 gün içinde iptal davası açılabilmesi mümkündür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıdaki bölümde yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, imar planlarına askı süresi içinde itiraz edilmiş olması halinde dava açma süresi, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında belirlenmekte, buna göre, plana askı süresi içinde yapılan itirazın, davalı idarece altmış gün içinde bir cevap verilmeyerek reddedilmiş sayılması halinde, planın ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekmektedir.
Belirtilen süreler geçtikten sonra davalı idarece bir cevap verilmesi halinde dava açma hakkının ihya olduğundan söz edilmesi mümkün değildir. Zira 2577 sayılı Kanunun 10. maddesinin 2. fıkrasında, yetkili idari mercilerce dava açma süresi geçtikten sonra verilen cevap üzerine tebliğ tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabileceği belirtildiği halde, aynı Kanun’un 11. maddesinde, davanın açılmaması veya davanın süreaşımı yönünden reddi hallerinde, sonradan yetkili mercilerce cevap verilmesi durumunda, işlemin tebliğinden itibaren altmış gün içinde davanın açılabileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Dolayısıyla yetkili mercilerce ne zaman cevap verileceği belli olmayan bir durumda, dava süresinin yorum yoluyla süresi belirsiz bir zamana kadar uzatılmasından söz edilemeyeceği tartışmasızdır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararı ile onaylandığı, söz konusu imar planı değişikliğinin 30/05/2016 – 28/06/2016 tarihleri arasında askıya çıkartılmak suretiyle ilan edildiği, davacı tarafından askı süresi içinde söz konusu plana itiraz edildiği, itirazın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve …sayılı kararı ile reddedildiği, anılan ret kararının 29/11/2016 tarihinde davacı ilçe belediyesi kayıtlarına giren işlem ile bildirilmesi üzerine 21/12/2016 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.
Davacı tarafından, askı süresi içerisinde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında yapılan itirazın zımnen reddedildiği 27/08/2016 tarihinden itibaren 60 gün içerisinde, diğer bir ifade ile en son 26/10/2016 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 21/12/2016 tarihinde kayda giren dilekçe ile açılan davada süreaşımı bulunmaktadır.
Öte yandan, davacının askı süresi içinde yapmış olduğu itirazın reddine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı, her ne kadar 29/11/2016 tarihinde … Belediye Başkanlığı kayıtlarına giren işlem ile davacıya bildirilmiş ve bu bildirimden itibaren 60 günlük süre içinde bakılmakta olan dava açılmış ise de, askı süresinin son gününü izleyen günden itibaren 60 günlük zımnen ret süresi geçirildikten sonra idare tarafından verilen cevabın, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca dava açma süresini canlandırmayacağı açıktır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 27/02/2017 tarih ve E:2015/4618, K:2017/842 sayılı kararı da bu yöndedir.
Bu durumda, davanın süreaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair temyiz istemine konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 25/12/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.