Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/18933, Karar No: 2020/6664

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/18933 E. , 2020/6664 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/18933
    Karar No : 2020/6664

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Reklamcılık Araştırma Danışmanlık Limited Şirketi

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı cezalı olarak re’sen tarh edilen 2011/1 ila 5 dönemleri katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının ilgili dönemde fatura aldığı Sarıyer Vergi Dairesi mükellefi … hakkındaki tespitler faturaların sahte olduğunu ispatlamaya yeterli olmadığından yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan tarhiyatlar ile kesilen cezaların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Davacının ilgili dönemde fatura aldığı … hakkında düzenlenen 25/03/2013 tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; 26/02/2010 tarihli yoklamada şirketin reklam ve promosyon hizmeti faaliyeti gösterdiğinin tespit edildiği, 15/07/2011 tarihli yoklamada, emtianın olmadığı, ofis malzemelerinin olduğu, 20/09/2011 ve 24/11/2011 tarihli yoklamada adresin kapalı olduğunun tespit edildiği, 2010 yılı defter tasdik bilgisinin olduğu, diğer yıllara ilişkin tasdik bilgisinin olmadığı, 2011 yılı gelir vergisi beyannamesi vermediği, adına kayıtlı aracın bulunmadığı, 2011 yılı KDV matrahları toplamının 2.741.163,00 TL olduğu, karşıt Ba formlarında 2011 yılında mükelleften 3.003.549,00 TL mal alındığının beyan edildiği, alışlarına ilişkin bildirimde bulunmadığı ve kendisine başka firmalar tarafından da mal ve/veya hizmet satışında bulunulduğunun beyan edilmediği, 55.896,00 TL vergi borcu olduğu halde hiç ödeme yapılmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda yer alan tespitler değerlendirildiğinde, özellikle yapılan yoklamalarda mükellefin işyerinde herhangi bir emtiaya veya faaliyete rastlanılmadığı, teknik bilgi gerektiren bir alanda faaliyet yürütülmesine rağmen çalışan işçisi olmadığı, adına kayıtlı aracın bulunmadığı, beyan ettiği matrahlar ile diğer mükelleflerce bildirilen alış tutarlarının uyumsuz olduğu ve bildirdiği hasılatı elde edebilecek bir ticari organizasyona sahip olmadığı dikkate alındığında düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu nedenle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir