Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/13621, Karar No: 2021/34

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/13621 E. , 2021/34 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/13621
    Karar No : 2021/34

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Nakliyat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2009 yılı için re’sen tarh edilen kurumlar vergisi ve bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; cezalı tarhiyatın dayanağı takdir komisyonu kararında takdir edilen matrahın neden kaynaklandığı ve nasıl hesaplandığına ilişkin herhangi bir somut tespit ve izahat olmadığı gibi herhangi bir açıklamaya da yer verilmediği, buna göre, davacının sevk edildiği takdir komisyonu tarafından yasayla tanınan inceleme ve araştırma yetkisi kullanılmaksızın, soyut ve genel ifadelere yer verilerek, matrahın nasıl hesaplandığı, dayanağı ve izahı somut olarak belirtilmeden, Vergi Usul Kanunu’nun 31/8. maddesine aykırı şekilde belirlenen matrah üzerinden re’sen tarh edilen vergi ve kesilen cezada hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuyla sahte fatura düzenlediği tespit edilen mükellefe ait faturaları indirim konusu yaptığı anlaşılan davacı adına, takdir komisyonunca somut veriler ışığında belirlenen matrah üzerinden tarh edilen vergi ve kesilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden 2009 yılı için re’sen tarh edilen kurumlar vergisi ve bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, “İspat: vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.” düzenlemesine yer verilmiş; 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış ve vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmayacağı kabul edilmiş; 72. maddesinde, takdir komisyonunun illerde defterdarın, ilçelerde mal müdürünün veya bunların vekil olarak atayacağı memurların başkanlığı altında, ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulacağı, 73. maddesinde, üyelerin, tüccarlar için ticaret odasınca, diğer sanat ve meslek erbabı için bunların mensup oldukları mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya hariçten seçileceği, komisyon toplantılarına mükellefin sanat veya meslek bakımından bağlı veya ilgili olduğu teşekkülden, servet takdiri işlerinde ise yalnız Ticaret Odasından seçilen üyelerin iştirak edeceği, ticaret odası ve mesleki teşekkül bulunmayan yerlerde bunlar tarafından seçilecek üyelerin, yukarıdaki esaslara göre belediyeler tarafından seçileceği, 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak konusunda görevli oldukları hüküm altına alınmıştır.
    Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dosyaların İncelenmesi” başlıklı 20. maddesinin 1. fıkrasında da, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları, mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, Anadolu Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı yazısında, hakkında sahte belge düzenlediği yolunda tespitler bulunan Kadıköy Vergi Dairesi mükellefi … Nakliyat Lojistik Destek Hiz. Tic. Ltd. Şti.’den fatura aldığının tespit edildiği, bu hususun ise takdir komisyonu marifetiyle değerlendirilmesi için 26/12/2014 tarihinde davacının takdire sevk edildiği, … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile bu mükellefin 2009 ila 2012 yıllarında düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunun tespit edildiği, takdir komisyonunca mükellefin tarh dosyasının tetkiki ile haricen yapılan araştırmalar neticesinde yapılan işin türü, işyeri mevkii, emsali mükelleflerin beyan durumu, edinilen bilgi ve kanaate göre tüm faktörler de dikkate alınarak davacının anılan mükelleften aldığı faturaların toplam tutarının matrah farkı olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, Vergi Mahkemesince 2577 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sahte fatura düzenleyicisi olduğu yönündeki tespitleri içeren yukarıda yer verilen vergi tekniği raporu getirtilerek, öncelikle bu mükellefin sahte belge düzenleyicisi olup olmadığının irdelenmesi, sahte belge düzenleyicisi olduğu kanaatine varılması durumunda sahte belge kullanmanın temel amacının daha az vergi ödemek olduğu hususu dikkate alınarak, davacının bu faturalarda gösterilen mal ve hizmetleri gerçekte aldı ise kimlerden ne şekilde aldığına dönük dosyaya kanunen kabul edilebilen bilgi ve belge sunup sunmadığı araştırılarak bir karar verilmesi gerektiğinden, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir