Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/17141, Karar No: 2021/31
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/17141 E. , 2021/31 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/17141
Karar No : 2021/31
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle re’sen tarh edilen 2011/1,2, 3, 9, 10 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihtilaflı dönemde davacının fatura aldığı Maltepe Vergi Dairesi mükellefi … El. Müh. Nak. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden, anılan mükellefin söz konusu dönemde düzenlediği tüm faturaların sahte olarak değerlendirilmesinin mevcut tespitler çerçevesinde mümkün bulunmadığı dolayısıyla eksik inceleme ve araştırmaya istinaden tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile fatura almadığından bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının alımlarının sahte faturalarla belgelendirildiği düzenlenen raporlarla ortaya konulduğundan yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı Maltepe Vergi Dairesi mükellefi … El. Müh. Nak. İnş. Ticaret ve San. Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … gün ve … sayılı vergi tekniği raporunda; şirketin 06/01/1999 tarihinde bina projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 02/01/2012 tarihinde ödevlinin adresinden ayrıldığı ve yeni adresinin bilinmediğinin tespit edildiği ve mükellefiyetinin vergi dairesince re’sen terk ettirildiği, mükellef hakkında düzenlenen 19/02/2013 tarihli yoklama fişinde, adreste yaklaşık iki yıldır başka bir mükellefin emlakçılık faaliyetine devam ettiği, 25/2/2013 tarihinde mükellef ortağı …’un ev adresine gidildiği, adreste … adlı başka bir şahsın ikamet ettiği, 01/03/2013 tarihli yoklama fişinde, adreste 2006 yılından bu yana …’un ikamet ettiği kurum temsilcisi …’un ise taşınmazı satarak 24/03/2006 tarihinde adresten ayrıldığının muhtarlık kayıtlarından anlaşıldığı, şirket müdür vekilinin şirkete ait defter ve belgeleri incelemeye ibraz ettiği, şirket ortaklarının 23/02/2012 tarihi itibariyle değiştiği, yeni ortakların … ve …olduğu, şirket defter tasdik bilgilerinin mevcut olduğu, şirketin 2010 ve 2011 yılı kurumlar vergisi ve kurum geçici vergisi beyannamelerini verdiği, 2012 yılı 5. ayına kadar KDV beyannamelerini verdiği, 11/03/2013 tarihinde yapılan yoklamada ise ödevli şirketin belirtilen adresinin ikametgah adresi olup sürekli sürekli kapalı olduğu ve tanınmadığı, şirket ortak ve yöneticilerine bilinen adreslerinde ulaşılamadığı, 23/02/2012 tarihi itibariyle şirket ortağı olan …’un 7 ayrı şirkette daha ortaklığının bulunduğu, bu şirketlerden 4’ü hakkında sahte belge düzenlemek yönünden vergi tekniği raporunun bulunduğu, kendisi hakkında da sahte belge düzenleyicisi olduğundan bahisle vergi tekniği raporunun bulunduğu, şirketin 2009 ila 2012 yılları arasında mal alışında bulunduğu firmaların büyük kısmının sahte belge düzenlemekten özel esaslara alındığı, yine şirkete fatura düzenleyen mükelleflerin büyük kısmının şirketin ortağı olan şahıslar olduğu, şirketin 01/01/2009 -02/01/2012 tarihleri arasında 18.300.776,19 TL tutarınca katma değer vergisi matrahı beyan ettiği ve 17.142.095,00TL fatura düzenlediği, fatura düzenlediği mükelleflerden yaklaşık 13.003.170,00 TL tutarlı kısmının sahte fatura düzenleyen veya özel esaslı mükelleflerden olduğu, mükellefin toplam 134.756,49 TL ödenmemiş vergi borcu bulunduğu, 2010 yılı 10-12 dönemi muhtasar beyanında 2 adet işçi çalıştırdığını beyan ettiği, şirket eski müdürünün şirketi 30/03/2012 tarihinde devrettiği, devir tarihine kadar faaliyetlerinin devam ettiğini beyan ettiği, mükellef temsilcisi …’a sorulduğunda inceleme yapılan dönemde şirket müdürünün kendisi olduğu, diğer ortak babası …’un alzheimer hastalığı ilerleyince 29/3/2011 tarihinde … Bilgisayar adlı yeni bir firma kurduğunu 30/3/2012 de de firmayı devrettiklerini kriz döneminde banka hacizleri ile kredibiliteleri zarar gördüğünden önceden çoğu satın aldıkları ürünleri alamaz hale geldikleri ithalatçı gibi çalışamayıp iç piyasadan temin edilen sıfırlama ürünler, muadil toner, kartuş gibi yazıcı saf ürünlerle, ups ve benzeri bilgisayar çevre birimleri alış satışına yöneldikleri, 2010 yılından sonra çekleri tükendiğinden ürün satışından ziyade servis hizmetlerine devam ettiklerini beyan ettikleri, davacının ortağı …’un, babası … alzheimer olunca ortaklığını ondan devraldığı, … Bilgisayar adlı yeni firmayı kurduğunu ve babasına vasi tayin olduğunu, 30/3/2012 tarihinde de firmayı devrettiğini yeni müdür …’a vekaleten beyan ettiği, mükellefin 2009-2012 yıllarında hakkında sahte belge düzenlemekten rapor bulunan mükelleflere fatura düzenlediğinin tespiti üzerine mükellefin de sahte fatura düzenlediği, satış faturalarının gerçek bir mal ve hizmet teslimi olmaksızın komisyon karşılığı düzenlenen sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı tespitlerine yer verilmektedir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin işyerinde emtia veya iş hacmini gerçekleştirecek düzeyde herhangi bir ticari varlığa rastlanmadığı, Ba-Bs analizinde tutarsızlıklar olduğu, beyan edilen katma değer vergisi matrahı tutarıyla anılan mükelleften alışların uyumlu olmadığı, faaliyet konularının yürütüldüğüne dair yeterli emare bulunmadığı, gerekli emek gücü, alet edavat ve teçhizata sahip olmaksızın bildirilen cirolara ulaşmalarının teknik icaplarla bağdaşmadığı, yüksek ciro beyanı mevcut iken işyerlerinin terk edilerek faaliyetlerinin sonlandırılmasının iktisadi ve ticari icaplarla bağdaşmadığı, somut tespitlerle ortaya konulduğundan davacının söz konusu mükelleflerden aldığı faturaların da gerçek mal teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan mahkemesince özel usulsüzlük cezası yönünden de değerlendirilip karar verileceği tabiidir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.