Danıştay 13. Daire, Esas No: 2015/2244, Karar No: 2021/22
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2015/2244 E. , 2021/22 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/2244
Karar No:2021/22
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından “…” isimli televizyon kanalında 27/10/2013 tarihinde canlı olarak yayınlanan “…” isimli haber programında kendisi ile ilgili suçlayıcı ve kişilik haklarını zedeleyici yayın yapıldığından bahisle 6112 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (c), (ç), (ı) ve (i) bentleri uyarınca anılan televizyon kanalının cezalandırılması istemiyle yapılan şikâyet başvurusu üzerine alınan, idarî yaptırım uygulanmasına yer olmadığına dair … tarih ve … sayılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (Üst Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; programda yer alan bir konuk gazeteci tarafından, davacının … üst düzey bir yöneticisi olduğu, … isimli bir soruşturmada görev alan avukatlarla buluştuğu, daha sonra Hatay’a ve Suriye’ye geçtiği hususlarının ifade edildiği, programda davacıya yönelik hakaret içeren bir ifade kullanılmadığı, davacının … üst düzey yöneticisi olduğu şeklindeki ifadenin bir suç isnadı içermediği, zira anılan kurumun yasal bir dernek statüsünde olduğu, yine davacının … isimli bir soruşturmada görev alan avukatlarla buluştuğu yönündeki ifadenin de davacının, herhangi bir soruşturmayı yürüten avukatlarla görüşmesinin hukuka aykırı bir durum içermediğinden suç isnadı olarak değerlendirilemeyeceği, davacının her halükârda düzeltme ve cevap hakkını kullanabileceği dikkate alındığında, şikâyet edilen televizyon kanalı hakkında idari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına ilişkin dava konusu Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkemece eksik inceleme yapılarak karar verildiği, yayında ciddi ve ağır ithamlar içeren ifadelerin kullanıldığı, üstelik iddia olarak değil, doğruluğu kanıtlanmış şekilde ortaya konulduğu, hayatı boyunca Suriye’ye gitmediği, yasa dışı örgütler ve şahıslarla gizli görüşme ve buluşma yapmadığı, kaldı ki yayında bu iddialara ilişkin olarak somut ve maddi olgular, belge ve bulgular gösterilmediği gibi kullanılan dil ve üslubun gazetecilik ile bağdaşmadığı, iddiaların gazetecilik faaliyetini aşan, iftira niteliğinde olduğu, yayını yapan TV kuruluşuna ilişkin olarak cevap ve düzeltme başvurusunda bulunmak gibi yasal bir zorunluluğun bulunmadığı, yasa dışı bir örgütün üyesi/sorumlusu gibi gösterildiği, yayında ortaya atılan savların iddia olduğunun vurgulanmadığı, cevap haklarını kullanabilmeleri için yayının ilgililere açık olduğunun belirtilmediği, yayının toplumun belli kesimlerinin nefret ve husumet duygularını kışkırtıcı nitelikte olduğu, şiddet ve saldırıya açık hedef hâline getirildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, gazetecinin haber değeri taşıyabilecek söz konusu hususları konuk olarak katıldığı bir programda paylaşmasının gazetecilik mesleği açısından olağan karşılanabileceği, yayında hakaret içerikli, küçük düşürücü, suçlu ve hedef gösterici herhangi bir ifadede bulunulmadığının değerlendirildiği, kişilerin şeref ve haysiyetlerinin ihlâl edildiğini veya kendileri hakkında gerçeğe aykırı yayın yapıldığını düşündüklerinde cevap ve düzeltme hakkını kullanabildikleri, davacının düzeltme ve cevap hakkı gibi şahsi haklarını kullanmayı tercih etmek yerine ısrarla yaptırım uygulanması talebinde bulunduğu, idarelerin belli bir yönde karar vermeye zorlanamayacağı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKÎ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 12/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.