Danıştay 4. Daire, Esas No: 2020/1705, Karar No: 2021/110

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/1705 E. , 2021/110 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/1705
    Karar No : 2021/110

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Kalkınma Bankası Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Anayasa Mahkemesinin 2016/2760 numaralı bireysel başvurunun kabulüne dair 04/07/2019 tarihli kararına istinaden 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri hakkında Kanun’un 50. maddesinin 1 ve 2. fıkraları uyarınca yeniden yargılama yapılarak verilen … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem:
    Davacı tarafından Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan … Bankası AŞ Mensupları Munzam Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Sandığı Vakfına ödenen banka katılım payı üzerinden gelir vergisi kesintisi yapılmadığı ileri sürülerek 2012/3 dönemine ilişkin olarak ihtirazi kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk eden gelir (stopaj) vergisi ile pişmanlık zammının kaldırılması ile ödenen tutarın iadesi istenilmektedir.
    Dosyanın Safahatı:
    … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Banka tarafından doğrudan ödenen ücrete ek olarak kendisine hizmet akdiyle bağlı çalışanlarına menfaat temin etmek üzere kurulan Sandık aracı kılınarak işverenin tek taraflı iradesi ile sağlanan menfaatlerin, Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesi hükmü kapsamında ücret niteliğini taşıdığı ve vergi kesintisine tabi tutulması gerektiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, söz konusu karar Danıştayın temyiz ve karar düzeltme incelemelerinden geçerek kesinleşmiştir.
    Anılan karar üzerine davacı tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuş, yapılan bireysel başvuru sonucunda ise; Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararı ile; Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği yönünde karar verilerek kararın bir örneği mülkiyet hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Vergi Mahkemesine gönderilmiştir.
    Temyiz konusu Vergi Mahkemesi kararıyla yeniden yargılama yapılarak; bireysel başvuru sonrasında verilen Anayasa Mahkemesi kararı ile Vergi Dava Daireleri Kurulunun benzer uyuşmazlık konusu dönemde Vakfa ödenen katkı paylarının ücret sayılarak vergilendirilmesine ilişkin işlemlerin, öngörülebilir kanuni dayanağının bulunmadığı, öngörülebilirliğin ancak 2013 yılında verilen Danıştay Daire kararlarıyla söz konusu olduğu anlaşıldığından uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı tarafından Mensupları Munzam Yardımlaşma Sandığı Vakfı’na vakıf senedi uyarınca ödenen banka katılım payının, banka çalışanlarına hizmet karşılığı sağlanan bir menfaat olduğu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi hükmü kapsamında ücret niteliğini taşıdığının kabulü ve vergi tevkifatına tabi tutulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmedildiği, kanunilik ilkesi ücretin tanımı ve unsurları açısından ele alındığında dava konusu katkı payı ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde yer verilen unsurları taşımadığı, bu nedenle kanunilik ilkesinin ihlal edildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
    4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir