Danıştay 4. Daire, Esas No: 2020/6216, Karar No: 2021/146

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/6216 E. , 2021/146 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/6216
    Karar No : 2021/146

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Ambalaj Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden 2010/6, 7, 9 ve 12 dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenmiş bir raporun dosyaya sunulmadığı, takdir komisyonu kararlarında da dayanak alınmış bir rapordan bahsedilmediği, kararlarda “mükellefin dosyasının tetkiki ile haricen yapılan araştırmalar neticesinde yapılan işin türü, işyeri mevki, emsali mükelleflerin beyan durumu ve tüm faktörler dikkate alınarak dönem itibari ile vergi matrahlarının takdirine karar verildi” ifadeleri kullanılmış ise de, tespit edilen tutarların dava dilekçesi ekinde sunulan … Plastik Teks. ve Gıda San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’e ait fatura tutarları toplamına denk geldiği, bu sebeple 213 sayılı Kanunun 30. maddesinde sayılan re’sen takdir nedeni bulunmadığı halde, zamanaşımını kesmek amacıyla 01/12/2015 tarihinde takdire sevk işlemlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmakla, gerçekleştirilen bu takdire sevk işlemlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurması olanağı bulunmadığı, gerek davalı idarece gerekse takdir komisyonunca yasayla tanınan inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle mükellef nezdinde ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir inceleme yapılmadığı, söz konusu mükelleften olan alımları yasal defter ve belgelerine kaydedip kaydetmediği, indirim ve maliyetlerine yansıtıp yansıtmadığı hususlarının araştırılarak gerçek durumun ortaya konulmadığı, ayrıca düzenlenen faturaların hangi dönemlerde alındığı ve hangi faturaların defterlerine kaydedilip beyanlarına intikal ettirildiği hususlarının tespitiyle yükümlünün ilgili dönem defter ve belgeleri yahut indirim listeleri üzerinden kullandığı fatura tutarları dikkate alınıp dönem beyanları, özellikle sonraki döneme devreden katma değer vergisi tutarları karşılaştırılarak ödenmesi gereken tutarın doğruluğunun belirlenmediği, … Plastik Teks. ve Gıda San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’e ait fatura tutarı dikkate alınmak sureti ile vergi matrahının belirlendiği, gerçek durumun araştırılmak sureti ile ortaya konulmadığının görüldüğü, olayda re’sen takdir nedeninin bulunduğunun, takdir edilen matrah farkının yerindeliğinin kabulü halinde bile dava konusu cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğunu göstermeyeceği, 213 sayılı Kanunun 30/6 maddesi uyarınca re’sen takdire giden davalı idarece dava konusu cezalı tarhiyatın yapılmasında 3065 sayılı Kanunun 29. maddesi hükümlerinin dikkate alınmaması idari işlemi zaten hukuka aykırı kıldığından, olayda re’sen takdir sebebinin bulunması halinde dahi işlemin hukuka uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden yapılan cezalı tarhiyatta yasal isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; Danıştay Dördüncü Dairesi’nin 13/05/2020 tarih E:2018/2378 K:2020/1518 sayılı bozma kararına uyularak, istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdarece yapılan işlemlerin yasal mevzuat gereği olduğu, davacı hakkında yapılan işlemlerde usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı, kararın aleyhe olan hükümlerinin bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Danıştay bozma kararına uyularak verilecek istinaf kararının davanın esasına yönelik olması gerektiği değerlendirildiğinden, 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak istinaf başvurusunun reddine dair verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    2577 sayılı İdari yargılama Usulü Kanunu’nun ‘İstinaf’ başlıklı 45. maddesinin 4. fıkrasında, Bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği, 5. fıkrasında, Bölge idare mahkemesinin, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hâkim tarafından bakılmış olması hâllerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye göndereceği ve Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararlarının kesin olduğu düzenlemesine yer verilmiş, “Temyizen Verilen Karar Üzerine Yapılacak İşlem” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasında, temyiz incelemesi sonucunda verilen kararın, dosyayla birlikte kararı veren merciye gönderileceği ve 2. fıkrasında da, temyiz incelemesi sonucunda verilen bozma kararı üzerine ilgili merciin, dosyayı öncelikle inceleyip ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar vereceği kurala bağlanmıştır.
    Yukarıda yer verilen hükümlerin değerlendirilmesinden; Bölge İdare Mahkemesinin Danıştay bozma kararı üzerine bozmaya uyarak verdiği kararının, istinaf başvurusunun reddi değil, davanın kabul veya reddine yönelik olması gerektiği açıktır.
    Dosyanın incelenmesinden; Bölge İdare Mahkemesi kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin 13/05/2020 tarih ve E:2018/2378, K:2020/1518 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davanın esasına dair olması gerekir iken, 2577 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak istinaf başvurusunun reddine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda; … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, yukarıda açıklanan şekilde karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir