Danıştay 6. Daire, Esas No: 2016/3251, Karar No: 2021/11

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2016/3251 E. , 2021/11 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2016/3251
    Karar No : 2021/11

    TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. … – Av. …
    2- … Belediye Başkanlığı – …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Giyim San. ve Tic.A.Ş.

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda onaylanan 1/5000 ölçekli Üsküdar Meydanı ve Yakın Çevresi Raylı Sistemler ve Karayolu Entegrasyonu ile Kentsel Tasarım Uygulama Projesi Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planına askıda yapılan itirazın reddine dair … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararının iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın imar planlarında “meydan düzenleme alanı” olarak öngörüldüğü ve bu kullanımda yer alabilecek fonksiyonların avan projede belirleneceğine dair imar planı notunun kabul edildiği, bu yönüyle meydan düzenleme alanı kullanımı belirsizlik içerdiğinden planlama esaslarına aykırılık olduğu, öte yandan bölgenin ulaşım sistemi ile ilgili çalışmaların tamamlanmadığı yönündeki …Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Planlama Müdürlüğünün görüşüne itibar edilmeden imar planlarının onaylandığı, ayrıca alanda belirlenen meydan kullanımı ile çevredeki diğer ulaşım sistemleri arasında uyumlu bir çalışmadan söz edilemeyeceği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
    … Belediye Başkanlığı tarafından, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmeden karar verildiği, Üsküdar Meydanının transfer merkezi olarak kullanımının öngörüldüğü ve Marmaray Projesinin en önemli kısmını oluşturduğu, kaldı ki Üsküdar Meydanı ve Yakın Çevresi Raylı Sistemler ve Karayolu Entegrasyonu ile Kentsel Tasarım Uygulama Projesine karşı açılan davanın, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği gözetildiğinde, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından, dosyada yer alan bilirkişi raporu taraflarına tebliğ edilmeden karar verildiğinden savunma haklarının kısıtlandığı, öte yandan taşınmaz açısından daha önce açılan davaların reddedildiği dikkate alınarak, görülmekte olan dava açısından davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verilen kararda isabet bulunmadığı ileri sürülmüştür.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: İmar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirilmiştir.
    Bu nedenle, imar planlarına yönelik olarak bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.
    İmar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekir.
    Uyuşmazlık konusu olayda; imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan, yapılan itiraza altmış gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
    Dosyanın incelenmesinden, … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı ile taşınmaza ilişkin kabul edilen imar planlarının 29.08.2013 – 30.09.2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından askı süresi içinde 26.09.2013 tarihinde imar planlarına itiraz edildiği, itirazın reddine dair dava konusu edilen … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararının 31.01.2014 tarihinde davacıya tebliği üzerine,13.02.2014 tarihinde açılan davada, süre aşımı bulunmaktadır.
    Bu itibarla, temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:

    MADDİ OLAY : Davacıya ait taşınmaz, 15.09.1997 onay tarihli 1/5000 ölçekli Üsküdar Merkez Nazım İmar Planında kentsel ve bölgesel iş merkezi, 09.06.2006 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da ticaret + hizmet alanı kullanımına ayrılmıştır.
    Daha sonra taşınmazın kısmen özel proje alanı, kısmen yol, kısmen yeşil alan (refüj) olarak belirlendiği 19.09.2006 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu imar planı değişiklikleri ile önceki kullanımların korunması yerine farklı fonksiyonlar getirildiği, dolgu alanlarına ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanlığının görüşünün alınmadığı, imar planlarının katılımcı bir süreç gözetilerek hazırlanmadığı, ulaşım odaklı bir bakış açısıyla plan kararlarının alındığı, bütüncül bir yaklaşım sergilenmediği, bu nedenle dava konusu işlemlerde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluk bulunmadığı gerekçeleriyle dava konusu planların iptaline karar verilmiştir.
    Bu karar, davalı idareler tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay Altıncı Dairesinin 21.02.2013 tarih ve E: 2009/9236, K: 2013/1058 sayılı kararı ile “…dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı tadilatı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatının bütününe karşı açılan davalarda; dava konusu nazım imar planı tadilatı ile getirilen işlevler ve alan kullanım kararlarının 3194 sayılı İmar Kanunu ile Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik hükümlerinde belirlenen temel amaçlarla örtüştüğü, Marmaray Projesi ile oluşan araç-insan yoğunluğunun çözümlenmeye çalışıldığı, ulaşım amaçlı yapılan zorunlu işlevsel değişikliklerde yapı yoğunluğunun artırılmadığı, Koruma Bölge Kurulunun kararı doğrultusunda yapı yoğunluğu hususunun “tarihi kentsel dokunun korunması” amaçlı olarak doğru şekilde yönetildiği, plan kararları ile alana ilişkin işlevsel değişikliklerin kent biliminin temel esaslarına, şehircilik ilkelerine ve planlama tekniğine uygun olduğu, plan yapım sürecinde kurum görüşleri alınarak planlama çalışmalarının yürütüldüğü, dava konusu nazım imar planının üst ölçekli plan kararlarına uygun olduğu gerekçeleriyle davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile … İdare Mahkemesinin … günlü, E:… K:… sayılı kararının Dairemizin 21.02.2012 günlü, E:2011/8558, K:2013/1053 sayılı kararı ve 21.02.2012 günlü, E:2011/8562, K:2013/1055 sayılı kararları ile kıyı kenar çizgisi önünde önerilen dolgu alanına ilişkin 1/5000 ve 1/1000 ölçekli teklif planların Bayındırlık ve İskan Bakanlığına sunulduğu ve anılan planların … tarih ve …sayılı olur ile Bakanlık tarafından onaylandığı, dava konusu plana esas alınan kentsel tasarım projesinin koruma kurulunca uygun bulunmak suretiyle korunması gerekli kültür varlığı olarak belirlenen eserlerin her birinin tesciline karar verildiğinden plan hazırlandıktan sonra kentsel tasarım projesinin uygun olduğuna ilişkin koruma kurulunca tekrar karar alınmasına gerek bulunmadığına dair ilave gerekçeler ile davanın reddine ilişkin mahkeme kararlarının onandığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı tadilatı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatının bütününe karşı açılan davalarda mahkemelerce verilen davanın reddine ilişkin kararların Dairemizce ilave gerekçelerle onanmasına dair yukarıda yer verilen gerekçeler doğrultusunda davanın reddi gerekirken, aksi yönde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, sözü edilen kararda Danıştay Altıncı Dairesinin 04.06.2015 tarih ve E: 2014/8491, K: 2015/3789 sayılı kararı ile onanarak kararın düzeltilmesi istemi, 03.07.2017 tarih ve E:2015/9934, K:2017/5374 sayılı karar ile reddedilmiştir.
    İptal kararının uygulanması amacıyla taşınmaza ilişkin olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı kabul edilen ve 20/06/2011 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Üsküdar Meydanı Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında, taşınmaz kısmen yol kısmen yeşil alan olarak belirlenmiştir.
    Bu defa anılan imar planlarının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile imar planlarının iptaline yönelik verilen karar, Danıştay Altıncı Dairesinin 26.06.2013 tarih ve E:2013/389, K:2013/4527 sayılı kararı ile bozulmuş, İdare Mahkemesince bozma kararına uyularak … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Anılan karar ise Danıştay Altıncı Dairesinin 12.05.2015 tarih ve E:2014/7324, K:2015/738 sayılı kararı ile onanarak, kararın düzeltilmesi istemi de 18.09.2018 tarih ve E:2015/5900, K:2018/6882 sayılı karar ile reddedilmiştir.
    Taşınmaz açısından belirlenen kullanımların … İdare Mahkemesince iptaline karar verilmesi üzerine, plansız hale gelen alan yönünden bu kararın uygulanması amacıyla, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile taşınmaz ve çevresindeki kavşak alanına ilişkin olarak kabul edilen imar planlarında taşınmaz “meydan düzenleme alanı” olarak ayrılmıştır.
    Bu planlar, 29.08.2013 – 30.09.2013 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, davacı tarafından askı süresi içinde 26.09.2013 tarihinde imar planlarına itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine dair dava konusu edilen … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararı alınmıştır.
    Bahse konu kararın 31.01.2014 tarihinde davacıya tebliği üzerine, 13.02.2014 tarihinde görülmekte olan dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrası şöyledir: “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller” başlıklı 31. maddesinde; “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır.” hükmü yer almaktadır.
    6100 sayılı Kanunun “Yargılamaya Hakim Olan İlkeler” başlıklı 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Anılan maddede;
    “1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. 2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” hükmüne, 280. maddesinde, “Bilirkişi raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir.”‘ hükmüne, “Bilirkişi raporuna itiraz” başlıklı 281. maddesinde ise; “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.
    Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir. …” hükümlerine yer verilmiştir.
    İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde, “İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir.
    Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.” hükmü yer almaktadır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanunun “Üst makamlara başvurma” başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dava konusu işleme karşı açılan davanın süresinde olup olmadığı hususu yönünden yukarıda yer verilen maddelerin birlikte değerlendirilmesinden; imar planlarına karşı, 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında başvuru için, 3194 sayılı Kanunun 8/b maddesi ile özel bir itiraz süresi getirildiği anlaşılmaktadır.
    Bu durum karşısında, imar planlarına karşı, bir aylık askı süresi içinde 2577 sayılı Yasanın 11. maddesi kapsamında başvuruda bulunulması ve bu başvuruya idari dava açma süresinin başlangıç tarihi olan son ilan tarihinden itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyerek isteğin reddedilmiş sayılması halinde, bu tarihi takip eden 60 günlük dava açma süresi içinde veya son ilan tarihini izleyen 60 gün içinde cevap verilmek suretiyle isteğin reddedilmesi halinde bu cevap tarihinden itibaren 60 günlük dava açma süresi içinde idari dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. İmar planlarına askı süresi içinde bir itirazda bulunulmamış ise davanın, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca imar planının son ilan tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde açılması gerekir.
    Uyuşmazlık konusu olayda; imar planına askı süresi içinde itiraz edildiğine göre, dava açma süresinin İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesi kapsamında belirlenmesi gerektiği açıktır. Bu bakımdan, yapılan itiraza altmış gün içinde bir cevap verilmemiş ise, itirazın zımnen reddedilmiş olması nedeniyle ilan tarihinin son gününü izleyen ikinci altmış gün içinde davanın açılması gerekir.
    Dosyanın incelenmesinden, … tarih ve …sayılı belediye meclisi kararı ile taşınmaza ilişkin kabul edilen imar planlarının 29.08.2013 – 30.09.2013 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, davacı tarafından askı süresi içinde 26.09.2013 tarihinde imar planlarına itiraz edildiği, itirazın reddine dair dava konusu edilen … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararının 31.01.2014 tarihinde davacıya tebliği üzerine,13.02.2014 tarihinde açılan davada, süre aşımı bulunup bulunmadığı yönünden İdare Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
    Mahkemece, davanın süresinde açıldığı sonucuna ulaşıldığı takdirde ise:
    Yukarıda ifade edilen Anayasa hükmü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, bilirkişi incelemesi yaptırılan yargılamalarda mahkemece esastan karar verilmeden önce bilirkişi raporunun ve alınmış ise ek bilirkişi raporunun bir örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve Yasada belirtilen süre içinde bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınmasının zorunlu usul kuralı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu yönüyle dava dosyasının incelenmesinden; İdare Mahkemesince, dava konusu işlem açısından yürütmenin durdurulması istemi hakkında yerinde yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemesinden sonra karar verilmesine dair … tarihi ve E:… sayılı karar üzerine 22.10.2014 tarihinde mahallinde yaptırılan keşif sonrasında düzenlenen rapor esas alınarak Mahkemece hüküm kurulduğu halde, bilirkişi raporunun temyize konu Mahkeme kararından önce davanın taraflarına tebliğ edilmediği, dolayısıyla anılan bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmesine olanak tanınmadan davanın esastan karara bağlandığı anlaşılmıştır.
    Bu durumda, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara bilirkişi raporuna karşı iddia ve savunma hakkı tanınmadan davanın esası hakkında karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
    Öte yandan, bozma kararı üzerine anılan usulü eksikliğin giderilmesi suretiyle Mahkemece yeniden verilecek kararda, taşınmaza ilişkin yukarıda aktarılan planlama süreci göz önünde bulundurularak, Marmaray Projesi ile bağlantılı şekilde sürdürülen Üsküdar Meydanı Projesi yönünden açılan muhtelif davalarda, davanın reddi yolunda verilen kararlar da dikkate alınmalıdır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
    2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir