Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/11356, Karar No: 2021/284

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/11356 E. , 2021/284 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/11356
    Karar No : 2021/284

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/9 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının katma değer vergisi beyanlarında indirim konusu yaptığı bir kısım faturaların sahte olduğundan bahisle ilgili dönem matrahlarının tespiti amacıyla sevk edildiği takdir komisyonunca, kendilerine matrah tespiti ile ilgili olarak kanunen her türlü inceleme ve araştırma yapma yetkisi tanınmış olmasına rağmen, bu yönde bir inceleme yapılmadığı, kaldı ki, takdir komisyonu kararlarının not kısmında da, vergi dairesi tarafından gönderilen verilerde, (mükellefin, matrahı oluşturan mal teslim ettiğine, hizmet ifasında bulunduğuna dair) matrah farkı oluşturacak bir tespit bulunmadığı, KDV indiriminin reddinin komisyonların görev ve yetkisinde olmadığı bilgisi doğrultusunda, beyan olunan matrahın aynen takdir edildiği, bu durumda, sahte fatura kullanımından dolayı takdir komisyonuna sevk edilen davacının beyanlarının aynen takdiri suretiyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının 2009 yılında bir kısım sahte belgeyi defterlerine kaydederek KDV beyannamelerinde indirim konusu yaptığının tespiti üzerine, ilgili dönem matrahının belirlenmesi için takdire sevkinin yerinde olduğu, mükellefin takdir komisyonu tarafından, hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki veriler esas alınarak takdir edilen matraha istinaden yapılan cezalı tarhıyatların hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ: …
    DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunun 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadarki vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hüküm altına alınmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20/1. maddesinde Danıştay, bölge idare mahkemeleri ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her türlü incelemeyi kendiliğinden yapacağı, mahkemelerin belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebileceği, bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesinin mecburi olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığın davacı hakkında sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/9 ila 12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
    Olayda Vergi Mahkemesi tarafından takdir komisyonlarına matrah tespiti ile ilgili olarak kanunen her türlü inceleme ve araştırma yapma yetkisi tanınmış olmasına rağmen, bu yönde bir inceleme yapılmadığı, beyan olunan matrahın aynen takdir edildiği gerekçesiyle cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiş ise de, dosya muhtevasından davacının …Tanıtım ve Teknoloji Tic Ltd. Şti. ‘den alışlarının eleştiri konusu edildiği, adı geçen firmadan alımlarına ilişkin olarak katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle matrah takdir edilerek cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşıldığından uyuşmazlığın çözümünün …Tanıtım ve Teknoloji Tic. Ltd. Şti. ‘den alınan faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığına ilişkin olduğu sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda, yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri uyarınca …Tanıtım ve Teknoloji Tic Ltd. Şti. hakkındaki konu ile ilgili rapor ve eki bilgi belgeler incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile cezalı tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    (XX) KARŞI OY :
    213 sayılı Kanunun 30/1. maddesinde re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanunî ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matrah farkının resen takdir olunmuş sayılacağı belirtilmiş, 31. maddesinin 1. fıkrasında, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı; 74. maddesinde, takdir komisyonlarının görevleri sayılmış; 75. maddesinin 1. fıkrasında, takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu Kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 134. maddesinin 1. fıkrasında da, vergi incelemesinden amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırarak, tespit etmek ve sağlamak olduğu açıklanmıştır.
    Görüldüğü üzere, matrah takdir edilmek üzere Takdir komisyonuna sevk işleminin gerçekleşmesi için mezkur mevzuatta yer verilen takdir nedenlerinden en az birisinin bulunması gerekmektedir. Bir başka ifade ile ancak, vergi tarhını gerektiren durumların varlığı halinde, vergi dairesince olay takdir komisyonuna intikal ettirilebilecek olay hakkında takdir komisyonunca resen saptanan matrah veya matrah kısmı üzerinden tarhiyat yapılması mümkündür. Bu anlamda, resen tarhiyat sebeplerinin gerçekleştiğinin bir karineye dayanılarak değil, açık ve kesin olarak ortaya konulması zorunlu bulunmaktadır.
    Öte yandan, 213 sayılı Kanunun 113. maddesinde; süresinin geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanan zamanaşımının, mükellefin bu hususta müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği düzenlemesine yer verilmiş, 114. maddesinde de, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl olarak ifade edilen tarh zamanaşımı süresinin ancak, matrah takdiri için takdir komisyona başvurulması ile duracağı beirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması, zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı, mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam eder.” şeklindeki ifade; Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 gün ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararıyla iptal edilmiş, iptal kararı üzerine 6009 sayılı Kanunla, 114. maddenin 2. fıkrası, “Ancak işlemeyen süre her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamaz” ibaresinin eklenmesiyle yeniden düzenlenmiştir.
    Vergi İncelemesi, re’sen takdir yetkisi bulunan inceleme elemanı tarafından yürütülen bir mükellefin; sırf zamanaşımını durdurmak amacıyla, gerçek bir re’sen takdir nedeni saptanmaksızın, şeklen, takdire sevk sebeplerinden biri dayanak gösterilerek matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmesi, bu süre zarfında vergi inceleme raporu ve/veya vergi tekniği raporu düzenlenmesi; takdir komisyonunun haiz olduğu yetki uyarınca, inceleme elemanından bağımsız yürütmesi gereken inceleme ve araştırmalar sonucu elde edeceği verileri değerlendirmek yerine, sözü edilen raporlarda belirtilen miktarın aynısını matrah olarak takdir etmesi, 213 sayılı Kanunun zamanaşımı ile incelemeye ilişkin düzenlemelerinin öngörülen amacına aykırı düştüğü gibi takdir komisyonuna başvuru yolunun zamanaşımı hükmünü aşmak amacıyla bir yöntem olarak kullanılması, Anayasa Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere “yasallık” ve “hukuki güvenlik” ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.
    Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket adına, 2009 yılına ait defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda, ilgili dönemlerde bir kısım mal ve hizmet alışlarını sahte faturalarla belgelendirip yasal defterlerine kaydederek indirim konusu yaptığının tespit edilmesi üzerine matrah takdiri için 24/11/2014 tarihinde takdir komisyonuna başvurulduğu, aynı dönemde davacının 2009 yılı hesap ve işlemlerinin incelendiği ve bu inceleme sonucunda … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu düzenlendiği, rapordaki bu öneri doğrultusunda 01/04/2015 tarihli takdir komisyonu kararı ile, belirlenen matrah üzerinden, davacı adına tesis edilen tarh ve ceza kesme işlemlerine ilişkin ihbarnamenin 06/05/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
    Olayda, defter ve beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığından dolayı sadece tarh zamanaşımını durdurmak amacıyla takdire sevk edilerek, takdir komisyonunca herhangi bir inceleme yapılmadan vergi inceleme raporunda belirtilen ve yasaca re’sen takdir edilmiş sayılan matrahın tekrardan takdiri sonucunu doğuracak şekilde ve yasaca belirlenen beş yıllık tarh zamanaşımının durdurulması amacıyla yapıldığı belirlenen 24/11/2014 tarihli takdire sevk işleminin tarh zamanaşımını durdurmasına hukuken olanak bulunmaması karşısında, davacı adına tarh edilen ve zamanaşımı süresi dolduktan sonra 06/05/2015 tarihinde tebliğ edilen dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın kabulü yönündeki Vergi Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından kararın belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir