Danıştay 8. Daire, Esas No: 2020/3896, Karar No: 2021/15

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2020/3896 E. , 2021/15 K.

    “İçtihat Metni”


    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/3896
    Karar No : 2021/15

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı temyiz isteminin reddine dair kararın temyizen incelenerek bozulması istemidir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Dış kaynaktan muvazzaf subay adayı olan davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; dava konusu işlemin iptaline ve davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu Mahkeme kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen hususların söz konusu kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görülmediği belirtilerek, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
    Davalı idare tarafından, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararıyla, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının, hukuka ve usule aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Dış kaynaktan muvazzaf subay adayı olan davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde,
    “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir…
    3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir…
    6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma işlemlerinin ilgili meslek, görev veya statü ile ilişkiyi süresiz olarak kesme niteliğine sahip işlemler olduğu, Kanun metninden maddede sayılanlar ile birlikte bu sonucu doğuran her türlü işlemin temyize tabi olduğunun anlaşıldığı, bu kapsamda muvazzaf subay adayı olan davacının, dava konusu işlemle atamasının yapılmamasına karar verilerek anılan kadroyla ilişiğinin süresiz kesilmesine sebebiyet verildiği sonucuna ulaşılmaktadır.
    Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davada, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin, davalı idarenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Usuli işlemler tamamlandıktan sonra işin esası hakkında temyiz incelemesi yapılabilmesi için tekrar Danıştay’a gönderilmesini temin etmek üzere, dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 19/01/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY :

    (X)- Dava; dış kaynaktan muvazzaf subay adayı olan davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
    … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; dava konusu işlemin iptaline ve davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, Mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi üzerine, .. Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.
    Davalı idare tarafından, anılan kararın temyiz edilmesi üzerine, … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:…, Temyiz No:… sayılı kararıyla, temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinde,
    “1) İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir…
    3) Bölge idare mahkemesi, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar verir. Karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı verir…
    6) Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı Kanun’un “Temyiz” başlıklı 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında, verilen kararların Danıştay’da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği kurala bağlanmıştır.
    İdari yargı yerlerinin ve özellikle Danıştay’ın iş yükü fazlalığı, “adil yargılanma hakkının korunması” ve “makul süre içinde yargılamanın sonuçlandırılması” ilkeleri hukukumuzda istinaf konusunu gündeme getirmiştir. 18/06/2014 tarihinde kabul edilen 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un genel gerekçesinde, 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde yapılan değişiklikle, istinaf mahkemelerince karara ağlanacak konulardan hangilerinin temyiz yolu ile Danıştay’a gideceğinin belirlendiği, tahdidi olarak sayılan bu konular dışındaki davaların bölge idare mahkemelerinde istinaf incelemesi neticesinde kesinleşmesinin öngörüldüğü, böylece Danıştay’ın temyizen karara bağladığı iş yükünün yaklaşık yüzde seksen oranında azaltılarak Danıştay’ın içtihat mahkemesi rolünün güçlendirilmesinin amaçlandığı gerekçelerine yer verilmiştir.
    Mevzuatın ve 6545 sayılı Kanunun 2577 sayılı Kanunda yapılan değişikliğe ilişkin gerekçesinin değerlendirilmesinden, 46. maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde düzenlenen temyize açık kararlar yönünden belli bir statünün kazanılmış olmasının esas alındığı, statüye dahil olan kişilerin statü ile ilişkisinin kesilmesinin sonuçlarının ağırlığı göz önünde bulundurularak temyiz kanun yoluna tabi tutulmak suretiyle güçlü bir denetim sistemi öngörüldüğü, henüz statüye dahil olmamış kişiler açısından ise istinaf incelemesinin yeterli görüldüğü, sayma yolu ile tahdidi olarak belirlenen “bir statüden çıkarılma sonucunu doğuran işlemler” dışındaki işlemlere karşı yorum ya da kıyas yoluyla temyiz kanun yolunun açık olduğunun kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
    Bakılan uyuşmazlıkta; dış kaynaktan muvazzaf subay adayı olan davacı tarafından, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle adaylık işlemlerinin sonlandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, 2577 sayılı Kanun’un 46. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde düzenlenen hüküm kapsamında yer almadığı, zira davacının henüz “subay statüsüne” sahip olmadığı, dava konusu subay kadrosuna atama yapılmamasına ilişkin işlemin, davacının belli bir meslekten veya kamu görevinden süresiz olarak çıkarılması sonucunu doğuran bir işlem niteliğini haiz olmadığı açıktır.
    Bu durumda, temyiz istemine esas teşkil eden kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca Bölge İdare Mahkemesinin temyiz yolu açık olmayan “kesin” kararlarından olduğu anlaşıldığından, temyiz isteminin incelenmesine yasal olanak bulunmadığı görüşüyle, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir