Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/20066, Karar No: 2021/368
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/20066 E. , 2021/368 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/20066
Karar No : 2021/368
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: : Davacı adına, sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden, kanuni temsilci sıfatıyla tarh edilen 2010/12 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; her ne kadar davalı idare tarafından, 24/10/2011 tarihinde tasfiyeye giren ve 23/12/2013 tarihinde tasfiyesi tamamlanan, ticaret sicilinden silinerek tüzelkişiliği sona eren şirketin 2010 yılında sahte ve muhteviyati itibariyle yanıltı belge kullandığından bahisle ilgili dönemde kanuni temsilci olduğu gerekçesiyle davacı adına cezalı katma değer vergisi tarh edilmiş ise de, 24/05/2010 tarih ve 7569 sayılı ticaret sicili gazetesi ilanında, şirket müdürü olarak …’ın seçildiği, 11/11/2011 tarih ve 7938 sayılı ticaret sicili gazetesi ilanında ise şirket müdürü …’ın 19/10/2011 tarihinde alınan kararla tasfiyeye girinceye kadar yaptığı işlerden dolayı ibra edilmesine, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere davacı …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiği, …’ın müdür olarak seçildiği tarihten davacı …’nun tasfiye memuru olarak atandığı tarihe kadar ise müdür değişikliğine dair bir ilanın bulunmadığı görülmüş olup, ilgili dönemde kanuni temsilci olmadığı anlaşılan davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Kanuni Temsilcilerin Ödevi başlıklı 10. maddesinin son fıkrasında, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağının hüküm altına alındığı, davacının ilgili vergi alacağından sorumluluğunun devam ettiği ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.