Danıştay 13. Daire, Esas No: 2015/5567, Karar No: 2021/193

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2015/5567 E. , 2021/193 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No:2015/5567
    Karar No:2021/193

    TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    2. (DAVACI)
    … Turizm Seyahat ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı tarafından Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararı ile verilen idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı, 295.866,00-TL tutarlı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; dava konusu edilerek iptali istenen ödeme emrine dayanak teşkil eden idarî para cezasına karşı davacı tarafından dava açıldığına dair bir beyanda bulunulmadığı, davalı idare tarafından ise dayanak işleme karşı dava açılmadığı ve alacağın kesinleştiği beyan edildiği, Uyap üzerinden yapılan araştırmada ise dayanak işleme karşı açılmış bir davanın tespit edilmediği, ödeme emrinin dayanağı idarî para cezasına karşı dava açılmadığı ve ödeme emri ile istenen söz konusu kamu alacağının kesinleşmiş bir niteliğe kavuştuğu, kesinleşen amme alacağının takip ve tahsiline yönelik olarak düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
    Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından, böyle bir borçlarının olmadığı, ceza tutarının fahiş olduğu, Kurul’un verdiği idarî para cezalarının tahsilinin vergi dairelerinin görevine girmediği; Davalı idare tarafında, davada avukatla temsil edilmelerine rağmen lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediği ileri sürülmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz iddialarının reddi ile taraflarına vekâlet ücreti yönünden temyiz taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile, davacıya sözleşmeli dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmâl etmesi ve yeterli şart ve seviyede marker ihtiva etmeyen ve teknik düzenlemelere uygun olamayan akaryakıt ikmali yaptığının tespit edilmesi nedeniyle 295.866,00-TL idarî para cezası verilmiştir.
    İdarî para cezasının davacı şirket tarafından vadesinde ödenmemesi üzerine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesi uyarınca dava konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
    Ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği kurala bağlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden davacıya idarî para cezası uygulanmasına ilişkin Kurul kararına karşı dava açılmadığı anlaşılmakla birlikte, ödeme emrinin dayanağı olan tahakkuk işlemine karşı dava açılmaması, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi uyarınca, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı yolundaki itirazlarının yargısal incelemesinin yapılmasına engel teşkil etmemektedir. Ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davalar, 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince davacının “böyle bir borcu olmadığı” şeklindeki itirazı kapsamında değerlendirilmelidir. Bu kapsamda, ödeme emrinin dayanağını teşkil eden kamu alacağının maddi kaynağına ilişkin hukuka uygunluk denetiminin yapılması ve borcun tahakkukundan önceki aşamaya ilişkin hukuka aykırılık iddialarının incelenmesi gerekmektedir.
    Bu durumda, Mahkeme tarafından ödeme emrine karşı açılan işbu davada ileri sürülen iddiaların “böyle bir borcunun olmadığı” itirazı kapsamında değerlendirilerek işin esasının değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
    Öte yandan, Dairemizin bozma kararı üzerine dosya işin esasına girilerek inceleneceğinden ve Mahkemece yeniden bir karar verileceğinden, davalı idarenin vekâlet ücretine ilişkin temyiz istemi hakkında bu aşamada bir karar verilmesine imkân bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
    2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete 5015 sayılı Kanun uyarınca verilen idarî para cezası kaynaklı kamu alacağının takip ve tahsiline yönelik olarak düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan idarî işlemin, idarenin iradesi dışında yalnızca mahkeme kararıyla hüküm ve sonuçlarının ortadan kaldırılması mümkündür ve söz konusu işlemlere karşı dava açılmasının süresi ve yolu kanunla belirlenmiştir. Bu yol ve süre dışında ilgili idarî işlemin mahkemece değerlendirilme olanağı bulunmamaktadır. Aksi takdirde idarî işlemin sürekli ortadan kaldırılma riski bulunur ki, bu durum idarenin sürekliliği ve işleyişi açısından bir aksamaya sebebiyet vermesinin yanı sıra, işlemden yararlananların da hukuk güvenliğinin korumasız kalması sonucunu doğurur.
    Kural olarak ödeme emrinin dayanağını oluşturan idarî işlemin hukuka uygunluk denetimi ancak bu işleme karşı açılmış bir davada mümkündür. Ödeme emrinin dayanağı işlem, dava açılmayarak idarî yönden veya dava neticesinde yargısal olarak kesinlik kazanmış ise, ödeme emrine karşı açılan davada, söz konusu idarî işlemin hukukilik denetimi yapılamaz. Ancak, 6183 sayılı Kanun’un “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinin, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında … itirazda bulunabilir…” hükmü kapsamında inceleme yapılabilir. Bu maddede belirtilen “böyle bir borcu olmadığı” itirazı kapsamında ise, dava açılmayarak idarî yönden kesinleşmiş işlemin yeniden dava edilmesi sonucunu doğuracak şekilde hukukilik denetimi yapılması mümkün olmayıp, yalnızca dayanak işlemin tahakkukundan sonraki aşamalara ilişkin olarak ileri sürülen iddialar incelenebilir.
    İstisnaî olarak hak arama hürriyeti kapsamında, haklı ve meşru bir sebeple ödeme emrinin dayanağı işleme karşı dava açma imkânı elde edememiş kişilerin, ödeme emrine karşı açmış oldukları davada 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesindeki “böyle bir borcu olmadığı” itirazı kapsamında ödeme emrinin dayanağı işlemin hukuka uygunluk denetimi yapılabilir.
    Davaya konu olayda, davacı şirketin, adına düzenlenen idarî para cezasına karşı dava açmadığı ve söz konusu para cezasının kesinleştiği; idari para cezası işleminin tebliğinin usulsüz olduğu ve dava açma imkânın bulunmadığının da ortaya konulamadığı görüldüğünden, davacı adına uygulanan idarî para cezasının hukuka uygunluğunun bu aşamada “borcum yoktur” itirazı kapsamında incelenme imkânı bulunmamaktadır.
    Bu nedenle, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir