Danıştay 3. Daire, Esas No: 2019/3477, Karar No: 2021/77

Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/3477 E. , 2021/77 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/3477
    Karar No : 2021/77

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mobilya ve Dekorasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusunun sonuçlandırıldığı … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri üzerine 2016 yılının Ocak ila Mart ve Mayıs dönemleri için tahakkuk eden katma değer vergisi ve hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İndirim konusu yapılan vergilerin doğruluğunun davacı nezdinde yapılmış bir inceleme ile somut verilerle ortaya konulmadan davalı idarenin baskısı altında verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk ettirilen katma değer vergisi, hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle vergi, gecikme faizi ve ceza kaldırılmıştır.
    Bölge Mahkemesi kararının özeti: Mükelleflerin ancak süresi içerisinde verdikleri beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilere karşı ihtirazi kayıt koymak suretiyle dava açabilecekleri, süresinden sonra verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kaydın, tahakkuk eden vergiye dava açılmasına olanak sağlayan bir çekince olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle, davacının yasal süresinden sonra vermiş olduğu düzeltme beyannameleri üzerine adına tahakkuk eden vergi ve hesaplanan gecikme faizinde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, katma değer vergisi beyannamelerinin yasal süresinden sonra verilmesi sebebiyle zamanında tahakkuk ettirilemeyen vergi üzerinden vergi ziyaı cezası kesilmesinin 213 sayılı Yasanın 341. maddesinin gereği olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusu kabul edilerek dava reddedilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :İhtirazi kayıtla düzeltme beyannamelerinin İdarenin zorlayıcı yazısı üzerine verildiği, serbest iradelerini yansıtmadığı, alışlarının gerçek olduğu, katma değer vergisi indirimlerinin süresinde beyan edildiği, olayda izaha davet müessesinin işletilmediği, bireysel başvuru üzerine Anaya Mahkemesince verilen ihlal kararının gözetilmesi gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulüyle Vergi Dava Dairesinin kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısında yer alan ve hakkında olumsuz tespit/rapor bulunan mükelleften yaptığı alımlara ilişkin işlemin gerçekliğinin Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nde belirtildiği şekilde ispat edilmesi veya ilgili dönem beyanlarının düzeltilmesi halinde hakkında özel esaslar uygulanmayacağının belirtilmesi üzerine davacı tarafından, sözü edilen yazıdaki mükellefe ait faturaların beyanlardan çıkartılması suretiyle ihtirazi kayıtla düzeltme beyannamesi verilmiş, ihtirazi kayda itibar edilmeyerek bakılan davaya konu yapılan katma değer vergisi tahakkuk ettirilmiş, gecikme faizi hesaplanmış, vergi ziyaı cezası kesilmiştir.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri sayılarak (a) bendinde iptal davası, idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmıştır.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Mükelleflerce, ihtirazi kayıtla verilen düzeltme beyannameleri esas alınarak yapılan tahakkuk, hesaplanan gecikme faizi ve kesilen vergi ziyaı cezalarına karşı açılan davaların esası incelenmeden reddedilmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 27/02/2019 tarih ve Başvuru No:2015/15100 sayılı kararıyla; başvurucuların mülkiyet haklarına müdahale teşkil eden vergilendirme işlemlerinin yargı yoluyla denetlenebilmesi imkânına sahip olamadıkları dolayısıyla, derece mahkemelerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanun’un 378. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen hukuk kuralını, düzeltme beyannamesine ihtirazi kayıt konulmasının dava açma hakkı vermeyeceği şeklinde yorumlamasının -sürecin bütününe bakıldığında- başvurucuların, müdahalenin hukuka aykırı olduğuna yönelik olarak iddia ve itirazlarını etkin bir biçimde sunamaması sonucuna yol açtığı, buna göre somut olayda mülkiyet hakkının öngördüğü usul güvencelerinin sağlanamamasından dolayı müdahalenin başvuruculara şahsi olarak aşırı bir külfet yüklediği, mülkiyet hakkının korunması ile müdahalenin kamu yararı amacı arasında olması gereken adil dengenin başvurucular aleyhine bozulduğu sonucuna ulaşıldığı, başvurucuların mülkiyet haklarına yapılan müdahale ölçüsüz olduğu gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere vergi mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Yukarıda “Mevzuat” bölümünde yer verilen tanıma göre açılan bir iptal davasında iptali istenilen işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ayrı ayrı hukuka uygun olup olmadıklarının denetlenmesi gerekmekte olup, bu unsurlardan birisinde hukuka aykırılık bulunursa işlem iptal edilmelidir.
    Hukuka uygunluk denetiminin yapılması gereken sebep unsuru idari yargıda; idareyi işlemi yapmaya iten saik olarak tanımlanmıştır. İdare tesis ettiği işlemi, gerçek ve hukuka uygun sebeplere dayandırmak zorundadır. Sebebin gerçek olması, varlığının usulüne uygun olarak yapılan tespitlerle ortaya konulmuş olması; hukuka uygun olması ise idarenin işlemi dayandırdığı sebebin, kanunda tesisi için dayanabileceği öngörülen sebeplerden olması anlamına gelmektedir.
    Dava konusu uyuşmazlıkta sebep unsuru, davalı idarenin davacıya gönderdiği … tarih ve … sayılı yazının alt kısmında yer alan ve hakkında olumsuz tespit/rapor bulunduğu belirtilen mükelleften yapılan alımların gerçek kabul edilmemesidir.
    Bu durumda davacı tarafından verilen düzeltme beyannamelerine konulan ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek tahakkuk ettirilen vergi, hesaplanan gecikme faizi ile kesilen vergi ziyaı cezasının sebep unsuru hakkında, yargısal denetim yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilmek suretiyle yazılı gerekçeyle verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
    4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir