Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/9592, Karar No: 2021/531
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/9592 E. , 2021/531 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9592
Karar No : 2021/531
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Mühendislik Turizm Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010-2013 takvim yılı hesaplarının incelenmesi sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporu ve vergi inceleme raporlarıyla ilgili yılda taşınmaz satışı hasılatlarının eksik kayıt ve beyan edildiğinden ve bir kısım maliyetlerin belgelendirilmediğinden bahisle, 2013 yılı için tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi, geçici vergi ve 2013/4 dönemi vergi ziyaı cezalı gelir (stopaj) vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu tarhiyata dayanak teşkil eden … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu incelendiğinde, 2013 yılında satışı yapılan dairelerle ilgili olarak, şirket müdürünün ifadesinde bu dairelerin ortalama 80 – 85.000,00 TL bedelle satıldığını beyan ettiğinden bahisle bir dairenin ortalama 82.500,00 TL den satıldığının kabul edildiği, bunun dışında taşınmazın bulunduğu alanın (ulaşım, nüfus yoğunluğu vb.) özellikleri göz önüne alınmak suretiyle piyasa fiyatı araştırması yapılmadığı, ayrıca ifadesi alınan ve ortalamanın altında bir fiyatla satın aldığını beyan eden alıcılardan bazılarının beyan ettiği fiyatların değil de şirket müdürünün ifadesinde belirttiği miktarın ortalamasının esas alınarak matrah farkının tespit edildiği, objektif, somut ve yeterli araştırma yapılmadan eksik incelemeye dayalı olarak düzenlenen vergi tekniği raporunda belirtilen miktarlar esas alınarak hazırlanan vergi inceleme raporları uyarınca yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dairelerin gerçek bedellerinin ekspertiz raporlarındaki rayiç bedeller gözetilerek şirket yetkilisinin kendi ifadesinden hareketle tespit edildiği, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığI ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2365 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı öngörülmüş, aynı Kanun’un re’sen vergi tarhını düzenleyen 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı “vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir olunan veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır.” şeklinde tanımlandıktan sonra 134. maddesinin birinci fıkrasında da; vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
Re’sen vergi tarhının amacı yükümlülerin varsa beyan dışı bıraktıkları gelirlerini, gerçeğe en yakın biçimde saptayabilmektir. Bu nedenle, re’sen vergi tarh edilirken, beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kazanca ilişkin gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve matraha ilişkin verilerin varsayım ya da kanaat yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir. Türk vergi sisteminde gerçek gelirin vergilendirilmesi esas olup, varsayım ya da kanaate dayalı olarak vergilendirmeye izin verilmemektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2010, 2011, 2012 ve 2013 takvim yılı hesaplarının incelenilmesi sonucunda vergi tekniği raporu düzenlendiği, anılan raporda ilgili yıllarda taşınmaz satışı hasılatlarının eksik kayıt ve beyan edildiği ve bir kısım maliyetlerin belgelendirilemediğinin tespit edildiği, bunun üzerine Vergi inceleme raporlarının düzenlendiği, anılan raporlarda belirtilen matrah farkları üzerinden cezalı tarhiyatlar yapıldığı anlaşılmaktadır.
… tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu incelendiğinde; davacı şirketin 2010,2011,2012,2013 yıllarında gayrimenkul satışlarının olduğu, söz konusu satışlarla ilgili şirket müdürünün ifadesine başvurulduğu, ifade de ” ikamet amaçlı binaların inşaatı işiyle iştigal ettiklerini, 2013 yılında satışını gerçekleştirdiği dairelerin ortalama 80.000-85.000 TL’ye satıldığını, inşaat sektörünün yapısından kaynaklı nedenlerle bir takım alışlarını belgelendiremediklerinden satışlarını da daha düşük bedelle beyan ettiklerini belirttiği, ayrıca davacı şirketten daire satın alanların ifadesine başvurulduğu, banka kredisi kullananların bankalardan dairelerin emsal değerini gösteren ekspertiz raporlarının istenildiği, alıcıların genellikle kendilerine bir masraf çıkacağı korkusuyla gerçek alış fiyatlarını gizledikleri düşünülerek şirket yetkilisinin ifadesinden hareketle bina bazında ortalama fiyatların esas alındığı, şirket yetkilisinin ifadesinden daha yüksek bir tutara satın aldığını ifade den alıcıların ise ifadelerinin doğru kabul edilerek hesaplamada dikkate alındığı tespit edilmiş olup ilgili dönemde elde ettiği geliri kayıt ve beyan dışı bıraktığı hususunda ihtilaf bulunmayan davacı şirket adına hesaplanan matrah ve bu matrahlar üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Ayrıca Mahkemece yeniden verilecek kararda geçici vergi asılları bakımından da bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.